bugün

resmi kurumlarda türban yasağı vardır. sadece askeriyede değildir. ve kurallar herkes içindir. belirli kişiler için uygulanmaz. bile bile kuralları ihlal etmeye çalışmakta, hem suçtur hem de provakasyondur.
şimdi isime bakalım: gülhane askeri tıp akademisi.
tekrar bakalım: gülhane "askeri" tıp akademisi. yani sonuçta orası sadece hastane değil askeri hastanedir. peki yürütme ne diyor:

--spoiler--
“tesislere giriş, giriş kartları, kıyafet, emniyet, tesislerden istifade, tertip, düzen ve hizmet esasları, genelkurmay başkanlığınca verilen emir ve talimatlara göre yürütülür”
--spoiler--

ben bir akp li değilim. ama türbanın serbest olmasını da destekleyen biriyim.
bunların yanında yürütmeliklerde ayrıcalık tanınmaması gerekliliğini düşünüyorum. yani benim dedem ölse ve türbanlı olan birisi içeri giremeyecekse, nejat uygur için de emine erdoğan girmemelidir. aksi takdirde asıl sorun vardır.

bu olayı yok türban mürban demeyin. burada olay, başbakanın eşine ayrıcalık tanınmamasıdır. gayet de doğal ve doğrudur.
(bkz: tamamen seçim yatırımı)
(bkz: tamamen duygusal)
(bkz: mazlum edebiyatı)
tsknın laik olduğunun göstergesidir.*
eşitlik diye bağırıp duran başbakanımızın alenen eşine imtiyaz verilmesini istemesidir. tekel işçilerine "acıtasyon" yaptıklarını söylerken, kendisi de bizzat bu eylemi gerçekleştirmiştir. beklenir kendisinden.
emine erdoğan'ın gataya darılıp küsmemesi. (bkz: küskünüm yusuf)
küllüm yalandır. Yine Tayyip efendi türbanı ortaya atarak gündemi değiştirmeye, tekel işçilerinin direnişini, genel grevi gizlemeye çalıştığı aşikardır. Zira hayrunisa hanım'ın 7 gün başındaki örtüyle girdiği gata'ya emineyi niye almasınlar.

Hasta ziyaret saatind böyle bir denetleme yok, ama orada çalışacaksanız, hemşire doktor ya da sağlık memuru iseniz başınızı açmanız gerekir laik devlet ilkesi gereği. Kimse annemizin, bacımızın örtüsüne karşmıyor, ama o örtüyü dayatıyorsanız tüm millete, yırtar atarız.
ırkcılıkta son nokta..
çok da sıradışı olmayan bir durum. şimdi burada türban-başörtüsü arasındaki farkı anlatmayacağım zira bunu bilmeyen kişileri muhatap olark bile görmüyorum. durum sıradışı değil çünkü askeri yerlere türbanlıların alınmadığı ancak başörtüsü şeklinde eşarp bağlayanların girebildiğini herkes bilmektedir. emine erdoğan'ın da yasalar önünde ayşe teyze'den hiçbir farkı olmadığına göre bu kuralın ona da uygulanması kadar doğal birşey olamaz. burada eleştirilmesi gereken yasaları uygulayan ve kamu alanlarına dini simgelerin girmesine izin vermeyen tüsk silahlı kuvvetleri değil bu kanunları esneten diğer kamu kurum ve kuruluşlarıdır.
(bkz: emine erdoğan ın galata ya alınmaması)
hangi kurum olursa olsun, özgürlükler engellenmemelidir. bundan 5 - 6 sene önce teyzemin kızını ziyarete gitmiştim annaannemle. kocası subaydı, lojmanlarda oturuyorlardı. annaanem başı örtülü olduğundan dolayı içeri alınmadı. baş örtüsünü çıkardıktan sonra içeri aldılar.

(bkz: with liberity and justice for all)
oldukça doğru karardır. yanlız bu yine tsk yı yıpratma çalışması olarak kullanılmaya devam edilmektedir bazı kesimler tarafından.
3 sene önceki olayı gündeme getirmenin mantığı ve anlamını lütfen sorgulasın insanlar.
ve bu olay üstünde tayyip efendinin; " karımın gözyaşlarına hapsolduk " gibi akıl almaz duygu sömürüsü, mazluma yatma edebiyatınıda sorgulasın.
karısının üstünden siyaset yapacak kadar iyiden iyeye korkunç bir hal alan, karısının türbanı üstünde siyaset yapacak kadar dini istismar edecek kadar korkunç bir hal alan tayyip efendinin ruh halinide sorgulayın.
o zaman işte çirkin oyunu, akp'nin içine düştüğü o aciz durumu anlarsınız.

yahu arkadaşım dayanamayacağım.
ne demektir 3 yıl önce ki olay için " karımın gözyaşlarına hapsolduk " demek.
kimse kusura bakmasın. kim olursa olsun karısı üstünden, 3 yıl sonra böyle duygu sömürüsü yapmak en büyük terbiyesizliktir.
bu başbakan da olsa sıradan bir çöpçü,işçci de olsa.
cok güzel bir harekettir. emine erdogan asker kökenli birisi degildir. gata askeri hastanedir. askeri personeli tedavi amacli kurulmus bir hastanedir. askeri hastanelere, askeri gazinolara, egimt kamplarina, orduevlerine askeri karti olmayan vatandas giremez. ya da özel izin alinir, o izni oranin komutani verir. bu iznin gerekcesi olmasi gerekir, " ya bu iyi adammis " diye hicbir komutan izin falan veremez. gerekcesi olmadan izin olmaz.
bunlar tüzüklerle belirlenmis konulardir. bu tüzükler basbakanin onayindan gecerler, ve milli güvenlik konseyinde bile görüsülürler.

haber tamamen saptirmacadir. istenilse, o kadin icin izin alinabilinirdi. ama hayir tsk nin "öcü" gibi gösterilmesis amaclandigi icin "basbakanin hüsrana ugratilmis karisi" görünümü verilmeye calisilmaktadir.

ordunun zayiflatilmasi politikasi türk degil yabanci güclerin politikalaridir. tc devletinin "basbakani" konumundaki bir sahsin daha assagisi da degil karisinin bu politikaya hizmet ediyor seklindeki görüntüsüne bakinca, nedense aklima hep cok kötü seyler geliyor...cok korkuyorum, ter basiyor...yabancilar taaa tepeye kendi "ajanlarini" cikarmis olabilirler mi?...diye soruyorum kendime...sonra da "yok canim türk halki o kadar da lavuk olamaz,kendi pimini cekmeye calisan adami tutup basbakan yapmaz " diyerek sakinlestiriyorum kendimi... ama türk ordusunun yipratilmasi, hangi türk ün isine gelir ki?... baksana o "özgürlükler ülkesi" amerika nin baskaninin karisi böyle bir habere malzeme olsa, cok kötü seyler olur. neden ordularini onlar o kadar yüksekte tutuyorlar, kadinlari bile dogru düzgün beceremedikleri halde "asker selamiyla" selamliyorlar askerlerini?...bizimkisi niye böyle yapiyor?...

ben cok paranoyak bir adamimdir....yazdiklarimi lütfen ciddiye almayiniz...
beğensek de beğenmesek de, yaşanılan hayat boyunca uymak zorunda olunan yazılı ya da yazılı olmayan kurallar mevcuttur. toplumsal barışı ve huzuru sağlayan bu kurallardır. kılık-kıyafetler için de geçerli olan bir mevzudur bu. camiye dekolteyle girilmez, iş toplantısına palyaço kılığıyla katılmak olmaz, şehirde bikiniyle gezmezsin... emine erdoğan' ın yaşadığı bu hadise de, halen geçerli olan kurallar dahilinde türban kaynaklıdır. tsk, bir simge olarak görülen türbanı kabul etmiyorsa, kimse için ayrıcalık göstermemesi normaldir.
(bkz: gatasını aldığım)
ideolojleri uğruna vicdanını ve tarafsızlığını bir tarafa bırakarak alınmamalıdır zaten diye yorum yapanlar, bu olayı tersten okursak eğer, sizin başınız açık olduğu için kamu kurumlarının kapısından çevrilseniz, ezilseniz, hor görülseniz hoş olur muydu? iran'ı kınayanlar irtica gelecek bahanesiyle laikliği baskı aracı olarak kullanıp bu ülkenin büyük bir kesiminin dğerlerini ayaklar altına almışlardır. bu ülkenin başbakanının eşi veya oğlunun yemin törenine gelen bir anne o kapılardan inancının gereği olan başörtüsü yüzünden döndürülüyor ve bazı kesimler bunu hala alkışlamaya devam ediyor. tamam bu ülke laik bir ülke devletin dini olmaz dediniz, milletin dinine, mahremine el uzattınız. nerenizdn uydurduğunuzun belli olmadığı laiklik kavramı bir tarafınızda patlayacak artık.
hala bazı gerizekalıların yok türbanla alınmadı falan filan diye sömürü yaptığı, istismar ettiği olay.
zaten kanunlar neticesinde genel olarak alınmıyor. bunu bile bile hala bu gerzekçe tutumun nedeni nedir.

hepsini geçtim hala bu et kafalar 3 sene önce olan olayın neden şimdi ortaya atıldığını da izah etmiyor, edemiyor.
karısının üstünde siyaset yapacak kadar siyaseti çirkin hale getiren başbakanın bu tutumunu sorgulamıyorlar hala.
(bkz: benim şortla camiye alınmamam)
ben olayın ideolojik ya da bilmem ne boyutundan çok ismi geçen zata şaşırıyorum. bu haber bana selden dolayı çiftliğinden çıkamayan tarkan haberinin benzeri kalitede geldi ki abartmayın diye açıklama yapmış tarkanın menejeri. bu durumun ne gibi bi haber değeri var şahsi olarak bilmiyorum. emine erdoğanın nereye girip çıktığı da beni zerre ilgilendirmezken sayfa sayfa yazının çıkması, bi de bütün bunlar çok mühimmiş gibi tayyip erdoğanın " bizim başımıza ne işler geldi, siyaseti bırakıp kitap çıkarıcam, bestseller olucam, ama ülke kaldıramaz bunlarııı " modundaki açıklamaları hepten manyaklaştırmıştır beni. ne bu be.

edit: imla
gata da üst düzey politikacılara suikast girişimi iddiasıyla 5 rütbeli asker tutuklandı.
*
yıllardır aynı olan kuralların işlemeye devam etmesinin sonucudur.

giremiyorsun arkadaşım türban ile, istersen allah ol, giremiyorsun. önce de giremiyordun, şimdi de.

ayrıca orduevlerine bakınız, ben bu pis sakalla, hatta uzun saçla bile giremiyorum. hani söylemek istediğim, emine erdoğan'a ya da sadece türban hadisesine bir kıl kapma yok. daha basit şekilde işliyor;

(bkz: kural)
yönetmeliğe, yasağa falan bağlanan durum. peki bu, olayın vicdansızlık ve haksızlık olduğunu değiştirir mi?
Tıbbın geldiği son nokta.
iki şey vardır.

toplum ve yasalar.
yasa toplumu yönetmek ve devletin istikrarını koruma altına almak içinse eğer ki, aslında toplumu disiplin altına almak içindir o halde burda problem yok. yani belleğimize işlenmiş şekliyle problem yok. misal tamamen sallıyorum, sarhoş bir şekilde bu ülkenin sokaklarında rahatlıkla dolaşamıyorsam bana bunun hesabını kim verecek. devletin yasasına göre gata'ya türbanlı giren bir kişi kendi toplumsal refleksinin gereği olarak sarhoştur ve kabul görmemesi normaldir. ya da camiye mayoyla girebilir miyim acaba? bu da din yasası öyle değil mi? o zaman evet arkadaş kabul etmemiz gereken tek gerçek, ortada yasalar var ve bu yasalar kiminin işine gelirken kimisine ise zulüm gibi. ama devlet budur zaten. bünyesinde her çeşit insan barındıran (kültürel) toplumsal bir sistemin adıdır. ve devletin de kaygıları var mıdır? gelinen aşamada olmalıdır.

peki ya insan hakları. bunu boşverelim. insan hakkı; bilmem neyin kaçıncı katından düşüp geberip giden bir işçinin hakkını sorgulamayan bir devlette mi tartışılacak. emine erdoğan tartışılır mı? emine erdoğan bu denli hak ihlalinin olduğu bir ülkede ancak ve ancak siyasal gücü elinde bulunduran bir kesmin polemik malzemesi olur. bunlar hikaye bunlara kimse kanmasın. bana deyinki türbanlı insanlar üniversitelere sokulmuyor bu en inançsız halimle gelip insanlık adına her türlü mücadeleyi veririm. ama şu anki konumuzun öznesi tamamen fasa fiso.

bu ülkede en şanslı kesim türbanlılar. bu işi mazlum edebiyatı yaparak siyasete malzeme yapmakta saçmalıktan ibaret. hele hele emine erdoğan gibi biri üzerinden. sorarım size. ben aleviyim, bu devlet bana hangi iyiliği yapmış sivas, maraş, çorum katliamları dışında. kendi ibadetimi yapabiliyor muyum? bunun yasal zeminde bir karşılığı var mı? mumsöndü yapan sapkın bir adamım öyle değil mi? hayatımın her alanına kadar müdahale edeceksin. mahalleleri ele geçirip kendi siyasal görüşünün kılıfı altına sokup baskı kültürü oluşturacaksın, cemaatler oluşturup bütün ticari kanalları ele geçerip, sağlıkta, eğitimde, barınmada, sanayiide ve aklına gelebilecek her alanda kendi gücünü inşaa edeceksin ve cemaatlerin dışında kalanları bir şekilde baskı altına alacaksın sonrada kalkıp hak ihlalinden bahsedeceksin.

off of offf. sana ne yapmışlar böyle. bir çık şu doğuya git anacığım. orda neler yaşanıyor. karadeniz'de fındığı yakan emekçilere sor. tershanelerde ölüp giden işçilere. parasızlık yüzünden hastanelerde kalan ya da alınamayan. sonra sen gidip hastahanelerden hastane beğeneceksin ve alınmadım diye vay anam diyeceksin. ne işin var orda. her ilde koca koca hastahanelerin var zaten emrine amade cemaat işi. kısacası abartılmış bir mesele bu. tamamen siyasi rant için. insan hakkını savunan bu ülkenin en şanslı kesminin hakkını savunarak insan hakkı diyemez. önemli olan arkası olmayan adamı kollamaktır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar