bugün

kendi etrafında dönüşüyle tanınır ve bunu 24 saat de tamamlar.
döner ama yenmez.
ademoğlunun üzerinde yaşadığı insana 1001 türlü haz yaşatanan yuva.
biz sıradan insanlar için umutların tükenmediği bi yer.
"önce gözümü bağladın,
sonra zamanı yavaşlattın,
sonra durdurdun.."

eskiden sevdiğim, sonra nasıl olduysa tamamen aklımdan silinmiş, geçen gün de tesadüf eseri tekrar dinleyip "ben bu şarkıyı bi yerden hatırlıyorum" düşüncesiyle tekrar tekrar başa sardığımı fark ettiğim çok hoş bi redd parçası.
görsel
dünyanın iç yapısı üç katmandan oluşmaktadır. bu katmandan en dışta bulunana ve yaşamaya elverişli olana kabuk adı verilmektedir. yaşama elverişli tek gezegendir. atmosveri sayasinde meteor carpmalarına ve güneşin yaydıgı zararlı ışınlara karşı gezegen korunur.
Çevresi yaklaşık 40.000 km olan bir güneş sistemi gezegenidir.
küre-i arz.
'Dünya yuvarlak değil. Dünya bir tarafı yukarıda olan oval bir tepsi. Hepimiz kayıyoruz. Gümüş bir tepsiden düşüp kırılan kristal bardaklarız. Ruhum kayıyor.'
*
Bir yer çekimi kuyusunun dibinde ;nükleer bir ateş topundan 145 milyon kilometre ötede, gazla kaplı küçük bir gezegen yüzeyinde yaşadığımız ve bunun normal olduğunu düşündüğümüz gerçeği, bakış açımızın ne kadar çarpık olduğunun açık bir göstergesidir.
tüm dünya huzur ve dengeyle dinginliğini sağlamaya çalışırken insan ırkının acizliği, vurdumduymazlığı bi yerlerde hata olduğunu gösterir. muhtemelen dünya diğer gezegenlere sataşmıştır, marsın önüne geçmiş de olabilir güneşin cömertliğinden daha fazla yararlanmak için. ya da venüse asılmıştır da o yüzden tanrı insanı dünyaya gönderip gününü göstermeyi amaçlamıştır. o yüzden cebelleşiyor 50 bin yıldır. hatasını anlayıp, 4. gezegen olmayı kabul edene, venüse bacı muamelesi çekene kadar da kıyamete zaman vardır. insan ırkı zekidir. ve kötüdür. dünyanın zaaflarını bildiğinden venüsü aşk gezegeni, marsı da dünyayı işgal etmeye çalışan uzaylıların ev sahibi yapmıştır ki; ne aşkından ne de nefretinden vazgeçebilsin dünya. ne zaman ki kötülük iyilikten daha az olur, o zaman insanlığın yavaş yavaş sonunun geldiğini anlayabiliriz.



oysa dünyada her şey yerli yerindeydi, 50 yıl sonra girilen odada tek değişenin oksijen atomlarının yeriydi oysa ki. yere saçılmış alkol şişeleri, ter-tütün karışımı ciğer düşmanı koku ve ağır bir sarı rengi hakim olamamıştı insan yokken yeryüzünde 50 yıl sonra girilen bir odaya.



insan birilerine çatmayı marifet addeylerken kendini kanıtlama çabası içine girip, yağmur ve kar binlerce kilometrelik molasız yolculuklarını, mahşer kalabalığına bakmadan, birbirlerine çarpmadan ve çatmadan bitirmenin derdindeler. çünkü dünya insana kötülük yapamaz. çünkü dünya havadan kartopu değil kar tanesi yağdırabilir ancak. ya korkusundan, ya saygısından, ya umursamazlığından ya da hiç bi sikimden değil!

bize kötülük yapmayıp bizden aynı karşılığı mı bekliyor dersiniz?



onu venüse abayı yakmadan düşünecekti!
koca evrende küçücük bir nokta işte... sadece bize kocaman geliyor o kadar.
küre değil elips olduğunu öğrendiğim gün soğudum şey.
dar gelmiştir hep.boğar insanı.
elips değil geoid şeklindedir. her yıl, topoğrafya dersinin ilk sorusudur.
çok karmaşık. ama ilginç. bazen güzel. bazen soğuk, bazen çamur, bazen kar, bazen kış.
deniz kum güneştense hiç bahsetmeyeim.
güzel bir redd şarkısıdır.

sözleri:

istemiyor artık canım
hiç üzülme umrumda değil
hoşçakal derim
benim için artık bitti
geri dönmen umrumda değil
hoşçakal derim

hiç bu kadar acıtmadı
hiç kimse senin kadar acıtmadı canımı
önce gözümü bağladın sonra zamanı yavaşlattın sonra durdurdun

dünya yeniden dönüyor

telefonda ağlıyorsun gözyaşların umrumda değil
hoşçakal derim
yan birazcık anla canım,
kül olsan da umrumda değil
hoşçakal derim

hiç bu kadar acıtmadı
hiç kimse senin kadar acıtmadı canımı
önce gözümü bağladın,
sonra zamanı yavaşlattın,
sonra durdurdun

dünya yeniden dönüyor

dön be dünya daha hızlı dön...

dünya yeniden dönüyor
anlatmaya kelimelerin yetersiz kalacağı erkan oğur & yavuz çetin şaheseri.

kapat ışığı,
aç bunu,
yak bir sigara,
otur ağla sonra.

http://fizy.com/#s/1mebry
şebnem ferah şarkısıdır.

--spoiler--
bazen içime bıçak gibi saplanıp yara olduysan da,
günler boyunca kanayıp acıttıysan da,
daha çocukken bile duvar gibi sert olduysan da
sana hiç küsmedim, hiç küsmedim dünya...
--spoiler--
içinde hiç bir zerre kaybolmaz, hâl ve yer değiştirir.
geçenlerde cenazede bir imamım bana dediği sözle artık bir başka gözle bakmaya başladığım gezegen.
ben hiç uzatmıyım aramızdaki dialogu yazıyım.

-hocam bu dunyanın hiç adaleti, insafı yok mu baksana adam 40 yaşında gitti arkasında bıraktıklarıyla kaldı.
+onu nerden çıkardın oğlum, dünya adaletin, insafın, merhametin en yücesini gösterir.
-hocam yanılıyor olma.
+yok oğlum yanılmıyorum.
-e hocam o iş nasıl oluyor anlat o zaman valla bişey anlamadım.
+oğlum baksana sen dünyaya ne kadar kötülük yaparsan yap, onu ne kadar kötü kullanırsan kullan, ona ne kadar sitem edersen et, o seni (mezarlığı göstererek) bağrına basar, seni korur. sen hala neyin derdindesin.
-hocam valla hiç o yönden bakmadım ama sanırım haklısın...

hocam haklı ne yaparsak yapalım dünya bizi bağrına basar.
ekvatordan basık, kutuplardan şişkin, ekseni eğik yerleşkemiz.
haritadaki çizgileri zihnine kazıyanların dünyası.
onlar ki; bu çizgilerden yalan fallar baktılar...
içinde ikiyüzlülüğüyle ünlü insanoğlunu barındıran gariban gezegendir.