bugün

takımda iki yıldız var * *; fakat yetmiyor diye feryat eden teknik direktör.
trabzonspor'a neredeyse 30 tane futbolcu transfer ettirerek uyum sorununun ne demek olduğunu bilmediğini anladığımız tecrübesiz teknik direktör. *
takımdan çıkardığı hakan şükür ve fethullah örgütünün baskısıyla milli takımdan uzaklaştırılan teknik direktör.
fotoğraf sanatı ile ilgilenen teknik direktör. *
http://www.trabzonspor.or...PID=449&HaberID=39490
eğer gelecek sezonun ikinci yarısında takımını taşımaya devam ederse, şampiyon takımın teknik direktörü ünvanını alması işten bile olmayan futbol adamı. istikrar sorununu çözdüğü takdirde trabzonspor' u ayağa kaldırabilecek güçtedir. yapılan transferlerle de bu olasıdır.
çok yakında fenerbahçe'yi çalıştıracağını tahmin ettiğim teknik direktör.
ilk 6 hafta itibariyle takımını mükemmel çalıştırmış, moral ve motivasyonuna sağlamış, sakat ve cezalı oyuncusu neredeyse hiç bulunmayan bir kadro ile yola devam eden teknik direktör. efendim hep böyle başlıyor sonra da düşüşe geçiyor diyenlere bir çift söz etmek isterim. insanlar hata yapabilir, ancak bir hatayı 3 kez tekrarlamaz. futbol da yapılan hazırlık, sezon içi, devre arası çalışmaları üç aşağı beş yukarı aynıdır zaten. demek ki olay takımının bu işe ne kadar hazırlandığıdır.
takım: daha önce şampiyonluklar yaşamış, zirveye hedeflerse,
başkan: tecrubeli, şehri, kulübü, futbolu, dönen dolapları bilen ve yaşamışsa,
taraftar: içerde dişarıda tüm maçlara gidiyorsa ( bu diğer takımlarda yoktur)
sende helva yaparsın. helva yiyip te aşağıya çakılmazsın.
19 ekim 2008 galatasaray trabzonspor macindan sonra yaptığı açıklamalarda hakemle ilgili tek cümle etmemiş, ağlamamış, sızlamamış ve bir kez daha takdirimi kazanmıştır.

maç 1 dakika daha uzadı diye-ki sakatlık ve oyuncu değişikliği oldu- kendini yerlere atıp show yapanların prim yaptığı bir ülkede takımı elle atılmış bir gol yemesine rağmen kimseyi suçlamayışı takdire şayandır.
trabzonsporun gelişimine, futboluna hiçbir katkısı olmamış ve olmayacak kişi. bir an evvel gönderilmesi, gelecekte dizimizi dövmemizi engelleyebilir.
takımımda * en az 15 yıl kalmasını * hatta bundan sonra başka hiçbir takımı çalıştırmamasını dilediğim başarılı teknik direktör. ismini tartışmıyorum. yerli antrenörlere ve don değiştirir gibi antrenör değiştiren kulüplere örnek olmak ta büyük kulübümüze yakışır diye düşünüyorum. (bkz: ersun la dolu dolu geçen 25 yıl)
trabzonspor'a hiçbir şey vermemiş ve veremeyecek olan teknik direktör. adeta teknik direksiyon. bu hoca ile hiçbir yere varılmaz, sezon sonunda yazıklanmamak için kendisinden bir an evvel kurtulunması gerekir.
yıllardır tüm kupalara ambargo koyup ligin zirvesinden inmeyen trabzonspor'u resmen katletmiş futbol düşmanı cani herif. şu anki lig puan tablosuna bakıp hiç mi utanmıyorsun bre adam? (bu soru ersun yanal'a değil)
batıl inançları olan biri. maçta trabzon iyi oynadığı anlarda tahtaya vurdu, ama tutmadı malesef.
gaziantepspor maçlarından sonra * bazı kesimlerin işte bak demiştim takımı düşüşe geçti cümlelerine üstüste üç galibiyet alarak * cevap veren teknik direktör. bütün takımlarda sakat sayısı en az 5 iken bu takımımızda sıfır!, çok yüklenilen futbolcular çok sakatlanır diyorlardı oda yok. eee ne kaldı elinizde? bir rivayet daha var. kesinlikle ikinci yarıyı kaldıramaz bu futbolcular, koparlar yarıştan. buna da en iyi cevabı hocamız ve takımımız verecektir. * *
trabzonspor gibi büyük bir camiaya yakışmayan teknik direktördür. şöyle galibiyet aldı, yok takımda sakat sıfır vs. şeklinde 3 haftaya bakarak futbol yorumlayanlar neyin ne olduğunu ligin ikinci yarısında görecekler. kimin elinde ne kalacak o zaman görülecek...
ilerleyen haftalarda 1929 buhranındaki atatürk gibi hissetmeye başlaması olası teknik adam. o dönemi atlatırsa bir daha tutulmaz zaten.
türkcell süper lig de üç forvet oynatabilen tek teknik direktör.
"zaten bu ülkede herkes futbolu biliyor" yalanına aldırış etmeden söyleyebilirim ki, ben bu futbolu biliyorum ve bu çok basit bir oyundur. sezon başından beri, furbolun en temel gerçekkerinden biri olan basit, isabetli pas problemini dahi halledememiş olmak bir takımın teknik direktörünü yargılayabilmek için çok önemli bir veridir. ve bu veri bugün, şu ana dek hep kendisini savunan bir trabzonspor taraftarı olarak ersun yanal hakkındaki kanaatimin tam anlamıyla değişmesine sebep olmuştur. kendisine bundan sonraki hayatında başarılar dilerim.

biz lisedeyken okul takımı hocamız murat öz diye bir arkadaşı defansa koyardı, ve kendisine sadece gelen topa vur oğlum nereye giderse gitsin aldırma diye direktif verirdi. biz de hocaya itiraz ederdik, yahu bu adam topu oyuna sürecek adam, daha iyi birini koysak ya şuraya diye. ama hoca inatla ben "beden hocasıyım siz öğrencisiniz, siz mi bileceksiniz ben mi bileceğim" diyerek murat'ı oynatmaya devam ederdi. bugün bu otistik gargamel hüseyin çimşir'i seyrederken aklıma geldi, ersun yanal da ancak o beden öğretmeni kadar futboldan anlıyor dedim kendi kendime, sonra da ulan şu lanet maç bitsin hemen gidip bunu sözlüğe yazacağım dedim; ahan da yazdım.

ece ayhan'ın çok hoş bir lafı vardır. türkiye cumhuriyeti tercüme cumhuriyetidir diye, o yüzden her şeyimizde bu yapay, insana bir süre sonra kanser eden tercüme havasını sezersiniz. bir şeyler eksiktir, ve siz buna ruh dersiniz. bazı gerizekalılar da itiraz ederler, efendim olur mu öyle şey diye. olur efendim. bal gibi olur hem de. bu ülkede herşey adi bir tercüme yavanlığındadır. tabii ki futbol da öyle. allah'tan artık kanallar çeşitlendi de diğer ülkelerde oynanan futbolu izliyor millet. yoksa bu ülkenin kendini darı ambarında zanneden aç tavuklar misali tüküre tüküre konuşan insanlık özürlü futbol adamları, ahlak özürlü spor yazarları ve basiretsiz spor yöneticilerinin
yalanlarına kanacak üstüne üstlük kendimizi de kandıracaktık.

bak gene mesaj kaygılılığım tuttu. huyum batsın. neyse efendim sözü uzatmayayım. kimsenin sözüne kanmayın efendim. bu ülkenin hiçbir sahasında emanetin ehlinde olmadığı aşikar. onun için hiç ukelalık olur, komik duruma düşeriz, elaleme rezil olur korkusuyla düşündüğünüzü söylemekten geri durmayın. çünkü böyle gerizekalı federasyon başkanlarının, milli takım teknik direkötlerinin, futbolcularının, spor yazarlarının, başbakanlarının, muhalefet liderlerinin, bürokratlarının, gazetecilerinin, spor adamlarının, zenginlerinin olduğu ülkede elbette herkes teknik direktör, herkes başbakan olabilir. zekayla eğitimle olacak iş değildir bu, sakın kanmayın yalnızca ne kadar yalaklandığınıza, yalan söylediğinize ve ahlaksız olduğunuza bağlıdır.

nerden nereye. ulan trabzon yaktın bizi be. ölümüm senin yüzünden olacak ya, yine de bırakmayacağım seni. ama ersun yanal'la o hüseyin salağının cehennemin dibine kadar yolu var efendim.

saygılar sevgiler
terbiyeli bir cinnet mustatili
bir çeşit ironi.

yıllardır gözümüzün önünde ersun hoca. basından takip ettiğimiz kadarı ile de son derece bilimsel metotlarla çalışan bir teknik adam. lakin burada insan düşünmeden edemiyor, yahu hocam yıllardır çalıştırdığın tüm takımlar ligin ikinci yarısında dökülüyor, demek ki çalışma sisteminde bir hata var, yüklemelerini yanlış zamanlarda yapıyorsun. hem bu işin bilimsel yanına bu kadar önem verip hem de bir yanlışda bu kadar ısrarcı olmanın mantığı nedir?
zatı alileri işler sarpa sarıp da çözülmez hale geldiğini anlayınca yine topu taca attı. bu ülkenin abdurrahman çelebililiğe soyunan keçilerinin yaptığı en iyi işi yaparak polemiğe sığındı. tabii burada hata onun değil bizimdir. ne yaptıysak trabzonspor taraftarının diğer taraftarlara benzemediğini, hakikaten futboldan anladığını gösteremedik kendisine. bu yüzden zatı şahanelerinden özür dileriz.

kendileri trabzonspor dergisinin son sayısına bizi aydınlatmak için türlü türlü açıklamalarda bulunmuş, sağolsun varolsun. biz hiç düşünememiştik. yalnız o da şunu bilsin ki bu açıklamalar sadece gazetecileri tatmin eder. sağduyulu taraftarlar için hiçbir hikmeti harbiyesi yoktur.

Şimdi beyefendinin iddialarını tek tek analiz edelim bakalım.

ilk olarak futbolda sonuca göre yorum yapmanın en büyük rahatsızlıklardan biri olduğunu belirtmiştir. doğrudur. gerçekten de bu husus türk futbol tarihimizin önemli problemlerinden biridir. fakat trabzonspor taraftarının şu andaki şikayetinin sonuca göre yorum yapmak illetiyle malul olduğunu söylemek safdilliktir. bu takımın taraftarları en azından skor olarak iyi durumda olduğu zamanlarda da takımın iyi oynamadığını biliyor ve söylüyordu. bunu inkar etmek devekuşluğuna özenmektir efendim, bu da maalesef türkiyemizdeki meşhur hastalıklardan biridir. fakat bunlardan çok daha önemli bir hastalık vardır ki, o da işler kötü gidince el çabukluğu marifet bir taraftar psikanalizi yapmak küstahlığıdır. beyefendiye bize böylesi sinsice bir hakarette bulunduğu için sitemlerimizi iletiyoruz ve diyoruz ki dünya büyükse biz de büyüğüz. ha ha. yok lan onu demiyoruz. diyoruz ki peki işler kötü gidince ve bir türlü de düzelmeyince neden hep böyle bir mazlum pozu takınarak maalesef türkiye'de skora göre yorum yapılıyor edebiyatına sığınıyorsunuz kardeşim?

gelelim ikinci meseleye "Oysa yapılan değerlendirmelerin hiçbiri analitik verilere dayanmıyor. Bu da yapılan doğruları kenarda tutup özellikle moral motivasyonun olumsuz etkilenmesine yol açıyor." Tolunay Kafkas'ın çok güzel bir sözü vardı. "Biz burada atomu parçalamıyoruz" Yalnızca bu cümle bile Türk futbol tarihinin en hakikatli demeçlerinden biri olarak kaydedilmeye değerdir efendim; tabii anlayana. Futbola bir bilim muamelesi yapanlardan oldum olası gıcık kapıyorum. Futbol basit bir oyundur efendim. Analitiğe falan ihtiyaç duymaz. Elinizdeki bilgisayarlarla aklı evvelleri kandırırsınız. Birgün kurnazın biri çıkar o da eline en kalitelisinden bir bilgisayar alıp sizi yerden yere vurur o zaman da ağzınız açık kalır.

"Bizler teknik direktörler olarak oyuncularımızı sadece oynadıkları 90 dakikada değil, antrenmanlarda ve maçlardaki verimlerini en ince detaylarına kadar inceledikten sonra değerlendiririz. O yüzden yaptığımız tercihlere saygı duyulmalı" Saygı duymadığımızı kim söyledi? Bilakis saygı duyduğumuz için yazıyoruz bu kadar. Yoksa bunları yazacağıma sevgilime şiirler yazar, onun gönlünü kazanırdım bir kere daha. Fakat gerçek olan bir şey var ki o da şu. Sizin bu çok övündüğünüz analitik bakışınız ve en ince detayına kadar her şeye hakimmiş pozlarınız sürekli yanlış çıkıyor ki kaç haftadır kazanamıyorsunuz. Demek ki buralarda bir hata var efendim. Biz dışarıdan görüyoruz ama siz görmemekte ısrar ediyorsunuz. Hem bu hatalar öyle analitik, kıldan ince kılıçta keskince detayları kaçırmaya sebep olan teknik hatalar değil; bariz ortada olan, herkesin görebileceği kadar vahim hatalar. Dedikoduya girer diye isim vermiyorum ama orta saha da oynayan ve haftalardır dökülen iki tane futbolcunun hala ilk on birde oynamasını hangi teknik analiz sağlıyor acaba? Eğer hakikaten sizin dediğiniz gibi o adamlar görevlerini bizim göremediğimiz ama sizin istediğiniz gibi yapıyorsa, o zaman da sizin bütün analizleriniz bu adamların sizin istediklerinizi yapıp yapmadığını anlamak içindir; kazanmak için değil. Çünkü bu arkadaşların sizin dediğiniz kadarıyla görevini layıkıyla yaptığı maçlarda hep kaybediyoruz.

Gelelim rakiplerinizin gücüne saygı duyulmalı meselesine. Böylesi bir polemik te ancak Türk futbol adamlarına yakışırdı. Mesela sizin deplasmanda yenilip kendi sahanızda berabere kaldığınız Gaziantep ne kadar güçlüymüş ki kendi sahasında Galatasaray'dan, Antalya'ya; Büyükşehir Belediye'den Konya'ya kadar herkese yeniliyor. Puan durumundaki yeri de ortada ayrıca. Bizim yenemediğimiz Kocaeli'ye düşmesi beklenen Ankaragücü dört gol atabiliyor. Elimizden kaçırdığımız Fenerbahçe zar zor yendiğimiz Hacettepe'ye yedi gol atabiliyor. Bizse en son yedi golü ne zaman attık onu öğrenebilmek için tarihin tozlu sayfalarına başvuruyoruz.

Son olarak Sivasspor'un durumu her şeyi ortaya çıkarıyor efendim. Birebir karşılaştırdığınızda hangi futbolcusu bizim topçularımızdan üstün de bu takım hala şampiyonluğun en büyük adayı olabiliyor. Birebir yaptığımız mukayeselerde göremediğimiz fark teknik direktörlerin yaklaşımlarında olmasın sakın? Ki bülent uygun denen fatih terim yılmaz vural harcıyla ortaya karışık klonlanmış adamı günahım kadar sevmem de, beğenmem de.

Son olarak izlediğim kadarıyla Gaziantepspor, istanbul Belediye, Ankaraspor, Kocaeli hatta Denizlispor gibi takımların oynadığı göze hoş gelen, yalnızca basit paslarla böylesi bir fark yaratan takımlar kadar da yapamıyorsun bu güzelim takımı da hala sezon başından beri devam eden o saç baş yolduran pas hatalarıyla ölüp ölüp diriliyoruz.

Kendi özel tarihimden bildiğim kadarıyla Trabzonspor'un en iyi orta saha oyuncularıyla donandığı bir senedir bu sene. Bu kadroyla rakibe top göstermeyecek bir takım yaratmak hiç de zor değilken hala taraftara göstermeden şapkadan maymun çıkarmaya çalışan saf ilüzyonistlere öykünmek de ne oluyor Ersun hoca?

Yuhh ne yazmışım lan! Vallahi ikinci defa okuyamayacak kadar uzun oldu arkadaşlar. Bir sürçü lisan ettiysek affola.
aklı ve bilimi rehber alan kişi. kendi bilimini ve aklını rehber edinen teknik direktör. yetmemesinin nedeni budur.
an itibariyle görevinden istifa etmiş olan teknik direktör...
alt yazılarda görevinden istifa ettiği haberi çıkan teknik direktör. kanımca son derece yazık oldu. kısıtlı oyuncularla 1 yılda kurulan bir takımı son sivas maçına kadar şampiyonluk potasında tuttu. takımı, birçok maçta ezici üstünlük kurmesına rağmen forvetlerin beceriksizlğinden gol atamadı ve puan kaybetti. biraz formda olsalar trabzon herşeye rağmen potada durmaya devam ederdi. ama bir türkiye gerçeği olarak yine kimselere yaranamadı kendisi.
yakın zamanda fenerbahçenin başında görürsem şaşırmayacağam teknik direktör.
kovulması, trabzonspor'u gelecek sezon şampiyon adayları arasından çıkartmıştır. belki mükemmel değildir henüz ama gençlerbirliği, trabzonspor ve hatta vestel manisa'ya bile bir dönem şampiyonluk umudu vermiştir.