bugün
- kekeme olan biri doktor olurmu10
- uzağı göremeyen insan18
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- evlilik20
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- bir şarkı sözü der ki11
- anın görüntüsü21
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
Vaktiyle bir büyük bostan, bostanın da ortasında bir kocaman bostan kuyusu vardı. Kuyunun dolabını bir eşek çevirirdi. Sağı solu görüp aynı yerde döndüğünü anlamasın diye, eşeğin gözlerinin her iki yanına siperlik takmışlardı.
Eşek, sabahtan akşama, yol gidiyorum zannıyla, aynı yerde dolabı gıcırdata gıcırdata dönerdi de, dönerdi. Ve o döndükçe, iki bilek kalınlığında buz gibi bir su çıkardı kuyudan.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Bostan sahibi, o suyla patlıcanları sulardı; domatesleri, fasulyeleri, kabakları sulardı... Kol gibi mor mordu patlıcanlar. iri iri, kırmızı kırmızıydı domatesler. Körpe körpeydi fasulyeler, kabaklar...
Hep eşeğin çıkardığı suyla büyür, gelişir, lezzetlenirdi bostan sebzeleri.
Ve eşek, gözünde siperlikler; yol gidiyorum zannıyla, dönerdi de dönerdi.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Bostancı, her sabah eliyle yoklayarak, tartarak bakardı patlıcanlara, kabaklara, domateslere. Sonra kıvama gelmişlerini bir güzel koparıp toplar, küfelere doldururdu.
Öyle gür, öyle bereketliydi ki kuyudan eşeğin çıkardığı su; o bostandan yetişen her şey, bütün pazarlarda kapışılarak satılırdı. Ve bostancı boşaltınca dolu küfelerini, bir sigara yakar, cebindeki paraları okşayarak eve dönerdi.
Ve eşek dönerdi.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Eşek, sadece bostandaki kötü, sararmış otları yerdi. Söküp söküp sadece onları verirlerdi eşeğe. Bostancı ise, pazara gitmeden eve ayırdığı patlıcanları yerdi, domatesleri, kabakları, fasulyeleri yerdi.
Bazen düşünürdü bostancı:
- Şu eşek bir bilse ki, derdi, yol gidiyorum diye, hep aynı yerde dönerek çıkardığı suyla oluyor bunlar; vazgeçer de verdiğim kötü, sararmış otları yemekten; hak ister körpe fasulyelerden.
Sonra da gülerdi:
- Alt tarafı eşek bu, gözleri de kapalı; nereden bilip anlayacak ne yaptığını.
Gerçekten hiçbir şeyin fakında değildi eşek.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Bir gün bir haşarı çocuk uğramıştı bostana. Çaktırmadan bostancıya, çıkarıvermişti eşeğin göz siperliklerini. Eşek sağa bakındı, sola bakındı, bir - iki döndü ve anlayınca yıllardır aynı yerde döndüğünü, sıkıldı canı, durdu. Eşek durunca, gıcırtı durdu, dolap durdu, su durdu.
Yavaşladı patlıcanlara, kabaklara, domateslere gelen su, kurudu.
***
Öye kızdı ki bostancı görünce bunu:
- Höst ulan deeh, eşşşek oğlu eşek yürü...
Elinde sopayla koştu eşeğin üzerine. Vurdu kıçına, vurdu kafasına. Bir sallandı, iki sallandı eşek, tınmadı. Neden sonra fark etti ki bostancı, biri çıkarmış eşeğin gözündeki bağları. Görmüş eşek etrafı.
- Ulan hangi namussuz, hangi deyyus, hangi it yaptı bunu.
Çocuk kıskıs güldü uzaklardan.
Yeniden taktılar siperlikleri eşeğin gözlerine. Verdiler sopayı, verdiler sopayı.
Eşek başladı yine dönmeye, ama isteksiz.
***
Hala döner eşek, gıcırdar dolap, çıkar su... Ama bilir artık eşek, işin ne olduğunu.
Ve sık sık başını kaşır bostancı:
- Ulan öğrendi eşek ne yaptığını.
Döner, döner eşek isteksiz. Büyür patlıcanlar, domatesler...
Dön eşek döööön, dön eşek dön
çetin altan
Eşek, sabahtan akşama, yol gidiyorum zannıyla, aynı yerde dolabı gıcırdata gıcırdata dönerdi de, dönerdi. Ve o döndükçe, iki bilek kalınlığında buz gibi bir su çıkardı kuyudan.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Bostan sahibi, o suyla patlıcanları sulardı; domatesleri, fasulyeleri, kabakları sulardı... Kol gibi mor mordu patlıcanlar. iri iri, kırmızı kırmızıydı domatesler. Körpe körpeydi fasulyeler, kabaklar...
Hep eşeğin çıkardığı suyla büyür, gelişir, lezzetlenirdi bostan sebzeleri.
Ve eşek, gözünde siperlikler; yol gidiyorum zannıyla, dönerdi de dönerdi.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Bostancı, her sabah eliyle yoklayarak, tartarak bakardı patlıcanlara, kabaklara, domateslere. Sonra kıvama gelmişlerini bir güzel koparıp toplar, küfelere doldururdu.
Öyle gür, öyle bereketliydi ki kuyudan eşeğin çıkardığı su; o bostandan yetişen her şey, bütün pazarlarda kapışılarak satılırdı. Ve bostancı boşaltınca dolu küfelerini, bir sigara yakar, cebindeki paraları okşayarak eve dönerdi.
Ve eşek dönerdi.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Eşek, sadece bostandaki kötü, sararmış otları yerdi. Söküp söküp sadece onları verirlerdi eşeğe. Bostancı ise, pazara gitmeden eve ayırdığı patlıcanları yerdi, domatesleri, kabakları, fasulyeleri yerdi.
Bazen düşünürdü bostancı:
- Şu eşek bir bilse ki, derdi, yol gidiyorum diye, hep aynı yerde dönerek çıkardığı suyla oluyor bunlar; vazgeçer de verdiğim kötü, sararmış otları yemekten; hak ister körpe fasulyelerden.
Sonra da gülerdi:
- Alt tarafı eşek bu, gözleri de kapalı; nereden bilip anlayacak ne yaptığını.
Gerçekten hiçbir şeyin fakında değildi eşek.
Dön eşek döööön, dön eşek dön.
***
Bir gün bir haşarı çocuk uğramıştı bostana. Çaktırmadan bostancıya, çıkarıvermişti eşeğin göz siperliklerini. Eşek sağa bakındı, sola bakındı, bir - iki döndü ve anlayınca yıllardır aynı yerde döndüğünü, sıkıldı canı, durdu. Eşek durunca, gıcırtı durdu, dolap durdu, su durdu.
Yavaşladı patlıcanlara, kabaklara, domateslere gelen su, kurudu.
***
Öye kızdı ki bostancı görünce bunu:
- Höst ulan deeh, eşşşek oğlu eşek yürü...
Elinde sopayla koştu eşeğin üzerine. Vurdu kıçına, vurdu kafasına. Bir sallandı, iki sallandı eşek, tınmadı. Neden sonra fark etti ki bostancı, biri çıkarmış eşeğin gözündeki bağları. Görmüş eşek etrafı.
- Ulan hangi namussuz, hangi deyyus, hangi it yaptı bunu.
Çocuk kıskıs güldü uzaklardan.
Yeniden taktılar siperlikleri eşeğin gözlerine. Verdiler sopayı, verdiler sopayı.
Eşek başladı yine dönmeye, ama isteksiz.
***
Hala döner eşek, gıcırdar dolap, çıkar su... Ama bilir artık eşek, işin ne olduğunu.
Ve sık sık başını kaşır bostancı:
- Ulan öğrendi eşek ne yaptığını.
Döner, döner eşek isteksiz. Büyür patlıcanlar, domatesler...
Dön eşek döööön, dön eşek dön
çetin altan
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar