bugün

en vurucu kısmı 273üncü ayet olmakla bir likte 270-274 arası bir bütün olarak değerlendirilmelidir.
bu kısım; iyi ahlak için güzel bir örnektir.

bakara süresi

270. yaptığınız her harcamayı ve adadığınız her adağı muhakkak allah bilir. zalimler için hiç yardımcı yoktur.
271. eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. allah, yapmakta olduklarınızı bilir.
272. (ya muhammed!) onları doğru yola iletmek sana ait değildir. lâkin allah dilediğini doğru yola iletir. hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. yapacağınız hayırları ancak allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. hayır olarak verdiğiniz ne varsa; karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.
273. (yapacağınız hayırlar,) kendilerini allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler için olsun. bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. sen onları simalarından tanırsın. çünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler. yaptığınız her hayrı muhakkak allah bilir.
274. mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarfedenler var ya, onların mükâfatları allah katındadır. onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.
Bana göre Ali imran 139. Ayettir.

Gevşemeyin, üzülmeyin; inanıyorsanız üstün sizsiniz!
inşirah suresi'dir. Her ayeti çok derin.
Hepsi,

Hakka suresi. Okuyup da ağlamayanı görülmemiştir.
de ki ey kafirler ; sizin dininiz size, benim dinim bana.
kaf suresi 16 ; Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona neler fısıldağını biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.
Vs mankeni mi lan bu etkileyici ayet nedir biri açıklasın.
Eger kullarim beni senden sorarsa, suphesiz ki ben onlara cok yakinim. Bana dua ettiklerinde, dua edenin duasini kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip bana iman etsinler.

BAkara- 186.
bütün ayetler. çünkü allah "şüphesiz" doğruyu söyledi (!)
isra suresi 13. ayet:

"biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık."
hepsi etkileyicidir. rabbimizin kelamıdır.
henüz yazılmamış olandır.
Oku'dur.
bir ateist olarak,
ANKEBUT-57:
"Her nefis, ölümü tadacaktır."
nisa 24.

(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah'ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helal kılındı. Onlardan (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

not: savaş esiri olunca evli kadınlar helal mi oluyor-haram mı, bir anlayamadım ben, değişik kafanın mahsülü.
"kafirleri yuzleri uzerinde surundurerek, cehenneme gondeririz."

meryem 86.
savaşla, esir almakla ilgili çok ayet var, düşmanınızı şöyle yapabilirsiniz vesaire. iyi de şunu anlamıyorum. insanları ve kainatı yaratan ulu bir varlık olan tanrı, neden savaştan bahsediyor, esirden bahsediyor, savaş normal bir şey gibi anlatılıyor kuranda.

bunun yerine tanrının, savaş yapmayın, insan öldürmeyin, esir filan almayın, bunlar kötü şeyler demesi gerekmez mi?
Ayet mi bilmem de;

- kurusun ebu leheb'in elleri. Zaten kurudu da.

Bilmiyorum bu bana hep ilginç gelmiştir. Sanki sonradan edit yapılmış gibi.
"allah'tan baska, sıgnacak kimse bulamazsin." keyf 27.
Asra yemin olsun ki,
insan gerçekten ziyandadır.
Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesna.

asr suresi 1-3
Ve Allah âyetlerini size açıklıyor. Allah, (işin iç yüzünü) çok iyi bilir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir. (NUR/18)
AHZAB 37.

"Hani hem Allah’ın nimet ve ihsanına, hem de senin iyiliğine nail olmuş olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş olan kişiye sen: “Eşini yanında tut Allah’tan kork!” demiştin. Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi. Neticede, Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, Biz onu sana nikâhladık ki, bundan böyle evlatlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestikleri, onları boşadıkları zaman, o kadınlarla evlenmek hususunda müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri her zaman gerçekleşir.

demek ki neymiş; evlatlığımız hanımını boşarsa bize o hanımla nikah düşüyormuş.
El- kiyame

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Kıyamet gününe yemin ederim.
2. Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz).
3. insan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır?
4. Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
5. Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister.
6. "Kıyamet günü ne zamanmış?" diye sorar.
7. işte, göz kamaştığı,
8. Ay tutulduğu,
9. Güneşle ay biraraya getirildiği zaman!
10. O gün insan, "Kaçacak yer neresi!" diyecektir.
11. Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur!
12. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
13. O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.
14. Artık insan, kendi kendinin şahididir.
15. isterse özürlerini sayıp döksün.
16. (Resûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.
17. Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.
18. O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
19. Sonra şüphen olmasınki, onu açıklamak da bize aittir.
20. Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyorsunuz da,
21. Ahireti bırakıyorsunuz.
22. Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır.
23. Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir).
24. Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır;
25. Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felâkete uğratılacağını sezeceklerdir.
26. Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır,
27. "Tedavi edebilecek kimdir?" denir.
28. (Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar.
29. Ve bacak bacağa dolaşır.
30. işte o gün sevkedilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur.
31. işte o, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, namaz da kılmamıştı.
32. Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.
33. Sonra da çalım sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarına) gitmişti.
34. Lâyıktır (o azap) sana, lâyık!
35. Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık!
36. insan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!
37. O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi?
38. Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.
39. Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti.
40. Peki (bunları yapan) Allah'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

1. Dini yalanlayanı gördün mü?
2. işte o, yetimi itip kakar;
3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
6. Onlar gösteriş yapanlardır,
7.Ve hayra da mâni olurlar. Maun Suresi
Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı. (ANKEBUT/64)