bugün

sevdiğim çizerlerdendir. Kenan yararın izinden gitmektedir. ama kenan yarar kadar olamaz.
saçmalıkları saçmalıklarım olan kişidir. aynı şekilde saçmalamamış kişiler hayatları boyunca saçmasapan bir şekilde saçmalayacaklardır.
çizgilerine hayran olunasi genc yazarlardandir. penguen dergisini aliyosan bunda payi olan yegane kisiliklerden birisidir zati muhterem sahis.
Zaten kendiside belirtmiştir çoğu kişiyle aynı durumları yaşadıklarını bunda tabi aynı dönem ve dünyada çocuk olmanında bence payı vardır.Bunun dışında gerçekten kendini acındırmaya çalışmayan,anlatımıda çizimi kadar güzel olan gelecekğin önemli çizerlerinin başında gelen kişi...
çizdiklerine bazen kimsenin inanmadığı ama gerçektende inanılamayacak şeyler anlatabilen kimse...hikayelerinde kendinden espriyle bahseder ama genç biri olduğundan fazla ilgi çekici ve didaktik bir tarafı pek bulunmaz,bazen mükemmel madara olma hikayelerini anlatır ve eğer hepsi doğruysa kepazelik konusunda üstüne yoktur bu arkadaşın.*

orta halli bir ailenin çocuğudur,hem annesi hem babası öğretmendir.çocukluğu biraz zor ve problemli geçmiştir ama kendisini bozacak kadar aşırı değil,herkes gibi...
zaten aslında adama baktığımızda herkesin yaşadığı şeyleri biraz daha komedi unsurları ve abartıyla sentezlemek suretiyle bize anlatır...yani basit,kendi halinde ve tam manasıyla senin benim gibi biridir...

ama söylenmesi gereken en önemli şey kalemi gerçekten çok kuvvetli,çizgisinde ileri yaşların tecrübesi var...bahadır baruter olmasada selçuk erdem kadar iyidir çizimde bence... uzun lafın kısası sadece çizerse daha hoş olabilecek veya illa komikte olacağım diyorsa başka bir formatla olabileceğine inandığım başarılı çizer...
karakter olarak da çok düzgün bir insan olan çizer kişi. geçen haftaki köşesinde yeni tanıştığı bir kıza yaşını sorup, "ben 91'liyim" cevabını alması üzerine,
"oha a.k 91'li insan mı olur!" tepkisini dile getirerek yarmış çizerdir. seviyoruz kendisini.
inanilmaz iyi gözlem yapan, penguen in umut sarikaya ve yigit özgur ile birlikte geleceginin teminati olduguna inandigim, cok sevdigim yazari. hakikaten bu kadar ortak sey nasil yasanir dedirtiyo hikayeleri. sifir komplex, süper yaraticilik, cok iyi gidiyor.
ankara üniversitesi hukuk fakültesi dergisi "ceride-i kantar" tarafından 2005 yılının en iyi karikatüristi seçilince çizgi öykücüsü olduğu iddiasından vazgeçip "evet, ben karikatüristim" diyen şeker insan...
* türkiye'nin bir numaralı çizeridir. Çünkü kendi hayatının karikatürünü çizmektedir ve her şeyi içtenlikle anlatmaktadır. 1 Haziran 2006'da çıkan penguen'deki kendini bir bok sanan kızlar konulu karikatürüne de mutlaka göz atılmalıdır.
üni.1 de kantinde hoşlandığa kıza aynı anda hem çelme takan, omuz atan ve yüzüne öksüren şahsiyet.. bunu anlattığı çizgisi koparmıştır.. kendisine "nası başardın bidaha yapsana" denilmesi gerekir.
biraz şaşırmış olduğunu düşündüğüm çizerdir..

penguende bu hafta köşesine yazı yazmış,ama lombak dergisine gene döktürmüş..
ne iş diye düşündük okur olarak,zaten formatıda değiştirmek istiyordu ama hoş olmamış kanımca...
Penguen'de bu hafta yönetmen olma konusundaki arzusunu konu alıp gene güzel işler yapmış kişi...
Mimar Sinan Güzel Satnatlar Fakültesi Grafik bölümü mezunu.
Lombak dergisine 6. sayıda girmiş, çizimi ve hikayelerini çok sevdiğim çizer.
gökyüzünde en görünür yerde duran parlak bir yıldız vardır,ersin karabulut kesinlikle o değildir. sen,ben gibi bir şeydir. tek farkı müthiş samimiyeti ve yeteneğidir. sandık içi kitabında çizgisinin yıldan yıla gelişimi görülebilir. çizgili t-shirt'iyle ünlü oan bu çizerin kariyeri pişmiş kelle dergisinde lise yıllarında başlamıştır.
kendisiyle msn de konuşmuşluğum olan doğal haliyle komik bir adam.
çıktığı tatilden bomba gibi dönmesini beklediğimiz kimse,oralarda sevgili bulup penguen'in ve çizerliğin üstüne gül kokladıysa tüh ona demeyeceğim. helal olsun. çalışkan çizer. hem okul hem iş insanı.
o içimizden biri dedirtesi büyük hikayeci.*
penguen alır almaz ilk baktığım onun çizdiği yer.
insanın okuyup da kendinden bir şey bulmaması imkansız.
çizdiklerini topladığı kitabı başucu kitaplarımdandır.
kesinlikle geldiği yeri ve daha iyisini hakeden bir kişiliktir.
bu sene okuluna geri dönmüştür.
mimar sinan' da okumaktadır. ** *
(bkz: fairuz derin bulut)
penguen dergisini aldığımda aceleyle sayfasını açıp okuduğum başarılı karikatürist. her okuduğumda ahanda yine beni çizmiş diyo insan aslında hepimizi çiziyo.helal.

(bkz: yiğit özgür)
hastası olunası kişilik.
yaklaşık bir sene öncesine kadar samimiyetine sonuna kadar inandığım, adam nekadar da içten yazıyor diye düşündüğüm insan. pengueni aldığımda hep en sona bırakır, haftalık penguen seansımı onunla kapatırdım. bir hafta nekadar popüler olmak istediğini, ama aslında hiç de popüler olmadığını anlatan bir öyküsü vardı, insanlar benim mail adresim dolup taşıyor zannediyorlar, oysaki bir mail geldiğinde nekadar mutlu oluyorum, ağızlarım kulaklarıma varıyor diyordu. okumadan silen şımarık ünlüler bir yana onlara teker teker cevap yazıyorum, zaten ayda yılda bir mail gelmiş, kaçırır mıyım bu fırsatı diyordu. gün geldi bazen arkadaşlarım istedi, bazen çaydanlık altlığı olarak kullanıldı, ilk sayısından beri toparladığım arşivimde eksikler oluşmaya başladı. sordum soruşturdum, eski sayıları bulamadım. ben de samimiyetine son derece güvendiğim ersin karabulut a mail gönderdim. ben, diyordum, en sıkı takipçinim, süper çiziyorsun, penguen in müdavimiyim. ilk sayısından beri biriktiriyorum ama eksiklerim var; bana şu şu şu nolu sayıları gönderebilir misin. cevabın olumsuz olursa da önemli değil, yine de bir cevap yazarsan sevinirim diyordum. hatta bunu derken ne kadar saçma tabiki cevap yazacak neden böyle birşey yazıyorum ki diyordum.
ama benim o mailime cevap gelmedi son derece samimi olarak kendini tanıtan ersin karabulut tan. benim gözümde tüm samimiyetini geçen ve mail gelmeyen günler boyunca yavaş yavaş kaybetti, artık penguen i alıp bitiyorum ve hala canım bişeyler okumak istiyorsa sandık içi ni okuyorum. ama tabi ki tüm yazdıkları ve çizdikleri yalanmış gibi geliyor. *
penguende okumaktan en fazla zek aldıgım 1981 doğumlu karikatürist
olaganüstü gözlem yeteneği ve samimiyeti onu bir adım ileri taşımaktadır
Sandık içi adlı bir kitabıda vardır
kitap fuarındaki imza gününe gidemediğim için deli gibi üzüldüğüm, gidip çizgileri ve hayatı hakkında bir kaç kelime konuşmayı hayal ettiğim fakat tanışma fırsatını bir dahaki imza gününe ertelediğim, çizgilerine bayıldığım baruterden sonra en iyi çizer olduğuna inandığım, yiğit özgür, serkan altuniğne ve alpay erdemle beraber penguen almama neden olan kişi.seviyoruz ailecek.
ilk önce pengueni her hafta almama sebep olan yazardı,sonra okumaktan zevk aldığım derginin başarılı çizeri oldu,sonrasında kendini fazlaca ve gereksizce deştiğini ve son zamanlarda saçmalamaya başladığını düşündüğüm kişi oldu.yaptığı iş kolay değil elbet ama sürekli bahsedebileceği şekilde güncellediği bir hayatı olmadığını düşünüyorum...çıkış yolu çocukluğu oluyor tabi,Freud'un ilgisini çekebilecek türden bir çizer(: