bugün

erzurum kebabidir. donerden pek bir farki yokmus gibi gozukse de farkli bir tadi vardir.
yatay döner.. odun ateşinde pişmesi gerekir.. özel şişleri vardır ve doğru yapıldığında dönerden daha lezzetlidir.
güzel yapılırsa müthiş bir tadı vardır.
oltu orijinlidir.kuzu etinden yapıldığı için dönerden farlı bi lezzeti vardır.
hamburgerde mc donalds ne ise cağ kebabında da kemal koç odur. buldukça yenilesidir.
bursa'da uluyol üzerinde bulunan adliye'nin hemen karşı köşesinde yapılan kebap çeşidi.
erzurum'a yolu düşenler, hacı baba'da mutlaka yemelidir. lezzetini odun ateşinde pişmesinden ve doğu anadolu etlerinden alır. insan bu kebabı yiyince, kendi kendine "işte hayatın anlamını buldum" diyebilir.
tortumlular ve oltulular arasında , telif hakları konusunda sorun olan, muhteşem bir Erzurum yöresi yemeğidir.
hiç bir esprisi yoktur bu kebabın, bildiğin et işte mına koyim. sadece adını öyle artistlik olsun diye cağ kebebı koymuşlar. bir de yöresel yemekmiş, çok lezzetliymiş, başka yerde yiyemezmişiz falan diye reklam yapmışlar, millete kol gibi geçiriyorlar. özellikle erzurumda'ki öğrencilerin "neymiş lan bu cağ kebabı biz de gidelim, biz de bi tadına bakalım" demesiyle başlayan olaylar silsilesi, siz dur demeyene kadar önünüze etlerin gelmesiyle ve sizin de önünüze gelen bu etlerin hepsinin sadece bir porsiyon olduğunu sanmanızla ve çıkışta bütün paranızın cebinizden alınmasıyla sonuçlanır.

en güzeli de erzuruma has bir özellik olduğunu düşündüğüm, lokantadan çıkarken de "hoşgeldiniz" denmesidir. artık ne demeye çalışıyorlar tam anlamış değilim ama sanırım "öyle mal mal yersen seni daha çoook zikerler, gerçek hayata hoşgeldiniz" anlamı taşıyor gibi...
kebabın ulaştığı doruk noktası.
hasını yememiş olanların bok atmaması gereken şahane kebaptır. bursa'da, ünlü caddenin devamında, ikinci aradan sola girerken sağ tarafta kalan ufak bir dönerciden yenmelidir. ustanın temizliği ve iş ahlakı da ayrı bir konudur. öyle ki, müşterilerin bolluğu sebebiyle ustamız hergün 5-6 gibi işini bitirip dükkanını kapatır.

dürüm fiyatı 4 ytl, porsiyon ise 6,5 ytl'dir. *
aslı patenti erzurum tortum'dur.ama oltu diye bilenlerde vardır.odun ateşinin üstünde pişmeli ve kuzu eti olmalıdır..erzurum koç restorant bu işin ehlidir...
erzurumlularin anlata anlata bitiremediği yatay halde odun ateşinde pişirilen dönerin kısa şişlere takıldıktan sonra tekrar ateşte alt taraflarının pişirilmesi ile elde edilen kebab türü. iyi bir lezzeti var isede ahım şahım birşey değildir...

peşinen edit: erzurumlular kızmasin, gücenmesin, vurmasin..
sıra onlara gelene kadar ne lezzetler var bu ülkede. * *
kebap yanlamasına çevrildiği için erzurumluların deyimiyle ''kanı ayak kıltığından çekilmemiş'' dönerden kat kat lezzetli kebaptır.
erzurumun yöresel yemeklerinden. erzuruma gelip yemek gerekir. başka bir yerde erzurumdaki tadı alamazsınız.
ramazan ayında sultanahmet'te tadabileceğiniz enfes kebap.
kesinlikle erzurum'da ve de ekmeksiz, lavaşsız vs yenmelidir. etin tadı ancak o zaman alınıyor.
bursa'da iskender kebabın (heykeldeki) önünden geçip sola döndüğünüzde az ileride sağdaki küçük yerde zevkini alabileceğiniz şey.hala duruyomu bilmiyorum..duruyorsa kesin gidin...
ankara siteler'de bulanan nizam usta kebapçısında da güzel yapılan bir kebaptır. * *
erzurum'a ait olup sadece kuzu etinden yapılan ve odun ateşinde pişirilen lezetli bir et yemeğidir. erzurum'a gelipte bu lezeti tatmadan giden yoktur.
erzurum'da bile bunu hakkıyla yapabilen iki mekan vardır. bu yüzden başka illerdekiler eleştirirken bir kez daha düşünmelidir.
soğutmadan yenilmelidir zira sonradan dişiniz kesmeyebiliyor.
erzurum yöremize ait bir tür kabap,dönere çok benzer.
öğlenleri misafirlere, geceleri düşmanlara yedirilirse anlamı daha da güzel olmaktadır.
erzurumun iki ilçesinin de sahiplendiği ama daha çok bu ilçelerden oltunun mucidi olduğuna inanılan, tadılmadan anlatılamayacak olağan üstü bir tada sahip olandır.
erzurumlulara has kebabtır.