bugün

bir bilge karasu metni, kısmet büfesi 'nden.

çeşitlemeli korku/beş ses için metin

^bağlaç^ olmakla kalacağını sanan dosta,

bir tüy,
bir telek
bir dalgın kuşun ardında bırakıverdiği havadan
oluşmuş gibi yumuşak, düşen, yere doğru;
bir tüy,
bir telek,
bir yaprak
bir güz dalından kopmuş
kopuvermiş
sarartılı
bir yaprak, yere değince kimsenin duymadığı, yeri,
taşı, toprağı bağırtmamış, incitmemiş,
bir tüy, bir telek, bir güz yaprağı
gibi düşmüş yerleşmişti içime
içerime, gönlüme, etime
k o r k u

BiR ÇıĞ GiBi GELDiN ÜSTÜME

karıncalar gibiydim, düş karıncaları, ozan karıncaları
gibi
çıdamlı karıncalar gibiydim,
çıdamlı, dümdüz uzanan
uçsuz bucaksız engebesiz bir düzlükte

ÜSTÜME BiR ÇıĞ GiBi GEL
DiN KENDiNE KATTıN BENi

gözü, ayağı, bir yerlere takılmadan
hiçbir şeye yönelmeden
dümdüz uzanan bir toprakta
çıdamla
y ü r ü y e n
karıncalar gibiydim.

d u y d u m s e n i,
ö l d ü m s e n i!
SENi SENi SENi
SENi SENi

gördüm duydum
yaşadım öldüm
yürümekten başka bir şey bilmeyen,
nereye, niye, neye gittiğini bilmeyen

bir yere gittiğini olsun bilmeyen
ozan karıncaları
g i b i y d i m
çıdamla yürüyen bu düzlükte, engebesizlikte.
SENiN YANıMDASıZLıĞıN BiR
SiLiK SUSKUYDU, GÜNSÜZ KA
RANLIĞıMıN KESER AÇARDı KA
PıSıNı, SESiN, YÜZÜN, YÜRÜMEN
Nereye gittiğini gene bilmeden
bir yere gittiğini olsun gene bilmeden
çıdamı da, yürümeği de unutmuş
b i r b ö c e ğ i m ş i m d i
çılgınca dönenen
durduğu
yerde.

görünmez engebeler örüldü
çepeçevre
çevremde
k or k u d a n
BiR ÇıĞ GiBi GELDiN ÜSTÜME
KENDiNE KATTıN BENi,
YUVARLANDıK BiR SÜRE

Zeytin gövdeleri gibiyim şimdi
toprağım ister al, ister boz, ister kara,
burulmuş erkeklikler gibiyim
a c ı i ç i n d e
k ı v r a n a n
düzlüklerinde gökyüzüne uzanıp gün ışığını
titreştiren, dünyayı düzgün aralıklara bölen
kavak duvarların-
d a n s o n r a

SONRA

suyu arayıp bulan kökleriyle, durmadan budanan
kollarıyla
su fışkırır gibi
yeniden toprağa dökülen dallarıyla yeşil yağmurunu
yağdıran
söğütlerden sonra,

SONRA
SONRA

yarık
yarılı
yarılmış tahtasıyla
kıvranan
buruk
burgun
bir zeytin gövdesi gibiyim
kuytularda,
eğimlerde,
suskun,
sessizlikler içinde, gümüş yeşil bir buğu altında,
buruk

b i r g ö v d e y i m ş i m d i

yemişi kararmayan
SONRA SONRA SONRA
YıKTıK KENDiMiZi DE
Kuruyum göğe baktığım yerde,
buruğum yere baktığım yerde
korkuyla beslenerek korkudan!

BEN ÇıĞ OLDUM ŞiMDi. SEN,
kar'ımdaki taş, karnım-
E T i M D E K i
daki, dokumdaki
K A M A

oysa korku kendi memesini

e m e r e k b ü y ü r ;

nasıl burmalı bu memeyi?
nasıl kurtulmalı
nasıl
nasıl
nasıl
korku-
nun südü olmaktan?
SENi SENi SENi
SENi SENi
yaşadım duydum
öldüm

seni yaşadım, seni öldüm

uçurumun dibine
v a r a m a d ı m d a h a
parçalanıp, parçalayıp kurtulacağım yere.

Bir tüy,
bir telek gibi,
bir güz yaprağı gibi
k o p m a l ı
kuştan, ağaçtan, yeğnilikle, incelerek,
bağırmadan korkudan.

^^anılarım senin geleceğin oluyor,^^

GERÇEKLiK DUYUSUNU YiTiRiP, UZAKTAN
UZAĞA HEP SENiN SiVRiLDiĞiN BiR PUS
iÇiNDE YAŞAMAĞA BAŞLADıĞıM ŞU ANDA.
SEN AĞAÇTAN SEN AĞACA KOŞUYORUM,
ARADAKi PUSARıK BATAKLıKTA AYRıŞıP
YıVıŞAN GÜNLERiN HiÇLiĞiNDE.

bk

ilgilisine not:
metni yazıldığı biçim, kurgu ve dizgi ile buraya aktarmak pek mümkün değildi. bu haliyle de başka bir metin oluyor işte. bu da pek affedilir bir şey değil, en azından bu metin için..

dolayısı ile bayağı bir emek verdiği belli bir adamdan alıntılayıp bu hali ile, oluşan kusuru, ilgililerinde esas metne ulaşma isteği uyandırması dileği ile bağışlatmayı umuyorum.
ki
umarım.
bilge karasu'nun yazınsal türlerin sınırlarını aşma, yıkma çabalarının en iyi örneklerinden biridir çeşitlemeli korku. kısmet büfesi'nde yer alır. kitabın sonunda çeşitlemeli korkunun bir de seslendirilme metni yer alır. beş ses için yazılmıştır. 'bağlaç olmakla kalacağını sanan dost'a adanmıştır.