bugün

Doğu Anadolu ve çevresindeki illerde bulunan hapishanelerde yatan binlerce çocuğu hatırlatan başlık.
Belki kandırıldılar belki de bilerek istiyerek taş attılar polise. Fakat onlar çocuk! Hangi zihniyet 11 ile 16 yaşları arasındaki çocukları 8 ile 12 yıl arasında hapis yatırabilir?
Gene hangi zihniyet bu çocukları görmezken filistini vatan meselesi haline getirir?
hümanizmin doruklarında dolaşan insanların es geçtikleri çocuklardır.

ay yazık kıyamam size. filistindeki çocuklar daha çok insan daha çok çocuk elbette ki. sizler de haklısınız.
yazıktır halbuki ne kadar masum ne kadar faydalı çocuklardır onlar.*
--spoiler--
tck' da belirtildiği üzere; Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna göre; Fiili işlediği zaman 11 yaşını bitirmemiş olanlar hakkında kovuşturma yapılamaz ve ceza verilemez, fiili işlediğinde 11 yaşını bitirmiş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlarda farik-i mümeyyizlik (işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneği) araştırılır. 15 yaşını bitirmiş, 18 yaşını bitirmemiş olanlarda ise dürtü kontrolünün yetersiz olması nedeniyle verilecek ceza 1/3 oranında indirilerek verilir.
--spoiler--
ülkemizde bir tane bile polise taş attığı için 8-12 yıl arası ceza alan çocuğumuz mevcut değildir. zaten olmasın efendim. bir de;

http://www.beyazgazete.co...aslayip-olay-cikardi.html

görsel
hümanizm show yapan yazarlarımızın 2 link arasındaki 7 farkı bulmasını rica ediyorum.
batı anadolu bölgesinde otobüste yanma, gasp, tecavüz, kaçırılma gibi tehlikeler sebebiyle bırakın hapsi, yıllardır ev hapsinde yaşayan, sokaklarda esen terörün, mafyanın elinden zarar görmeden sıyrılabilirse 20 li yaşlarında, dağ bayır dolaşıp itin köpeğin peşinde ömür, gençlik çürüten milyonlarca çocuğun yaşadıklarını görünce daha bir üzünülen çocuklar. bu kaypaklığın,bu azınlık milliyetçiliğinin, fikir yobazlığının malzemesi edilmiş bünyeler. vizyonsuz, geleceği göremeyen, devletini dünya devleti yapma yolunda tüm vatandaşların ortak uğraşı çerçevesince fikir üretmeyen embesillerin ajitasyon oyuncağı olmuş küçük insanlar. evet halleri üzücü. çünkü hala diktatörlükle idare edilen çakma latin ülkeleri gibi nüfusunun %5 i ancak sanayi işçisi olan ülkede işçi temelli devrim yapmaya kalkan cühelanın oyununa getirilmeye çalışıyorlar. ama öyle yağma yok. oturduğum kafede yusufla kürtçe şakalaşabiliyorsam, gittiğim bayram namazında mevlütle selamlaşıp çıkışta ailesini ziyarete gidiyor, birlikte yemek yiyip hiç türkçe bilmeyen annesinin elini öpüp mevlütün yardımıyla bayramlarını kutluyorsam, oralardaki devrimbaz ruhsuzların tehditleriyle, korkutmalarıyla buralara kaçtıkları zamanları biliyor, her dertlerine yardımcı olmaya gayret gösteriyorsam, ve sonuç olarak o tanıdıklarımın ağzından " biz türkiyeyi seviyoruz" lafını işitebiliyorsam, benim ne bu çocuklarla, ne de bu insanlarla hiçbir derdim yoktur. ha ama derdim onları hapse attırtan, yerinden yurdundan eden, kendi emelleri çerçevesince kullanmaya çalışan, emperyalizmin köpeği olup sosyalizmle üzerini örtmeye çalışan asalak ışkınlarladır. ne zaman ki çürür ve yok olurlar, o zaman bu büyük ağaç enerjisini bu ışkınlara dökmeden hür bir şekilde tüm dallarıyla yücelir.
(bkz: şşş sesiz ol milletimi uyandıracaksın)
(bkz: rotamız hamas)
tıpkı araplar gibi umrumuzda olmayan durum. hatta sikimizde değil. durduk yere atmadılar onları kodese.