bugün

romalılar'ın temelini oluşturan kavim. kitabeleri okutmamışlardır ve italyan hükümeti etrüsk yazıtlarını saklama kararı almıştır.fakat şöyle bir durum vardır ki proto-türklerin kullandığı alfabe ve etrüsk alfabesinin yüzde yüz birbirinin aynısı olması etrüsklerin türk olduğu gerçeğini de ortaya çıkarmaktadır.etrüsklerin türk olmasının anlamı ise dünyanın en buyuk medeniyetlerinden biri sayılan roma medeniyetinin türk kökenli olmasıdır.bunun doğurcağı sonuçlar ise tarihin tekrar yazılması olacaktır.

ayrıca atatürk'ün bir notunda türklerin orta italya ya yerleştiklerini söylemesi de bu hipotezi doğrular niteliktedir:

"türk ulusu asya'nın batısında ve avrupa'nın doğusunda olmak üzere kara ve deniz sınırlarıyla sınırlanmış ,dünyaca tanınmış büyük bir yurtta yaşar.onuın adına türk eli ya da türk yurdu derler.fakat bugünkü türk ulusu varlığı için bugünkü yurdundan memnundur...türkler mezopotamya, mısır koyaklarından başlayan ve bilinen tarihten önce sibirya steplerinden başlayarak orta asya, rusya, kafkasya, anadolu, dünkü ve bugünkü yunanistan, girit ve romalılar'dan önceki orta italya, kısacası akdeniz kıyılarına değin yayılmış, yerleşmiş ve birbirinden farklı iklimlerin etkisi altında başka soylardan gelen insanlarla binlerce yıl yaşamış ve kaynaşmıştır, bu nedenle eski ve bu denli büyük insan topluluğunun bugünkü çocuklarının tıpkı onlara benzemesi mümkün değildir"
Etrüsklerin tarihi ile ilgili onlar tarafından yazılan metinlerin olmayışı ve Roma döneminde yazılanların da çoğunun kaybolmuş olması Etrüskler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmamızı engellemektir.

Aslında Etrüsklerle ilgili gizem daha Etrüsklerin adından başlıyor . Etrüsklerin kendilerine Rasena demelerine rağmen Romalılar onları Tusci ya da Etrusci , Grekler de Tyrhennes diye adlandırıyorlar.

Etrüsklerin yaşadığı ve Etruria adı verilen bölge Orta italya da kuzeyden güneye 250 km. , Doğuda batıya da 150 km tutan bir yerdi.

Etrüsklerin buraya nereden gelip yerleştikleri bilinmiyor. Bu konuda değişik varsayımlar var .

Bunlardan birincisi Etrüsklerin italya kökenli ve Villanova kültürünün devamı oldukları . Bu tezin savunucuları , haklı olarak , Etrüsk kültürünün erken dönemleri ile Villanova kültürünün son dönemleri arasındaki benzerliğe dikkat çekiyorlar.

Fakat burada dikkat çekici olan Etrüsk uygarlığının gelişim evrelerini çok hızlı yaşayıp bir anda ortaya çıkması.

En çok kabul gören görüş Etrüsklerin buraya sonradan yerleştikleri. Fakat Etrüsklerin nereden geldikleri konusunda bugüne kadar fikir birliğine varılabilmiş değil. Bu konuda ilk fikir beyan edenlerden biri de Herodotos'tur ve Etrüsklerin aslında kıtlıktan kaçıp yeni yerler bulmak üzere Etruria'ya göç eden Lydialılar olduklarını söyler :

'Kendileri anlatırlar ki , bugün gerek kendi ülkelerinde , gerekse de Yunanlılarda oynanan oyunları türetenler de kendileridir ve bu Etruria'nın koloni haline getirildiği zamana rastlar bakınız ne anlatıyorlar bu konuda . Manes oğlu Atys zamanında kıyıcı bir kıtlık sarmıştı bütün Lydia'yı . Bir süre dişlerini sıktılar Lydialılar , sonra kıtlık sürüp gittiği için , çareler aradılar , her biri kendince bir çare sürdüler ileriye . Bu oyunlar , zar , aşık (kemiği) ve top oyunları ,tavladan gayri , hepsi o zaman ortaya çıkmıştır; zira Lydialılar tavlayı biz bulduk demiyorlar. Bunları bulduktan sonra bakınız ne yapıyorlardı açlıklarını bastırmak için yiyecek peşinde koşmayı unutmak için , iki günün birini oyuna veriyorlardı ertesi gün oyunu bırakıp yemek yiyorlardı. On sekiz yıl boyunca böyle yaşadılar. Ama kötülük , azalacağı yerde kırımını büsbütün arttırınca kral Lydialıları ikiye ayırdı , 'Kim kalacak , kim gidecek kur'a çekilsi'dedi , kaderin kalmak üzere ayırdıkları gene kendi hükmü altında bulunacaktı. göç edecek olanlara da oğlunu veriyordu kral olarak , ki adı Tyrsenos'du. Böylece ülkeden çıkmak için üzere ayrılmış olanlar izmir'e indiler , orada gemiler edindiler , işlerine yarayacak şeyleri yüklediler , bir yurt ve yaşama çaresi peşinde kıyı kıyı dolanıp sonunda Umbria'ya yanaştıkları güne kadar denizlerde gezdiler orada kentler kurdular ve torunları bugün de orada oturmaktadırlar. Lydialı adını değiştirdiler, kendilerini yola çıkaran kral adını aldılar yeni adları olan Tyrsenler sözünü onun adına göre üretmişlerdir.'

Herodotos bunları MÖ beşinci yüzyılda yazmıştır. Ondan sonra gelenler için de de bu görüşü benimseyenler çoğunluktadır. Aslında günümüzde de Etrüskler'in Anadolu'dan göçtükleri tezi çok yandaş toplamaktadır.

Etrüsklerin Anadolu'dan göçtükleri tezini savunanların gösterdikleri en önemli kanıt Lemnos (Limnii) mezar stelidir. Etrüsklerin göçünün Herodotos'un anlattığı gibi olduğunu kabul edersek , aynı kavimden başka toplulukların da Anadolu'da kaldığını da kabul etmemiz gerekir. ( Bunların mutlaka Lydialılar olması gerekmez.) Antik kaynaklarda adı geçen Tyrrhenlerin bu geride kalan topluluk olduğu düşünülmektedir. Tyrrhenler Lemnos Adasını da zaptetmişlerdir. 1885 yılında Limni adasında , Kaminia köyünde bulunan bir mezar steli bir anda dikkatleri bu teoriye çekmiştir. Stelin üzerinde bir savaşçı resmi ile Etrüsk yazısına çok benzeyen bir yazı bulunuyordu. Bu stel MÖ yedinci yüzyıla tarihleniyordu ve adanın Atinalılar tarafından MÖ 510 senesindeki zaptından çok önce idi.

Bunun dışında Etrüskler'in ölü gömme adetleri (Örneğin ahşap odalar) , toplumsal hayatları (Örneğin kadına verdikleri önem) ve sanatları Anadoludaki başka toplulukları hatırlatmaktadır.

Etrüsklerin Kuzeyden geldikleri , Hint-Avrupa'lı bir kavim oldukları yolunda teoriler de olmasına rağmen çok fazla yandaş bulamamışlardır.

Etrüskler hakkında bir ilginç tez de Etrüsklerin Türk oldukları yolundadır. Atatürk'ün tarih tezi doğrultusunda Etrüsklerin de Etiler ve Sümerler gibi Türk kökenli olduklarına inanılmıştır. Atatürk'ün nezaretinde yazılan Türk Tarihinin Ana Hatları adlı kitapta bu konuya da değinilir :

Özet şudur : Etrüskler , Türsenler , Türkalar Ege adalarında , Anadoluda önceden oturmuş kavimlerdir. Bunlara Akalar , Ekeler , Etiler denildiğini biliyoruz.

Bu kavimlerin Türk kökenli oldukları ise daha önceden belirtilmiştir.

Adile Ayda da babası , Atatürk'ün yakın çevresinden Sadri Maksudî'nin yolundan giderek Etrüsklerin Türk oldukları yolunda pek de yabana atılmayacak deliller sunar.Buna göre Latin dilinde etimolojisi açıklanamayan bir çok sözcük de Türkçe'den gelmektedir.

Bu arada Tyrrhen sözcüğü Yunanca'da Turrhnoi şeklinde yazılır ve h'nın eskiden a sesi verdiğini hesaba katarak Turan adı ile bir ilişki düşünebiliriz.
yeni dünya batılı tarihçilerine göre avrupa milletlerinin temeli saydıkları etrüskler in zaman içinde akdeniz kıyılarında ilk avrupa medeniyet modelleirni geliştirdikleri anlatılmaktadır. arkeolojik kazılarda ise onlarında asırlar öncesinde asya kökenli kavimler oldukları birçok etnograflarca açık biçimde yazılır.

örneğin; bilinen 'süt emziren dişi kurt' tanımlaması asya kökenli türklerde asena olarak adlandırılırsa da, bu kez avrupa kıtasının güneyindeki roma nın ataları sayılan etrüskler de aynı simgenin artena adıyla tanımlanır.

etrüskler efsanelerine göre aynı biçimde dişi kurt tarafından emzirilen ve halen yapılmış heykelleri bulunan simge haline getirilmiş ünlü 'romülüs ve romüs kardeşlerin' de aynen türklerde olduğu gibi artena * demişlerdir.

(kaynak: bilinmeyen tarih ve türkler, ferit erden doray, kumsaati yayınları)

etrüsklerin kökeninin anadoluya dayandığına bir örnekte radikal gazetesi yazarı haluk şahin in yazısından;

Etrüsklerden kalan metinlerden birisi, kurbanların ciğerine bakarak fal bakmayı ve kehanette bulunmayı ilgilendiriyormuş.
Sakın 'Ben senin ciğerini okurum lan!' sözü bizlere Etrüsklerden yadigâr olmasın!

(kaynak: radikal gazetesi, 19/02/2006)
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=223486
Türk kökenli oldukları, dna testlerine dayndırılan, Anadolu'da ki aşırı kıtlık nedeni ile toplu halde Lidya'dan önce Limni Adası'na ve buradan da deniz yoluyla Orta italya'da ki Toskano bölgesine göç eden halk.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/7544610.asp
bu uygarliga ait yazitlari dünyada ilk kez okuyan ön türk arastirmacisi kazim mirsan'dir.
(bkz: etruscan)
federico giunti'nin atalarıdır.
italyan tarihçi ve dil bilimci Mario Alinei tarafından hint avrupa kökenli bir halk olmadıkları ve ural-altay ailesine ait türklere çok yakın bir dil konuştukları anlaşılmıştır. dna incelemeleri türk kökenli olduklarını ispatlar niteliktedir.

http://www.pubmedcentral....ndertype=table&id=TB2

http://www.continuitas.com/addenda_etrusco.pdf

http://www.continuitas.com/etruscan.pdf
güncel Önemli Başlıklar