eskişehir kışın öyle soğuk olur ki ;

porsuk çayı donar
elin donar sigaran düşer
kaldırımlar buz tutar sen düşersin
götün donar oturmaya korkarsın
beynin donar sınavlarda zıçarsın
kanın donar şeyin kalkmaz
nefesinde ki su buharı donar sakalında buz parçacıkları oluşur
hele evde bir ısınma cihazın yoksa uyuyamazsın
derler ki eskişehir'de kışın soğuktan dölün donar.
kuru ayaz'dır efenim. nefes alıp verirken içinizi dondurur, alışkın değilseniz ve/veya hazırlıklı değilseniz çok çektirir.
ağlatabilecek bir soğuktur. ayrıca sokakta kendi kendinize söylene söylene söve söve giderken milletin şaşkın bakışlarına maruz kalmanız da çabasıdır. iyi yönleri de vardır. yurtta herkesin kullandığı pislik içindeki buzdolabı yerine camın önününü kullanarak enerji harcamadan doğal yollardan besinlerinizi saklayabilirsiniz mesela. ya da donan porsuk üzerinde dolaşabilir kendi çapınızda action katabilirsiniz hayatınıza.
üniversite okumak için sıcak memleketlerden * gelen arkadaşların ilk defa atkı, eldiven, mont, kaban, kalın kalın botlar ve bot çorapları, kulaklıklar vb. ile tanıştığı; alışkın olanlar için o kadar da abartılı olmayan ve doğu illerimiz'in * yanında pek de soğuk sayılamayacak kuru ayazlardan ibaret kıştır.
su tesisatındaki suların donması; elinizde piknik tüpü binanın bodrumuna inmeniz ve acınacak bir umutla tesisatın açıkta olan kısmını ısıtmaya çalışmanız.
şehrin ortasından geçen derenin kurumasına sebep olan, ayrıca bir çok üniversitelinin cır cır olmasına vesie olan kış.
insanda bir an evel bir kalorifere abanma ihtiyacı hissettirir. açık mekanda dolaşamadığınız için sigara kullanmayan arkadaşların sigara dumanında boğulmasına neden olur. ohaa'dır,''çüşş bu ne soğuk be abicim''dir.
atkısız, şapkasız, içliksiz, çift çorapsız ve eldivensiz dışarı çıkmayı düşünmeyin.
karasal iklim çocuğu olarak büyüyen bünye için ne kadar dondurucu olabilir ki bir şehir?..demeyin, kafa göz kalmaz, bırakmaz.
dört kat çoraba ulaşmış durumdayım. ayrıca ayrıca çoraplarımı hala,inatla pijamalarımın içine sokmaya devam ediyorum, edeceğim.
soğuktan küpe takamıyorum, biri takılır da kulağım yere düşer diye..
çay ve kahve tüketiminden bıkmış durumdayım, tuvalete taşınıp duruyorum..
buzluktan çıkmış et misali on dakika sıcak suda beklemeden açılmıyor ellerimin uyuşukluğu..
iki gün önce ben de düştüm, itiraf ediyorum. oha bu ne ağrı diye uyandığımda çok küfür ettim..
iç dökmecemden sonra;
görüntü güzelliğine, karına rağmen zordur zor.
çorlu'da kışla pek benzer olan ama daha yağışlı geçtiği için çorlu'ya nazaran daha yumuşak olan kıştır. kuru soğuk sebebiyle erzurum'da -20 derecede hissedilen soğukluk eskişehir'de -5 derecede hissedilebilmektedir. sallama birşey bu tabi, ama yaklaşık böyledir.
öğlenin tam ortası diyebileceğimiz saatlerde, 02 ocak 2009 saat 12:50'de yapılan meteorolojinin ölçümlerine göre anlık sıcaklık(?) -10 C'yi göstermiştir. havada anlamsız bir grilik ve durgunluk. kıçda anlatılamaz bir donma acısı hissettirir.

dışarda bir yerde birini bir şeyi bekliyecekseniz kulakların ve suratın soğuktan acıması sonucu ağlayacak duruma gelirsiniz. hele gün batımına doğru esen rüzgarla birlikte "lan dur, götüm" diye feryat figan eve doğru donan baldır bacakla hızlı adımda yürürsünüz.

eskişehir'de kış şöyledir. bir gün kar yağar (miktarı önemli değil, bir karış, bir kaç cm de olabilir) abartısız 1 ay boyunca yapışır kalır.
öğrenciler (gençler, kendini genç hissedenler) birbirlerine ev ziyareti yapar, piizlenirler, birbirinde kalırlar ki sıcak bir aile ortamı oluşsun. can sıkıntısı tavan yapar bir saatten sonra.
just like me ha...
beklerim.
ogülüler için tıp fakültesinin ön tarafından geçmemeleri * ,otobüsü kapalı duraklarda beklemeleri *, iki eylüllüler için okula hiç gitmemeleri *, aülüler için eczacılık veya cuma kapsını kulanmaları önerilir *. *
insan yüzünün alabileceği en vahim hal eskişehirde oluşur.
kışın soğuğu değil de, başka bir at verilmedilir bu amansız soğuğa.
ayaz dersin olmaz, dondurucu dersin yine tutmaz.
eskişehir'de soğuk bambaşkadır. yüzünüze dokunduğunuzda yanaklarınız kırılacakmış gibi olur, damarlarınız donduğu için titreyemezsiniz bile. hafiften de bir rüzgar esiyorsa, allah sizin belanızı versin daha iyi.
eskişehir'deyseniz, mevsimlerden kışsa, dışarı çıkmayın.
su almak için olsa dahi çıkmayın, zaten aldığınız su eve gelene kadar donar, o donmazsa siz donarsınız.
eskişehir' de yazdan daha güzeldir. eskişehir' e kış yakışır..
kemiklerin lorke çektiği kış biçimidir. rüzgar yüzü keser hayatınız tehlikededir.