Dinin dogma olduğunu kabul eden insandır.
Evet rabb hakkı ve gerçeği şartsız şeksiz şüphesiz kabul tastik ve gereğini yapmamızı bizden istemektedir. Akıl burada eğriyi doğrudan ayırmak için lazım. Eldeki verilere göre analiz ettiğinizde objektif bir bakış açısıyla bunu başarabilir insanoğlu eğer isterse. Yok eğer istemezse, aklına hakim olan şerr fikriyatın etkisinde kalan nefsiyle hareket ederse, tüm delilleri de ona sunsanız yine kabul etmez. Yine inkar eder.

Sormak, öğrenmeye vesiledir. Salt sorgulamak ise inkarın kılıfı. Arada dağlar kadar fark var. Aklını fikrini hevayı hevesini nefsin sufli arzularını ilah edinenlerin işi sorgulamaktır. Onun keyfine göre olmayan herşey istediği kadar ilahi menşeli olsun. Fark etmez. Ha bire sorgular durur. Kabul etmeye niyeti yok ki onun. O kendi enaniyetini hakklı gösterme çabasında. Tıpkı kendisini haklı ve üstün gören iblis gibi. Korkmayın böylelerinden. Canı gargaraya geldiğinde patronun kim olduğunu öğrenecek merak etmeyin. Son gülen, iyi güler. Gülümseyin hayata. Hayat acı bile olsa gülümsemenizi sizden ister.
"bu konulara çok girme. yoksa kafayı yersin" cümlesinin sahibidir.
allahın verdiği akılla önce iman edip sonra teslimiyet duygusuna kapılan insandır. olgunluktur.
mantıken yanlıs fakat gözlem olarak dogru bir yargıdır. zaten bizim yanılgımızın temel sebebi de budur yani çok güzel bir yargı cümlesi olmustur. şimdi biz çocugumuza temelden neye inanması gerektiğni değilde,inanacağı şeyi nası bulması gerektiğini öğretsek,binanın temelini sağlam atsak o çocuğun temelin üstüne gökdelen çıkması çok zor olmayacak kesinlikle. dolayısıylada dini sorgusuz kabul etmiş olmayacak.
islam dininde inandıgımız herşeyin zaten birer gerekçesi vardır.inandıgımız şeyler mutlaka bizim lehimizedir yapmamız gereken şeylerin nedenleri vardır.

örnegin ibadetler, yaptıgınız her bir ibadetin sizin için mutlaka bir getirisi vardır hatta sadece sizin için degil toplum için getirisi vardır.yakın zamanlarda çok tartışılan kurban kesmekten örnek verecek olursak, kestiginiz kurbanın etini fakire fukaraya dagıtırsınız ve evine hiç et girmeyen insanları mutlu edersiniz.zekat verirsiniz yoksul insanları mutlu edersiniz.örnekler çogaltılabilir...

hadislerin açıklamalarını okursanız, islamiyeti anlamaya çalışırsanız, en azından biraz okuyup araştırırsanız zaten dinimizde bizim kötü olmamızı isteyecek bir hüküm yoktur.nefsimizi terbiye etmemiz için bitakım şeyler yapmamız gerekebilir ancak bunun sonucunda mutlu olacak yine insanın kendisidir.

kısaca islamiyeti okuyup anlamlandırmış bir birey islamiyetin özünde, insanı bu dünyada da ahirette mutlu edecek bir din oldugunu anlamakta zorluk çekmeyecektir.müslüman dinin emirlerini yerine getirdiginde hem bu dünyasını hem ahiretini kazanacak ve mutluluga ulaşacaktır.

tüm bunlardan mütevellit, sorgusuz sualsiz teslimiyet dediginiz şeyin özünde insanın mutlulugu yatmaktadır.bu anlamda zaten bireyin dogrudan teslimiyeti söz konusu olmamakta zaten islamiyet bütün dini emirler için birer açıklama getirmektedir.insana düşen bunları okumak, ögrenmek,hayata geçirmek yani uygulamak ve mutluluga ulaşmaktır...
(bkz: din teslim olmaktır diyen insan)
kendi içinde akılla temellendirirse güzelliğin üstüne bir kat daha güzellik eklemiş olur.
çok da yanılmış insan değildir. fakat yanıldığı bazı konular vardır.

bir insan, dini sorgusuz sualsiz kabul etmez. onu kendi süzgecinden geçirir, sebep sonuç ilişkisine bağlar, sonra öyle bir şeyin var olduğuna iman eder. elbette din ne diyorsa onu kanun kabul eder fakat bunu sorgusuz kabul etmez ve bu yargıların doğruluğunu kendi kafasında değerlendirir.

yanlız şu durum var ki birçok insan "allah'a karşı olurum" korkusuyla, dinini sorgulamaktan korkuyor. oysaki sorgulamaktan, mantığına uyana inanmaktan kişi ne imanından olur ne de dininden...