bugün

tam anlamıyla hayalkırıklığıdır. insana, 10 milyon dolara aldığın futbolcunun fos çıkması kadar koyar.
seri eksi oy veren ibne'nin işidir o. ibnemiz, bir başlıktaki tüm entry'leri sırayla eksilerken arada o senin en güvendiğin entry de denk gelmiştir. kafaya takmaya değmez. eksi oy vererek tatmin olan insan modeli işte..

ya da muhtemelen, birilerini kızdıracak bir entry girilmiştir. doğru bile olsa, batarsa birine, eksi alır entry..yine, kafaya takmaya değmez. doğru olanı kabullenmeyip, bok atmaya çalışan insan modeli işte..
yazarın çağının çok ötesinde özgün bir insan olduğunun göstergesidir. kıymeti öldükten sonra anlaşılacaktır. *
-zevk meselesidir deyip kendini avutma halidir.
-yada ya ben insanları yine yanlış tanıyorum demektir.
-neyse olur böyle deyip en kötü olacağına yok olsun deyip silmektir.
-birkaç kere tekrarlandığında ama şimdi olmuyor deyip önüne gelen entrya ıııyyyy,iğrenç demektir.
kasım kasım kasılıp "ooo bu adam çok iyi ya" dedirtmek için ve karizma, isim yapma özlemiyle yazılan entrynin layık oldugu degerdir. hayal kırıklıgına ugrayan yazarlar sendemi brütüs tarzında bir yakarışla içlerindeki duyguları dışarı zerk ederler. 'entrye güvenmek' ilginç birşey olsa gerek. bu gece uyumadan önce enine boyuna düşünüp sonuca varacagımı ümit ederek entryime son veriyorum.

(bkz: güvenmek ve entry)
(bkz: yapma canım yapma arkadaşım)
artı/eksi alma kaygısı tasımadan yazanlar icin problem olmayacak husustur. * * *
(bkz: bu devirde babana bile güvenme)
en güvenmediğiniz ve kesin kötü oylanacaktır diye düşünündüğünüz bir entrynin bir çok kişi tarafından iyi oylanıp da en beğenilen entryler arasına girmesi kadar ilginç bir olaydır,herkes aynı düşünseydi dünya ne kadar sıkıcı olurdu önermesinin sözlüğe somut yansıması olarak da adlandırılabilecek ve yazar kişiyi sözlükten soğutabilecek durum.
girdigi entrynin sadece kendine anlattıgı güzel bir laftan ibaret oldugunun göstergesi.
oy için entry giren yazarın endişelenmesi gereken konu.
güvenilen dağlara kar yağmasıdır. fakat dert edilmemelidir. sonuçta önemli olan yazmak, ortaya bir şeyler çıkarmaktır. ister eksilensin, ister artılansın; oy kaygısı ile hareket etmeden yazmalı, yazmalı, yazmalıdır. *
en sevdiğiniz saç modelini kendinizde uygulayıp ''aşkım nasıl olmuş eheh uhuh '' diye sorduğunuzda aldığınız '' diğeri daha çok yakışıyodu sanki olsun kökü sende yine uzar'' cevabını duyunca hissedilenin aynısıdır.
bi yanlışlık vardır br diye düşündürtür. zira entry sadece tespittir ve doğru bir tespittir. ama gel gör ki birileri beğenmemiştir. fazla önemsememek gerek..
hiç oy almamasından daha iyi bir durum. en azından bir kişi okumuş ve tepki göstermiştir.
o kadar iyi giri giremeyeceğini bilen ve çekemediğinden ekşi oy veren yazıcının işi.
güvendiğin dağlara kar yağması olayıdır.
insanın bir an yıkıldıgı ve entry girme sevkinin kalmadıgı andır ama sonra kendini toplar ve hayatına devam eder.
hayal kırıklığı yaşatan durum. bir de özene bezene, dakikalarca uğraşılarak oluşturulmuş uzun bir entry ise insanı daha çok umutsuzluğa sevk eder. sonrasında ise daha entryi okumadan bile eksi veren yazarların var olduğu düşünülünce çok da önemsenmez ve yazmaya devam edilir.
bu eylemi, eksi veren kişiyi bulup o kişiyle bir güzel konuşma isteği takip eder.
kocaman bir hayal kırıklığı.