bugün

Yaradılışı, doğası gereği o organın peşinde koşmaya programlanmiş erkek milletinin, bu organa ulaşmak için peşinde dolaşmasını hiç dert etmeyen, bundan gocunmayan, kendini aşşagılanmiş saymayan, tam aksine bu durumu, marifet gibi gören, övünerek anlatan dişi insandır.

Hiç de aklımı, niteliklerimi, bilgimi, seviyemi yükselteyim de, benimle ilgilenecek erkekler bu özelliklerime gelsin gibi bir gayesi yoktur.

Organ peşinde koşan erkeklerin çokluğu, onları bir de " ay benim muayyen dönemimde takdirimi kazanabilen erkekleri tercih ederim şekerim" triplerine sokar ki, insan utanır biraz.
ucuz insandır.
günümüzdeki çoğu kadındır.
* işte budur.
Orospunun tekedir.
hayatında dişi olarak sadece orospularla tanışmış olan kişinin tanımlaması.
(#12581294)
özelleştirme olursa bilemem de kamulaştırmadan korkarım.
üreme organına sermaye gözüyle bakıyorsa tabi ki fahişedir.
hayali zengin bir koca bulup evlenmekse elbette ki fahişedir.
çocuk yapıp satanlar için evet, en büyük sermayesi üreme organıdır.
250 gramla zengin olan insan.
Üreme organının yönetimi ile her bokunu harcayan iradesiz er kişilerin dişi kişisini sadece öyle olduğunu sanması acizliği.
'Dal gibi cinsel organın olana kadar, fındık kadar cinsel organın olsun' atasözündeki fındık die tabir edilen ve değerli olduğu düşünülen organa sahip insan.
sermaye olarak kullanılmaya müsait bir organdır efendim, özellikle 'para konuşur' mantığının hepimizin bilincine kazındığı şu zamanlar kadında ki bu eğilim kanaatimce olayın beklenen sonucudur.bahsettiğim şey kesinlikle orospuluk-bu kelimeden hoşlanmayan arkadaşlar için 'seks işçiliği'- değildir. bu işle meşgul olan arkadaşlar tarih boyu var olmuştur zaten ve adlarına köle,cariye,fahişe,orospu ya da seks işçisi ,ne denmiş olursa olsun, yaşayan hemen hemen her toplumda bu anlayış bir şekilde vardı,osmanlıda da ,romada da , moğallarda da,çin imparatorluğunda da.buraya kadar aslında herşey çok normal, yani tarih boyu toplumlarda ve medeniyetlerde erkeklerin cinsel isteklerini para, arpa, buğday, ya da teflon tava karşılığında karşılayan kadınlar olmuştur. buraya kadar aslın da hiç bir sorun yok gibi. fakat günümüze baktığımız da mide bulandırıcı bir takım yanlışlıkların olduğu aşikar, erkeğin kadına bakışından ziyade kadının kendine bakışın da büyük bir sapma olduğu çok açık. şöyle ki kadın hiç bir zaman da olmadığı kadar 'meta'laştırılmıştır.he bunu kim yapmıştır, arabalarını bile kadınların kontrolüne vermekten çekindiğini söyleyen bilim adamları olduğunu anımsarsak bu durum pek tabi erkeklerin tek başına kurdukları dünya düzenin de kaçınılmaz bir son gibi. hayır feminist değilim elbette, -ist le ya da -izm le biten hemen hemen herşeyi fazlaca radikal bulduğum için böyle fanatiklik dozuna ulaşan hiç bir ideolojiyi de desteklemem.bunu söylememde ki neden bu yazıyı yazarken 'bişeyci' olmadığımı söyleyip yanlış anlaşılacak, söylemeye çalıştığım şeyi -izmlere yada -istlere dayandırıp çarpıtmaman içindir. şöyle ki;
reklamlara bakalım, arabaların üzerine erotik tüllü elbiselerle oturtulmuş kadınlar, bilgisayar reklamların da bembeyaz dişli renkli gözlü lolitaların reklamını yapmakta olduğu bilgisayarın ne kadar hızlı olduğunu işveli bir şekilde bize anlatmaya çalışması, banka reklamlarında hiç bir veznadarın sahipn olamayacağı güzelliğe ve bakıma sahip hatunların o bankanın cebimizde ki parayı değerlendirmek için ne kadar uygun olduğunu anlatırken diğer yandan kadın pazarlanan ürünün önüne geçip, bir ürün -ticari mal- haline gelmesinden kaynaklanan bir ikilem ortaya çıkıyor. kadın yaradılış olarak en estetik varlık olduğu için reklamcıların satılması talep edilen ürün için güzel bir kadını/kadınları kullanması bilindik bir teknik. özet olarak söylemek gerekirse kadın sahip olduğu şeyin, yani kadınlığını bu düzen de paraya çevirebileceği fikri doğmaya başlıyor. kadın buna ikna oluyor, ve bunu da biz erkekler çoğu kez onlara dayatıyoruz, yani kadınlığın çok değerli bir şeymiş numarasını onlara yapıp o değerli şeyi alabildiğine değersizleştiriyoruz içten içe.yani ne oluyor, paramız varsa kadınların bizle olmaması için geriye hiç bir neden olmuyor.
dizelere bakalım efendim hatta diziler diyip kestirip atmak olmaz t.v yi açalım.sabah programlarına, evlendirme programlarına, akşam kuşağı eğlencelerine bakalım.gerçekten t.v' yi açıp bu tarz programları biraz izledikten sonra burnunuza kötü kokular gelmiyorsa işte o zaman buyuk bir sorunla var demektir bu. ''insanların ne seviyesi düşük şeyler izliyorlar'' diyip t.v den başka eğlencesi olmayan yurdum insanını aşağılamak değil amacım.burda sorulması gereken doğru soru şudur; '' insanlara neler izletiyorlar?'' bir ahlak çöküşü var televiziyon da ve rtük denen bir kurum televizyonda küfürleri biplenen bir diziye ihtarlar yağdırırken o bahsettiğim programlarda insanların birbirine hitap şeklinden tutunda en okkalı küfürden bile daha kokuşmuş imalarda bulunmasına ses çıkarmıyor. çünkü bahsettiğim dizinin prodiksiyonu o kadar güçlü değildir fakat diğer tarafta ki tüm prodiksiyonlar en kelli felli cinsindendir yani burda da 'para susturur' ilkesini görüyoruz. konuyu pekte dağıtmadan t.v de ki kadın sömürüsüne geçecek olursak malesef reklam sektöründen bile daha iç karartıcı durumda.bu programları belirli bir eğitim seviyesinde insanların izlediği düşünülürse toplumun altına koyulan bir bomba diyecek kadar da işi ileriye götürebilirim. toplumun temel taşı ailedir bildiğimiz üzüre, bu ilk okul bilgisini şu yüzden verdim mevzu bahis burda aileyi oluşturan çocuklardan öte çocukları yetiştiren anne ve babanın değer ve doğru yargılarıyla oynanıyor malesef televizyonlarda.evet gerçek bu diyor, kız evleneceği zaman baba önce damadın maddi varlığını bilmek istiyor, anne kızına zengin kocayla evlenirse rahat edeceğini söylüyor, hatta erkek çocuk için 'zengin ol da nasıl olursan ol' vari bir hayat görüşü aşılanıyor. bunu kendi anne babası yapıyor çocuğuna, sorarım o zaman sana bu durum da kimi suçlamak gerekir.belden aşağısını sermaye olarak gören kadınları ve ya kızları mı yoksa kadınlığın sadece bel altıyla alakalı olduğunu direkt söylemese de her durum da bunu ima eden ve ancak bu şekilde hayata rahat yaşayabileceğini dillendirmeye çalışan bu sistem mi?
kadın hakları savunucusu değilim, yemin ederim değilim, hakkı savunulması gereken şeyde kadınlıktan öte çiğnenmekte olan insanın öz benliğidir, insana, insan olabilme çabasını çok gören 'kodoman dünyasının' çirkinliğidir bu.
tapılası insandır.

yerim onu ben yerim.
(bkz: dünya kadar malın olacağına fındık kadar) amın olsun.

not: bkz 50 karakteri geçtiği için bölünmüştür.
bozdurup bozdurup, iyi günlerde kullanması dilenilen dişidir. *
yaşlanmaya başladıkça aldatılması muhtemel insandır.
http://galeri4.uludagsozl...com/114/kızlar_164423.jpg
en büyük keyfi hayalinde, rüyasında bile birilerini düzmek olan erkek mongoldan daha verimli insandır. aynı zamanda ~doğurulmak yerine sıçılmış olan yazar tespiti ~.
(bkz: dünya kadar malım olucağına fındık kadar dişim olsun)
söz, sözlükten dışarı.
Ön plana çıkartacak başka hiç bir özelliği olmayan dişiler için yerinde bir tesbitdir.
(bkz: üreme organı)
şu ramazana özel kibarlıklar beni benden alıyor mirim.
bu salak kibarlık başlığın ana fikrini tarumar etmiş. am diyeceksin am!
"kadın" yerine, "dişi". oraya hiç girmiyorum bile,
ha diyemeyeceksen susacaksın. "üreme organı" diyerek anaçlık türü uhrevi çağrışımlara meydan vermeyeceksin.
bir orospu için:
(bkz: üreme organını amacı dışında kullanan dişi)
(bkz: pınar sarp)
(bkz: benim kasam bacak aram)