bugün

ingilizce ismi the chaser oln 2008 yapımı güney kore filmi. salinui chueok ile benzer özellikler gösteren bir suç ve polisiye. Film benim gibi artık polisiyeden bıkmış olanı bile ekrana bağlar nitelikte, bu tür içerisinde bir şaheser kanımca. özellikle rollerde ki doğallık ve samimiyet açısından son derece gerçekçi, senaryo olarak hikaye tam kilitlendi dediğiniz anlarda olmadık işler oluyor ve her zaman olduğu gibi uygulayıcıların bile elinde olmayan nedenlerden ötürü , kanuni açıkların kötülüğe hizmet etmesi eleştirisi son derece iyi işlenmiş.
Hong-jin Na'nın yönettiği, güney kore filmi. Umarım kore polisi gerçek hayatta bu kadar beceriksiz değildir.

--spoiler--

Hong jin çağımızın iyi yönetmenlerinden biri her filmi izlenesi.
alıştığımız amerikan polisiyesi klişeleri yok bu filmde.
katil kim teması yok belli kim olduğu.
ilk yarım saatte hemen yakalanıyor ve suçunu itiraf ediyor ama salak kore polisi
bir türlü kanıt bulamıyor. Sistem eleştirisi de filmin dram ve polisiye tarafına zarar vermiyor.

--spoiler--
Adam dağıtan filmdir. Izledim dağıldım an itibariyle. Başarılı. Çok başarılı.
müthiş bir filmdir. kore sinemasının yüz aklarından biridir.

diğerleri (bkz: 3 iron) (bkz: memories of murder)
kore filmlerinin bir başka yüz akı. kendini kaptırmadan izlemek pek mümkün değil. on üzerinden 7.5 garanti.
yönetmen hong-jin na'nın ilk yönetmenlik denemesi. bir ilk film olarak gerçekten çok başarılı olduğunu söyleyebilirim yönetmen abimizin. bu arada 2010 yapımı ikinci filmini de şimdi imdb'den keşfettim ve hemen paylaşıyorum. bu filmi izleyip beğenenler, yeni filmi de izlemek için sabırsızlanacaktır. en azından ben sabırsızlanıyorum.

(bkz: hwanghae)
--spoiler--
abi ilk defa bir filmde katilin yakalanmasını bu kadar istemişimdir. sinirden gerildim filmin içine girip oynayasım geldi adeta. adalet sistemini sağlam bir sorguya çeken, kore filmlerinin kalbimde olan yerini sağlamlaştıran başyapıt.
--spoiler--
adalet, devlet, hukuk, bürokrasi kavramlarının hepsinden şüphe duymanızı sağlayan filmdir. kore sineması hollywood' un tez zamanda c/p yapacağı bir yapım daha sunuyor sinemaseverlere. hukuk ve bürokrasinin iç içe geçtiği ve bu geçiş sırasında pek çok yasal boşluğun oluştuğu günümüz adalet sistemine sert bir eleştiri getirmektense, sisteme son dönemde doğu asyanın oldukça ilgi gösterdiği "tüm türlerden faydalanma" yöntemiyle üstü örtülü eleştiri göndererek hem seyirciyi sıkmayan, hem de mesaj gönderme kaygısı içinde can çekişen bir filme dönüşmekten kurtuluyor bu basit ama içi dolu film. klasik kore mizahı, hatırı sayılır dozda dram, bol aksiyon tarifli bu filmi izlerken, pardon filminde ferhan şensoy'un repliği gibi "adalet dediğimiz şey o kadar da adil değilmiş demek ki" diyorsunuz sık sık. başta da belirttiğim gibi, hollywood'un tez zamanda -en azından - esinleneceği bir yapım.
mükemmel ötesi bir güney kore yapıtı daha! amerikan klişe polisiye filmlerinden bıkmış bireyler için birebir. bu güney kore olmasa ne yaparmışım acaba diye düşünmüyor değil bazen insan. gerçekten baştan sona kadar sürükleyici, müthiş bir eser, içerisinde bolca şiddet bulundurduğu gibi etkileyici de bir film. sonunda çalan müzik de ayrı güzeldir.
yazılışı bir dert, okunuşu başka bir dert olan çekik gözlülerin yapmış olduğu film.
http://myblogjacquesreverdi.blogspot.com/2010/05/chugyeogja-chaser.html
Salinui chueok* ile büyük benzerlikler taşıyan film. ikisininde kore üzerine olması dikkat çekici tabi.
sistemi bu kadar sorgulatan ve yerin dibine vuran yapımları izledikten sonra koreli senaristler acaba türkiye de olsa ne kadar malzeme bulurlardı diye düşünüyor insan.

ek: the chaser adı ile de bilinen filmdir.
2008 tarihli* kore yapımı gerilim dram filmi. Hong-jin Na hem yönetmiş hemde senaryo takımının içinde yer almış. ismini özellikle vurguluyorum çünkü bu onun ilk yönetmenlik denemesi. anlaşılan ismini daha çok duyacağız.

eskiden bir dedektif olan fakat artık bir pezevenk olarak hayatını sürdüren -ekmeğini bu meslekten yiyen- Joong ho nun elindeki kızlar teker teker kaybolmaya başlar. joong ho karaktersizi bu kızların onu satıp kaçtığını düşünür. fakat işin aslı hiçte öyle değildir.
spoiler vermeden bu kadar anlatabildim. kesin olarak izleyin efendim filmi. şimdi spoiler vereceğim. siz izlemeyenler sol frame'e doğru geçiş yapabilirsin. ama okumanızda da çok büyük bir mahsur yok.*
--spoiler--
filmi ''ulan bu kadar mantık ve senaryo hatası görmedim'' nidalarıyla izliyorsanız gözden kaçırdığınız önemli bir şey var. bu film -kore üzerine- çok ciddi bir sistem eleştirisi barındırıyor. absürd gözüken birçok olay aslında sistemin aksaklıklarını, adalet kantarının ne kadar bozuk olduğunu, polisin nasıl başıboş ve etik olmadığını vurguluyor. geçim derdinde olduğu için hayatını pezevenk olarak sürdüren Joong ho un karakterindeki git-gel ler -bir iyi bir kötü insan olması- sistemin insanları ne noktaya getirdiğinin en büyük göstergesi.
filmdeki psikopat katilimiz kimliğini en baştan beri biliyoruz. ne anladım o zaman o işte diyorsanız siz klişe hollywood filmlerini izlemeye devam edin efendim o zaman. olay katilin kim olduğu değil zaten.. katili içeri tıkacak delilleri bulmak, onun suçluluğunu ispat etmek. zaten adalet sistemi burada masaya yatırılıyor ve yerin dibine vuruluyor filmde.
her ne kadar güzel bir senaryo olsa da bir kaç yerde ''oha lan artık bu kadar da olmaz'' dediğim için filmden 2 puancık kırıyorum.
--spoiler--

etkileyici, sürükleyici ve insanı sorgulatan bir yapım. izleyin izletin.

10/8