altı üstü iki sallayan, titreten deprem olgusundan korkan insanların içinde bulunduğu durumdur. sorsan doğal afet der şimdi bunlar. ehe.
kaf hattı üzerinde yaşayan bir millete yakışmayan davranıştır.
17 ağustos 1999 depremini yaşamayanların anlamayacağı olay.
Bunun psikolojik oldugunu bilmeyen insanları gösterir.
Mesela büyük bir deprem yaşamıştır kişi, göçük altındaki sevdiklerinin cenazesini beklemiştir ya da küçük bir kızın anne babası bulamayışını seyretmiştir.
Zamanın ne elzem bir sey olduğunu bilecek kadar bir kac saniye yaşamıştır.
Korkaklık değildir her şey de dalga geçilecek bir mesele değildir.
Olay yıllar öncesine dayanmaktadır;

2000 li yılların başında bir dizi başlamıştı. Kurgusu, müzikleri, diyalogları gençlerin çok hoşuna gitmişti ve bir fenomen olmuştu. Bir bölümde esas kahraman: 'ölüm ölüm dediğin nedir gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım' demişti.

işte o günden beri gençler ölümden korkmamaya başladı. Artık korkmanın gereği yoktu kavgadan, silahtan, kazadan hatta depremden bile.

Entry nin devamı spoiler içerir;

19 ağustos yaşanmamışsa, madem dizi-film seviliyor uğur yücel imzalı (bkz: yazı tura) nın izlenmesi tavsiye edilir. Belki o zaman anlaşılır gecenin 3 ünde sevişirken bile depremin nasıl gelebileceği.
(bkz: korkağı korkutacak kadar deprem olmak)
17 ağustos depreminde henüz 10 yaşındaydım. evimiz istanbul' daydı. kötü bir apartman dairesinde kiracıydık. fakirlik vardı o zamanlar. inanın vantilatörümüz bile yoktu, ağustos sıcağında buharlaşıyorduk. deprem gecesi gözüme uyku girmedi. yatağımda sağa sola dönüp duruyordum. dayanamayıp yatağımda oturduğumu hatırlıyorum. tam o anda hayatımda ilk kez depremle tanıştım. henüz çocuğum tabi, dini kavramları yeni yeni öğreniyorum. kıyameti, ölümü, sonrasını düşünmeye başladım. kıyamet koptuğuna kendimi inandırdım. korku içinde şehadet getirdiğimi hatırlıyorum. gecenin o sessizliğini bozan çığlıklar inanın hala kulaklarımda yankılanır. hayatım boyunca yaşamadığım korkuyu yaşadım, korkuyu benimle birlikte yaşayaşayanların çığlıklarını iliklerime dek hissettim.

asıl demek istediğim böylesi felaketlerde korku çok normal sevgili yazarlar. inanın çok insana özgü bir duygu. bazı korkuları yaşamadan anlamak güç olabiliyor demekki. yine de umarım bu korkuyu yaşamazsınız.
insanı hayrete düşürür. evet.