bugün

Özellikle köylerde mükemmel oluyor. Bir kere bunu deneyimlemiştim. Battaniye ve yastık alınır ve dama çıkılır. Hem serin olur hem de yıldızlar geceyi aydınlatır. izlerken dalarsınız uykuya. Sabah namazından sonra kalkın aksi takdirde beyninize güneş geçer.
hayatımda ilk defa bir köyü 27 yaşında gördüm..
onda da, arkadaşın evinin yanındaki binanın damına çıktık.. akşam serininde sofra kuruldu, ön taraf bir vadi manzarasına bakıyor, uzaklarda badem ve zeytin ağaçları arasından güneş batıyor, harika.. etler, bilmem neler.. ağır da yedik, ege sıcağı..

arkadaşım dedi ki, damda yatalım.. bina dediğim, taban alanı böyle 12 metrekare falan.. üç yetişkin erkek için üç farklı yatak atıldı, parapet duvarı yok (manzara ondan güzeldi zaten), üstüne de rakı içmişiz..

yani şunu söyleyeyim, sağlam dönen biri kendisini bayır aşağıda bulabilir, gibi geldi bana..

arkadaş, benim kafaya nasıl işlemişse, bir uyuyamadım ben.. sonra da, ayıldım... bu sefer de, bizim elemanların homurtusu, horultusu derken, gerçekten uyuyamadım.. bir yandan cir cir cir böcekler susmaz.. tamam, akşam esintisi var ama, gel bir de bana sor esintiyi..

bir sonraki gün, içeri geçtim..
Çocuğum annemle babam otururken ben uyuyakalmışım çatıda. Televizyonda maç başlamış aşağı inmişler. Bir uyandım karşımda simsiyah Bir kedi. Bağırıyorum gitmiyor, terlikleri fırlattım kaçmıyor. Gözünü dikmiş bana bakıyor. En sonunda çığlıklarımı duyup yetişmişti bizimkiler.
O gün sondu.
Sıcaktan pişsemde asla yapmayacağım şey.
sütlü çilekli kardeşim haneke filmi gibi, yine çile yine dert..
hayatı film olsa cihangir ve kadıköy'de gösterime girermiş gibi geliyor bana..
Kendim yaparım drama kurgusunu bi derdim var. Ne de olsa ben yaşadım tüm bu abuk hayatı.

(bkz: swh)
adana sıcaklarında çocukluğum bu şekilde geçti şüphesiz. sabahın ilk ışıklarıyla güneşin üzerinize vurması sonucu büyük bı sinirle uyanırsınız.