bugün
- ellerim bos gonlum hos9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi25
- anın görüntüsü15
- sözlük kızlarının don renkleri14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu34
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı17
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası18
- icardi190512
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı13
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss24
- evlilik9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- ruh okuzu8
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak14
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- arda güler12
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- karınıza range rover alır mısınız18
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı30
1979'da ülkücü tetikçilerin kurşunlarına hedef olarak hayatını kaybetmiş, pol der üyesi adana emniyet müdürü.
Faşist terörün üzerine cesaretle yürüyen Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul bundan 32 yıl önce faşistlerce katledilmişti. Çok sayıda ülkücü saldırganın yakalanmasını sağlayan Yurdakul yolsuzlukların da üzerine gitmişti. Aradan geçen 32 yıla rağmen cinayet emrini verenler yargı önüne çıkarılamadı.
1942 yılında Ordu'da doğan Cevat Yurdakul Kars ve Hatay'da görev yapmış, öldürülmesinden yaklaşık 6 ay önce Adana Emniyet Müdürlüğü'ne atanmıştı. Faşist terörün yoğun yaşandığı Adana'da kısa süren görevi süresince silahlı eylemlerde bulunmuş 50'nin üzerinde kişiyi yakalatan Yurdakul Ülkü Ocakları'nın ve MHP'nin açık hedefi haline gelmişti. Alparslan Türkeş başta olmak üzere, MHP yöneticilerinin kendisini hedef olan açıklamaları oldu, çok sayıda ölüm tehdidi aldı.
Yurdakul, faşist teröre göz açtırmazken yağ stokçuluğu, karaborsacılık ve ehliyet yolsuzluklarının da üzerine gitmekten geri durmamıştı. Yurdakul "halkın polisi" olma sloganını benimseyen Pol-Der'e üyeydi.
Faşistlerin tehditlerine hedef oluyordu
MHP Gaziantep Milletvekili Cengiz Gökçek ve Sivas Milletvekili Ali Gürbüz, Yurdakul'un öldürülmesinden yaklaşık bir ay önce yaptıkları basın toplantısında "Yurdakul görevi bıraksa da yurtdışına kaçsa da yakasını elimizden kurtaramayacak" şeklinde tehditte bulunmuşlardı. Yurdakul, Sıkıyönetim Komutalığı'nın kontrolündeki cezaevinde yatmakta olan, yakalattığı Yusuf Uzun adlı ülkücü tarafından da tehdit edilmişti. Kontrgerilla karşıtı duruşuyla faşistlerin yanı sıra Adana Sıkıyönetim Komutanlığı'nı da rahatsız eden Yurdakul sıkıyönetim komutanlığınca takip ettirilmişti.
28 Eylül 1979 günü makam aracıyla lojmanından işyerine giderken otomatik silahlarla taranan Yurdakul önlemeye çalıştığı faşist terörün kurbanı oldu. Makam şoförü ve yanında bulunan kayın pederinin ağır yaralandığı saldırıda Yurdakul hayatını kaybetti.
"Alparslan Türkeş'in emriyle öldürüldü"
1981'de görülmeye başlayan MHP Adana davasında yargılanan kimi sanıklar, verdikleri ifadelerde Yurdakul'un ülkücülere uyguladığı baskı nedeniyle MHP lideri Alparslan Türkeş'in emriyle öldürüldüğünü belirtmişlerdi.
Yurdakul'un öldürülmesi ülke çapında ciddi tepkilere neden oldu. Ülkenin birçok yerinde yürüyüşler yapıldı. Yurdakul'un öldüğü gün göreve çıkmayan Pol-Der'li polisler telsizlerinden yaptıkları "katilleri sıkıyönetim yakalasın" anonslarıyla cinayete tepkilerini gösterdiler.
2009 yılında cinayetin sorumlularından Kemalettin Koca'nın yakalanarak tutuklanmasına karşın cinayet emrini verenler hakkında herhangi bir işlem yapılmadı.
Kontrgerillayla uğraşan Savcı Doğan Öz de faşist kurşunlara hedef olmuştu
Faşistlerin hedefi olan tek devlet görevlisi Yurdakul değildi. Yurdakul'dan bir buçuk yıl önce de Ankara'da Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Doğan Öz kontrgerillayla ilgili dava açmaya hazırlandığı için faşistlerce katledilmişti.
Savcı Öz, başlatmayı planladığı soruşturma öncesinde hazırladığı bir raporda kontrgerillaya ilişkin şunları yazmıştı:
"Şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. Amaç, demokrasi umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. Böylece ABD ve çokuluslu ortaklıklar, Ortadoğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler. Bize göre bu sonuca ulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirmesi vardır. Bu örgütler, devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir."
Pol-Der nedir?
Devlet destekli MHP militanlarının ve dincilerin emniyet teşkilatında kadrolaşmaları üzerine 1975 yılında kurulan Polis Derneği (Pol-Der) kuruluş amacını polislerin özlük haklarını ve "halkın polisi" olmayı savunmak olarak tanımladı. Kısa zamanda genişleyerek on beş bin üyeye ulaşan dernek ciddi baskılara maruz kalıyor, üyeleri sürgüne yollanıyordu.
Devrimcilere yapılan işkencelere, kimi polislerin faşist saldırılara göz yummasına kayıtsız kalmayan Pol-Der'e karşı 1978 yılında faşist polislerce Polis Birliği (Pol-Bir) kuruldu. Temel kuruluş amacı Pol-Der'in faaliyetlerini engellemek olan dernek, "halkın polisi" sloganının karşısına "devletin polisi" sloganıyla karşı çıkmaktaydı. Çok sayıda Pol-Der üyesi polis Pol-Bir'li meslektaşlarının saldırısına uğradı. Cevat Yurdakul'un da içlerinde bulunduğu çok sayıda Pol-Der üyesi polis, faşist saldırılar sonucunda hayatlarını kaybetti.
CHP'nin iktidar olduğu 1978 Temmuzunda Pol-Der kapatıldı. Derneğin Danıştay'a başvurması sonucu kapatma kararı iptal edildi. 1979'da çalışmaları sıkıyönetimce durdurulan dernek 12 Eylül Darbesi'yle tekrar kapatıldı. 12 Eylül Darbesi sonrası çok sayıda Pol-Der üyesi polis tutuklandı ya da emniyet teşkilatından uzaklaştırıldı. Atılan polislerin bir kısmı uzun yıllar verdikleri hukuki mücadele sonucunda görevlerine geri dönebilmelerine karşın etkisiz görevlere verilerek terfi etmeleri önlendi.
(soL.org.tr)
Faşist terörün üzerine cesaretle yürüyen Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul bundan 32 yıl önce faşistlerce katledilmişti. Çok sayıda ülkücü saldırganın yakalanmasını sağlayan Yurdakul yolsuzlukların da üzerine gitmişti. Aradan geçen 32 yıla rağmen cinayet emrini verenler yargı önüne çıkarılamadı.
1942 yılında Ordu'da doğan Cevat Yurdakul Kars ve Hatay'da görev yapmış, öldürülmesinden yaklaşık 6 ay önce Adana Emniyet Müdürlüğü'ne atanmıştı. Faşist terörün yoğun yaşandığı Adana'da kısa süren görevi süresince silahlı eylemlerde bulunmuş 50'nin üzerinde kişiyi yakalatan Yurdakul Ülkü Ocakları'nın ve MHP'nin açık hedefi haline gelmişti. Alparslan Türkeş başta olmak üzere, MHP yöneticilerinin kendisini hedef olan açıklamaları oldu, çok sayıda ölüm tehdidi aldı.
Yurdakul, faşist teröre göz açtırmazken yağ stokçuluğu, karaborsacılık ve ehliyet yolsuzluklarının da üzerine gitmekten geri durmamıştı. Yurdakul "halkın polisi" olma sloganını benimseyen Pol-Der'e üyeydi.
Faşistlerin tehditlerine hedef oluyordu
MHP Gaziantep Milletvekili Cengiz Gökçek ve Sivas Milletvekili Ali Gürbüz, Yurdakul'un öldürülmesinden yaklaşık bir ay önce yaptıkları basın toplantısında "Yurdakul görevi bıraksa da yurtdışına kaçsa da yakasını elimizden kurtaramayacak" şeklinde tehditte bulunmuşlardı. Yurdakul, Sıkıyönetim Komutalığı'nın kontrolündeki cezaevinde yatmakta olan, yakalattığı Yusuf Uzun adlı ülkücü tarafından da tehdit edilmişti. Kontrgerilla karşıtı duruşuyla faşistlerin yanı sıra Adana Sıkıyönetim Komutanlığı'nı da rahatsız eden Yurdakul sıkıyönetim komutanlığınca takip ettirilmişti.
28 Eylül 1979 günü makam aracıyla lojmanından işyerine giderken otomatik silahlarla taranan Yurdakul önlemeye çalıştığı faşist terörün kurbanı oldu. Makam şoförü ve yanında bulunan kayın pederinin ağır yaralandığı saldırıda Yurdakul hayatını kaybetti.
"Alparslan Türkeş'in emriyle öldürüldü"
1981'de görülmeye başlayan MHP Adana davasında yargılanan kimi sanıklar, verdikleri ifadelerde Yurdakul'un ülkücülere uyguladığı baskı nedeniyle MHP lideri Alparslan Türkeş'in emriyle öldürüldüğünü belirtmişlerdi.
Yurdakul'un öldürülmesi ülke çapında ciddi tepkilere neden oldu. Ülkenin birçok yerinde yürüyüşler yapıldı. Yurdakul'un öldüğü gün göreve çıkmayan Pol-Der'li polisler telsizlerinden yaptıkları "katilleri sıkıyönetim yakalasın" anonslarıyla cinayete tepkilerini gösterdiler.
2009 yılında cinayetin sorumlularından Kemalettin Koca'nın yakalanarak tutuklanmasına karşın cinayet emrini verenler hakkında herhangi bir işlem yapılmadı.
Kontrgerillayla uğraşan Savcı Doğan Öz de faşist kurşunlara hedef olmuştu
Faşistlerin hedefi olan tek devlet görevlisi Yurdakul değildi. Yurdakul'dan bir buçuk yıl önce de Ankara'da Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Doğan Öz kontrgerillayla ilgili dava açmaya hazırlandığı için faşistlerce katledilmişti.
Savcı Öz, başlatmayı planladığı soruşturma öncesinde hazırladığı bir raporda kontrgerillaya ilişkin şunları yazmıştı:
"Şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. Amaç, demokrasi umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. Böylece ABD ve çokuluslu ortaklıklar, Ortadoğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler. Bize göre bu sonuca ulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirmesi vardır. Bu örgütler, devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir."
Pol-Der nedir?
Devlet destekli MHP militanlarının ve dincilerin emniyet teşkilatında kadrolaşmaları üzerine 1975 yılında kurulan Polis Derneği (Pol-Der) kuruluş amacını polislerin özlük haklarını ve "halkın polisi" olmayı savunmak olarak tanımladı. Kısa zamanda genişleyerek on beş bin üyeye ulaşan dernek ciddi baskılara maruz kalıyor, üyeleri sürgüne yollanıyordu.
Devrimcilere yapılan işkencelere, kimi polislerin faşist saldırılara göz yummasına kayıtsız kalmayan Pol-Der'e karşı 1978 yılında faşist polislerce Polis Birliği (Pol-Bir) kuruldu. Temel kuruluş amacı Pol-Der'in faaliyetlerini engellemek olan dernek, "halkın polisi" sloganının karşısına "devletin polisi" sloganıyla karşı çıkmaktaydı. Çok sayıda Pol-Der üyesi polis Pol-Bir'li meslektaşlarının saldırısına uğradı. Cevat Yurdakul'un da içlerinde bulunduğu çok sayıda Pol-Der üyesi polis, faşist saldırılar sonucunda hayatlarını kaybetti.
CHP'nin iktidar olduğu 1978 Temmuzunda Pol-Der kapatıldı. Derneğin Danıştay'a başvurması sonucu kapatma kararı iptal edildi. 1979'da çalışmaları sıkıyönetimce durdurulan dernek 12 Eylül Darbesi'yle tekrar kapatıldı. 12 Eylül Darbesi sonrası çok sayıda Pol-Der üyesi polis tutuklandı ya da emniyet teşkilatından uzaklaştırıldı. Atılan polislerin bir kısmı uzun yıllar verdikleri hukuki mücadele sonucunda görevlerine geri dönebilmelerine karşın etkisiz görevlere verilerek terfi etmeleri önlendi.
(soL.org.tr)
3. Yargı Paketi doğrultusunda, akp'nin ülkücülere geçtiği kıyak neticesinde katili için salıverilme kararı çıkmış solcu emniyet müdürü.
sermaye iktidarı, işbirlikçilerine, tetikçilerine vefa borcunu ödemeye devam ediyor ve Kendisine hizmet edenleri, eli kanlı faşist katilleri koruyor, kolluyor:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20969045.asp
sermaye iktidarı, işbirlikçilerine, tetikçilerine vefa borcunu ödemeye devam ediyor ve Kendisine hizmet edenleri, eli kanlı faşist katilleri koruyor, kolluyor:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20969045.asp
(bkz: osman engin)
6.Kolordu ve Adana Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Nevzat Bölügiray'ın "sokaktaki asker" isimli kitabında ve Serdar Turgut'un kaleme aldığı Alparslan Türkeş'in otobiyografisi olan "Şahinlerle dans" kitabında temas edilen konu.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar