bugün

altıncı nesil yazar. bu zamana kadar sessiz sakin takılmış..
karması 212-power ranger olan 6. nesil yazar. 500 küsur entry girmiş bir allah'ın kulu da hoşgeldin yazmamış şimdi ben sekizinci nesil olarak bu adama hoşgeldin diyebilir miyim, diyemem.
çıtır çıtır taze taze 6. nesil yazarmış. hoşbulduk efenim.
kaliteli yorumlara sahip, az yazan ama öz yazan değerli yazar.
Neden günlerdir sokaktasın?
Karakterim ve insanlığım, baskıya karşı dik durmam gerektiğini söylüyor. Birisi yaşam alanıma müdahale ettiğinde, ağacıma dokunduğunda, türbanıma dokunduğunda, dilime dokunduğunda, bana ne yapmam, nasıl yaşamam gerektiğini söylediğinde, boyun eğip "evet, senin dediğin gibi yaşamak zorundayım" dememek için sokaktayım.

Amacın ne?
Amaç, çoğunluğu sağladım deyip, her istediğini yapabileceğine zannedenlere, demokrasinin çoğunluk demek olmadığını, toplumun farklı kültür ve yapılardan oluştuğunu, ülkeyi yönetenlerin, sadece çoğunlu değil de toplumun her kesimini kucaklaması gerektiğini hatırlatmak. Yönettiği halk içinde, ben de varım demek.

Davranışın ülken adına mı?
insan adına, her şey insan adına... insanlığın tabiatına, yani özgürlüğüne... Ülkede senelerdir, kısıtlanan, din adına kandırılan, mustafa kemal adına kandırılan insanlar adına. Devletin halk için var olduğunu hatırlatmak adına.

Şayet ülken adına ise yüzde kaça tekabül ediyorsun?
Dört sene hukuk fakültesi okudum, sekiz yıldır siyaset bilimi üzerine kafa patlatıyorum. Demokrasinin, sadece sandıktan ibaret olmadığını gayet iyi biliyorum. Zira oylama dediğiniz seçim sistemi değişkendir. Bu yüzden belirli sürelerde tekrar yapılır. Oy kullananların fikirlerinin değişmesi muhtemeldir. Seçim, demokrasinin sadece başlangıcıdır. Halkın demokrasiye katılımının farklı yolları da vardır. Aynı bugün gezi parkında kitap okuyarak, dans ederek, şarkı söyleyerek protestolarını dile getirenler gibi.

Ülkenin savaş alanına dönmesine ne diyorsun?
Polis devleti diyorum... Polis devletinde, halkı yıldırmanın, korkutmanın yolu, eldeki silahlı kuvvet yoluyla halkı sindirmektir. Olayların başlangıcına dönelim, sabah saat 5:00'te çadırları yakılan ve zorla gezi parkından atılmaya çalışılan insanların başına gelen budur. Sorgusuz, sualsiz, dinlemeden, yok sayarak sadece kuvvet ile müdahale etmek. Ülkenin çoğu bölgesindeki çatışmanın sona ermesi ve yerini şarkılı, kitap okumalı protestolara bırakması polisin halkın meydanından çekilmesi sonucu olmamış mıdır? Bakınız, polisin olduğu ve zor kullanmaya çalıştığı her yerde çatışma var. Ülkenin savaş alanına dönmesinin tek sorumlusu, halka müdahale edilmesini isteyen yetkililerdir.

Can kayıpları olması normal mi? Her eylemde olur mu o kadar diyorsun? Annesi seninle aynı fikirde midir?
Polisin elindeki gücü orantısız kullanması sonucu, ortaya can kayıplarının çıkması normal. Bunun olacağı, günlerdir dile getiriliyor ve polisin sokaklardan çekilmesi, müdahale de bulunmaması isteniyor. Dinlenilmemesi, polisin mevzuata aykırı davranması, düzeni sağlamak yerine, düzeni bozmaya yönelmesi can kayıplarını da beraberinde getiriyor. Polis veya eylemci. Bu eyleme katılan kimsenin can kaybı olmasını isteyeceğini düşünmüyorum. Aksine, can kayıplarına ne kadar üzüldüğümüzü ve elimizden her şeyi yaptığımızı biliyorum. Sorumluluğu eylemcilere atılmamalı. Senelerdir, bir hiç uğruna canını askerlerin, terörist başıyla görüşmesi konusunda anneler aynı fikirde miydi? Zannetmiyorum.
akp siz yazar. her yazisi okunmalidir.
savunduğu fikirlerde sağlam argümanlara sahip çıkan aynı zamanda kaliteli yorumları bulunan yazar.keşke her yazar böyle olsa dedirtir.
(bkz: Daffy Duck)