bugün

Tarifsiz mutluluktur.

Eriğin ilk çıktığı, 5 tanesinin 84 tlye satıldığı zamanlardan bahsetmiyorum.

Hani az sonrasında makul seviyelere ilk indiği zamanlar var ya. işte o dönemde kendime alırken, o gün uğrayacağım insanlara da erik alıyorum. Deli gibi, böyle meczup gibi elimde erik poşetini sallaya sallaya yanlarına gidip direkt eriği uzatıyorum.

Bakın insanlar, 'Aaa manyak lan bu' demiyor asla. Aaaa deyip Bi tanesini ağızlarına atıyorlar.

O an, tüm yavşaklığımla 'ehehee yıksaydın yhaa' diyorum. Tamamen ibneliğine. O sezon karşılaşılan ilk erik yıkanmaz halbusikime ben de biliyorum.

Erik muhteşem bir şey. Eriğin yeri dolmaz ya. Ekosistem için arı neyse meyveler aleminde de erik odur.

Hediye edin. Bokunu çıkarıp süslü kutularda veresim var.
Mutluluk gibi mutluluktur.
Devasa bir mutluluktur. Seven sevdiğine erik versin.

Beni iyi tanıyan herkes bilir erik sevdamı.
Bu yüzdendir ki geçenlerde çok sevdiğim biri kilometrelerce öteden kargoyla göndermek istedi, hayır demedim, o derece severim. Soğuk zincir göndermiş hem de gelir gelmez soğuk ve taze şekilde yiyebileyim diye.
Ankara'nın bozkırında daha mevsimi gelmeden yiyeceğim eriklere mi sevineyim yoksa bu kadar düşünceli bir adamla birlikte oluşuma mı bilemedim...
Manası çok derindir. Seni dişlemek istiyorum demektir.
bana erik almıycaklar bundan sonra benle muhatap olmasın, reddediyorum çevremi ve tanıdıklarımı.