Bir kahve dükkanında denk geldim bugün.
Yanında da bebek arabasında çocuğu vardı.
Gülümseyerek yaklaştım selam verdim. Gözümü bebekten alamadım. Sevebilir miyim diye sordum. Tabi dedi.

9 aylık bir kız çocuğu.
Ama nasıl güzel.
Patavatsız biriyim duramadım bir şey sorabilir miyim? Dedim. Kıvrandığımı o da anladı tabi. Sor dedi.

+benden olsaydı bu bebek bu kadar güzel olmazdı di mi?
(Acı bir tebessüm sonrasında)
-olmazdı.
+di mi.

Bu dünyanın yaşayamadığım mutluluklar için büyük bir borcu var bana ya.

Edit: bir anlam yükleyerek yazmadığımı ifade etmeliyim. Bir tesadüftü. Sormamam gereken ayıp bir soru sordum. Bunun farkındayım. Bozuntuya vermediği, kibarlık ettiği için şanslıyım.
verdiğimiz veya veremediğimiz kararların sorumluluğu sadece kendimize aittir. bu sorumluluğu başkasına mal edemeyiz. bu nedenle ne bizim eski sevgililerimize ne de onların bize bir borcu yok. bizim tek borcumuz kendimize, o da yaşamak bocu.
Evlendiyse hayatta diyalog kurmam yapmayın öyle yarak kürek şeyler.
Eğer izi kaldıysa can acıtacak bir karşılaşma olur.
Hayatınızda biri var ve seviyorsanız ha keza seviliyorsanız da çok da anlam yüklememek lazım. Düşmanca ayrılmadı iseniz hal hatır minvalinde bir şeyler sorup hayatınıza devam edebilirsiniz.

Atilla ilhanın şiirinden bir mısra gibi ;

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular..
Paralel evrende olsa kadın olsam yani sevişirdim kesin bende arzularım onu.

De bu evrende eski sevgilim diye bir şey yok
hiç te olmadı bu başlık benim için geçersiz.
Ne yaparım hiç bilmiyorum hoş karşılaşma ihtimalim zaten yok denecek kadar az. insan gerçekten aşırı sevdiğinde tekme yedikten sonra öfkesi oluyor lakin bu öfke şiddet veya bağırma tarzı değilde hayata karşı öfke...