bugün

Her toplum üç aşağı beş yukarı aynı durumda olduğu için konuyu anlamaya çalışanlar için şunu tavsiye ediyorum.

Neden bizim ülkemizde siyaset kurumu görevini yapmıyor bunu görmeye çalışalım.

Milletvekilini kim seçiyor halk mı seçiyor hayır genel başkanlar seçiyor. Parası olan yönetime yakın olan istediği ilden istediği sıradan kendine seçilmesi garanti yer satın alıyor. Partiler de seçim kampanyasına maddi destek diye halkın hayatında görmediği adamı oradan aday gösteriyor. Halk da kimseyi tanımadığı için genel başkana oy veriyor partiye bile değil.

Akp bile genel başkanı değişince oy kaybettiği için malum şahıs baktı olmuyor idareyi ele aldı.

Peki çözüm ne. Ülkeyi seçim bölgesi olarak ilçe bazında bölersen o ilçenin sevilen tanınan simaları atıyorum avukat noter doktor vs aday olabilir. Kendine güveniyorsa çiftçisi esnafı da aday olsun hiç sorun değil ama hukuk eğitimi olmayan adamlar kanun çıkarmaya kalkınca kimse neye evet dediğini bile bilmeden Başbakan'a bakıp el kaldırıyor. Adına da parti disiplini gibi sevimli sanılan bir şey bulmuşlar.
Benim de canımı artik çok sıkan durum. Bu chplilere neden secim hakki taniyoruz ki? Benim oyumla bu cahil partizan chplilerin oyu nasıl bir sayılabilir? Benimki iki sayılmalı. Haksizlik.
bundan daha normal ne olabilir ki? Bunu söyleyen vurduruyordur.
bahsi geçen cahil toplum yalnızca okuma yazma bilmeyen ya da üniversite okumamış toplum demek değildir. bir de okumuş diplomalı cahiller vardır ki onlar en zararlısıdır. ve evet cahiliz.
öğrenmenin bedelini ödemektir.
normal bir durumdur.
oy vermek işe yarasaydı yasaklanırdı zaten.
seçimler gerçekten bir şeyleri değiştirecek olsa yasal olmazdı .
her daim tartışılması ve bir çözüm bulunması gereken,önlem alınmassa içinde bulunulan toplumda kangren etkisi yaratacak bir felakettir bu. ancak öneri ve çözüm yolları, uygulunacak toplum tarafından kesinlikle kabul görmeyecek ve taşlama sebebi yaratacaktır. bunun sebebide adından da anlaşılacağı üzere cahilliktir.
halk iradesi ile yönetim için gerekli olan yegane şey bilinçli uygar bir halktır. cahil halka kendi iradesi ve yönetime katılma yetkisi toplumu felakete sürükler.
ancak asıl sorun belirtilen toplumun nasıl yönetileceğidir. bu soruna batılı ülkelerde dahil olmak üzere dünyanın hiçbir yerinde bir çözüm önerisi sunmuş kimse bulunmamaktadır. çeşitli ideolojik yönetim şekillerini işin içine katmadığımızda tabiki.
Satranç bilmeyen birisiyle satranç oynamak gibi.
yürümeyi bilmeyen çocuğa krampon verilmesi durumuyla aynıdır. sevdiğim bir konudur. aslında altına uzun şeyler yazılablir ancak aynı şeyleri söylemekte artık yormuştur.

edit bkz öldü.
tuhaf olan aslında toplumu cahil görenlerin, kendilerinde tasavvur ettikleri aydınlığı topluma indirgeyememeleridir. kendilerinin başa gelememelerini halkın cehaletine fatura edenler bu halkı 100 yıldır neden aydınlatamıyorlar acaba? buna neden güçleri yertmiyor ve başarısızlık konusunda neden bu kadar hünerliler? mağlub olan onların aydınlıkları mı, yoksa halka yakıştırmayı çok sevdikleri cehalet mi?

18 vitesli kontrapedal bisikletle gelen edit: benim oyumla dağdaki çobanın oyu neden eşit diyen, ama bu halka, kendi çabasıyla kazanmış olmadığı uzuvlarının işportacılığını yapmak gibi alt kademe bir hizmetten başka birşey veremeyen kadının aydınlığı, çobanın evine soktuğu ekmeğin ailesine sağladığı aydınlık kadar onurlu değildir. aydınlık kendi ışık luxunun hesabını yapabilmek değil, ona tepeden baktığı halkı dahil edebilme savaşıdır.
aristo demokrasiyi çoğunluğun azınlığa tahaakkümü olarak . sebebide demokratik yönetimin sokratesi asmasıdır. fakat ilk entry'yi giren arkadaş aziz nesin'in meşhur lafında kendini akıllılar grubunda gördüğünden dolayısıyla diğerleri diye tabir ettiği cahil kesimin oy kullanmasına mesafeli yaklaşmıştır.
siyaset biliminde bunun adı elitizm dir. bir de şu vardır jakobenizm yani halkı için halka rağmen burada da benzer olarak kendini halkı yönetmekte ehil gören kişilerin çoğunluğa uyguladığı zulüm vardır. örnek mi; libya'da kaddafi mısır'da hüsnü mübarek türkiye'de kenan evren.
Tüm bu tartışmalardan bağımsız olarak şunu anlasak tüm sorun ortadan kalkıcak diye düşünüyorum.
aynaya bakarken kendini diğerlerinden üstün görme bunun yerine diğerlerinden olan farkını gör.
Şimdi aklıma geldi antik yunan'da roma vatandaşını diğer kölelerden ayıran neydi? farklı rahimlerden doğmak dışında.
Seçme ve seçilme hakkının elde edilmesi sürecinde kaç yüzbin kişi can verdi senin elinden bu hak elinden alınsa ne düşünürdün hiç bir şeyde sana sorulmuyor evin yıkılacak komşuna soruluyor oy veremiyosun ağzın var konuşamıyosun.
senden bu hak alınsa ne düşünürsün?
nietzsche 1900 lerde ölmüş hala o yüzyıldan sözlerle 2011'in dünyası hakkında yorum yapmak saçmalık ve mazur görün yaşadığı yüzyıldan habersiz yaşamaktır. nietzsche peyfamber değil gelecek hakkında yorum yapsın.
'kime göre cahil,neye göre cahil' sorusuna cevap verilmesi akabinde tartışılması gereken haktır. eğer ki bu açıklığa kavuşur ve seçim hakkının cahillere verilmemesi görüşü haklı çıkarsa,yapılacak olan bir cahilölçer alet icat ederek;belli seviyenin altında olanlara seçme-seçilme hakkının verilmemesi olsa gerektir.
herkes hak ettiğini yaşamalıysa eğer o zaman cahil topluma seçim hakkı verilmesi de gayet normaldir ve gereklidir. toplumu içinde bulunduğu cahillikten kurtaramayan sözüm ona aydınların cahil topluma demokrasiyi uygun bulmaması cahilliğin daniskasıdır. bu da bence dediğim fikirlerimden biri işte böyle.
'köylü, çiftçi(yani maraba değil toprak sahibi çiftçi) olmadıkça; sandıktan ortaçağ çıkar' durumunun yaşanasına nedendir.
cahil toplum bu devirde, özellikle cahil bırakılmış toplumdur.
(bkz: her sperme yaşam hakkı verilmesi)
demokrasnin gerekliliği tartışılmaz.ancak demokrasi olan her ülke doğru kararlar alıyor denilemez.büyük çoğunluğu insan yığınından ibaret olan halklar,tercih esnasında din ile siyaseti birbirinden ayırmayan partiler,liderleri ve tebaları yanlış tercih yaparlar.ancak yaptıkları tercihi ömür boyu anlıyamazlar.ömür boyu anlaşılmayan bir yanlış artık onlar için doğrudur.işde bu yüzden kimi toplumlar beyinlerindeki din prangalarından kurtulmadan objektiflikden bahsedemezler.ancak yine tartışamayacağımız bir olay ortaya çıkıyor.her insanın kendine ait bir dünyası vardır o dünyada nasıl hissediyorsa ondan ötesi yoktur.karışamayız.heleki %51 çoğunluk onlarda ise demokrasinin cilvesidir der geçeriz.beraber yanmaya hazırız.

ancak sıra diğer tarafa geldi onlara hakkını verirsek;

nietzsche şöyle buyurur:

"cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"

kesinlikle doğrudur.kem küm.op.şşt.yapmaya kıvırmaya gerek yoktur.he kıvırıyormusunuz?
evet o sizin dünyanız uyanana kadar iyi uykular dileriz.. biz hep dışarıda gerçek dünyadayız mutsuz olmak isterseniz buralardayız..
bunun hala tartışılıyor olması başlı başına bir cahilliktir aslında.

dünya, seçme ve seçilme hakkına bir önceki yüzyılda geçti ve sonrasında bu hakkı tartışmadı bile arkadaşım. vatandaşına kanun önünde eşitlik statüsü tanıyan her devlet bu hakkı da eksiksiz tüm vatandaşlarına tanıdı.

bu en temel vatandaşlık haklarından birisinin, oy verme yetkisi tanınanların eğitim durumu, sosyo-politik konumu yahut siyasal görüşü sebebiyle aşağılanıp "cahil" diye yaftalanması ile tartışmaya açılması toptan dünya siyasi tarihi ile dalga geçmektir nihayetinde.

bilen bilir, başımızdaki badem bıyıklılardan zerre hoşlanmam. ve samimiyetlerine bir an olsun bile inanmam. ama birisi kalkıp da yanıbaşında yaşayan adamın oy hakkını, "bu cahil, oy kullanmamalı" argümanı ile savunabiliyorsa, kusura bakmasın ama ben o adamın oy kullanabilme hakkından endişe duymaya başlarım. nihayetinde, sen karşındakini seni elitist, seçkinci vb. diye yaftaladığı için eleştirirken, kalkıp da senden olmayanı cahil diye yaftalarsan, eleştirdiğinden bir farkın kalmaz. düşünsel oksimorondur bu.

çağlar boyunca insanlığı faşizme ve ötekileştirmeye götüren hep bu arızalı kafadır. ötesi yok.
okumuş cahillerin ne kadar tehlikeli olduğunu bildiğimiz için,doğru bir söylemdir.
altına entryler girildikçe sözlükteki totaliterizm, monarşizm, faşizm vs vs yanlılarının özlemlerini detaylarıyla açık etmeye başladığı ifade.
bir de bunlara yaşama hakkı verilmektedir, bi de bunlar bu hakkı utanmadan kullanırlar, pis cahiller, neyseki bunları gören üst derece %42 elit(!) kesim var ülkede, onlar devlet için en iyi olanı bilendir.
halkın cahilleştirilmesinden nemalananlar için bulunmaz nimettir.

kurulacak denklem çok basittir:

1 torba kömür+1 kg pirinç+250 tl yandaş alışveriş çeki+ 3 gulfu+1 elham+2 damla gözyaşı+ 1 allah + 1 muhammed+ 1 okyanuz ötesi destek= iktidar.

insan hakları, düşünce özgürlüğü, eşit işe eşit ücret, parasız eğitim, sağlık, ulaşım............ kimin uğrunda.
kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdik diye böbürlenenlerin düştüğü acınacak hallerinin ifadesidir.

işinize gelmeyince balçıklaşarak çamura yatın; cahil toplum bla bla bla.
toplumlar hak ettikleri şekilde yönetilirler. bu yüzden sonuç her ne olursa olsun saygı duymak lazımdır.

hal böyle iken ben bu referandumda oy veren insanların %10'unun bile referandum maddelerini bilmediğini düşünüyorum. ne evet diyenler neye evet dediklerini ne de hayır diyenler neye hayır dediklerini bilmeden oy kullandılar.

bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan bir milletin ferdi olarak referandum sonucunun vatana ve millete faydalı olmasını da canı gönülden diliyorum.
tüm bu olanları gözden geçirince verilmemesi gerektiği kanısına vardığım durum.