bugün

bir şarkı var; arada mırıldanırım; "bekledim de gelmedin, hiç mi beni sevmedin....."
türkiyenin kimi sol, kimi kürt siyasilerinden tutun, katiline "halâ" aşık kimi mezhep ve hatta azınlıklara kadar, CHP ye bakıp bakıp; şarkımızın nakaratını "söyle söyle" diye tekrar edegelen terk edilmiş aşık halini anlayabilmiş değilim.
CHP yi anlatacak değilim. bu partiyi en ziyade "terk edilmiş" duygusunu yaşayanların bildiğine de eminim.
tek parti cehenneminin mimarı, darbeci CHP, güya sola doğru açılımını, milli şeflerinin ağzından "CHP ortanın solunda bir partidir" ilanı, tamda sosyalist TiP nin siyasi hayatımıza dahil olduğu günlere rastlar. Yani CHP sola, sola muhalefet noktasından dahil olmuştur.
siyasete "kara oğlan" figürüyle dahil olan ecevit, ilerleyen tarihlerde sola ve türkiye gerçeğini yakalamış olan tarihi köklere sahip "millici görüş" hareketine karşı tavrı ve ülkeyi yeni darbeler altında yeni cehennemlere mahkum etme gayretleri bilinmektedir.
"hiç mi beni sevmedin", evet CHP ve onun temsil ettiği bin bir surat kılıklı ceberut ve darbeci gelenek bu ülkenin halklarını hiç sevmemiştir.
işin daha beter ve ironik olanı; kimi "sol" akademicilerin yeri geldiği zaman, dersimden varlık vergisinden, istiklal mahkemelerden söz açıldığında mahçup tarzda "hakikate" yaklaşan yazılar yazarken hala hıçkırıklı "söyle söyle; hiç mi beni sevmedin" nakaratında bozuk plak cızırtısında inlemeleridir.
geçende not düştüm; eh dedim bu "çatı", bu şer ittifakı artık CHPye aşık ve maşukların gözünü açmıştır.
Türkiye de bazı şeyle zor değişiyor, değişim adeta sürünerek hasıl oluyor.
ortak adayda anlaşabilirdik söyleminden tutunda, hala bir ışık bekleyenlere tek sözüm; aşk olsun.
elemterefişkemgözlereşiş.
hadi.