bugün

benim bu. ayrıca devlete kendin üretsene niye hazır alıyorsun derim. cünkü o devlet. üretecek ben yicem olay bu zaten o yüzden vergi veriyoruz sikik.
o kadar lokantalar da çalışan insan aç mı kalsın ?

bu nasıl ılık ılık fikirler, resmen ılıklık.
zengin insandır .
canı yemek yapmak istemeyen insandır.
devlet millet diyene kadar bunu yazamadınız mı cidden?

bazen kalkıp su kaynatmak dahi istemiyorum. tabii hazıra alışan bünye meselesi bu; ver parayı al hizmeti. paranla rezil olunca kendi başına bir şeyler yapmak zorunda kalıyorsun zaten.

misal; çarşı ekmeği dediğimiz tuz torbası ekmekler bana zarar veriyor. dışarıda yapılan herhangi bir hamur işi de aynı şekilde. bu yüzden bir kaç sene boyunca ekmeğimi kendim pişirdim. sonrasında da ekmek yemeği bıraktım. şu sıralar ekmeğe abandığımı fark ettiğim için yine aynı rutine girip ekmek yapmaya başlıcam. ama ne var? gidip unu üreticiden alıcam. marketten falan değil.

sorun burda devletin o ekmeğe avuçla tuz attırması mı? belki. yine de kendi çözümümü üretebiliyorsam "kaka devlet!" dememe gerek yok. üretim yapan yerlere hakkını vermeye başlarsak zaten kalkınırız.
parası varsa isterse yemeği hazır alır isterse lokantayı. o yüzden önemli olan maddi durumu. he parası olmadığı halde yiyorsa başka şeylerden kısması gerekir.
sağlık adına geleceğe yatırım yapmayan, sadece günü kurtarma derdindeki, sağlıksız beslenen insandır.
Yemek yapmaya erinen insandır. Belki yorgundur. Belki bi sikim beceremiyordur mutfakta. Ama ilk entry nasıl bi saçmalık öyle. Belki adam mühendis. Alanında en iyisi üretimin ırzını kırıyor. Ama yemeği dışardan alıyor diye bu saçmalığı işitiyor.
benim bu. yapmak gelmiyor içimden, acı çekiyorum sanki yaparken.

dışardan söylediğimde de acı çekiyorum çok gidiyor diye. hep acı çekiyorum sözlük. *
Muhtemelen (bkz: obez) insandır.
parası çoktur.