bugün

görsel

Büyükada Rum Yetimhanesi binasının restorasyonu için dünyanın çeşitli yerlerinden mimar, mühendis, koruma uzmanı, şehir plancısı, sanat tarihçisi, topoğraf, yatırımcı bir araya geldi.

https://www.birgun.net/ha...in-bir-araya-geldi-362672
güvenilk gerekçesiyle bu bina 1964 yılında boşaltılmıştır ve o zamandan günümüze kadar burada hiç tadilat yapılmamıştır. yağış ve rüzgarlarla binanın çatısı çökmüştür, bina çürümüştür.

temmuz 2010'da avrupa insan hakları mahkemesi yetimhanenin mülkiyetinin fener-rum patrikhanesi'ne devredilmesine karar vermiştir. patrikhane'nin basın sözcüsü binanın aslına uygun restorasyonu için patrikhane'nin kaynak oluşturmaya çalıştığını, binanın dinler ve mezhepler arası diyalog merkezi olarak kullanılmasının amaçlandığını söylemiştir. duyumlara göre merkezin ekoloji ve çevre araştırmalarının yürütüleceği bir alan olması da planlanmakta.
AVRUPA iNSAN HAKLARI MAHKEMESiNDE ALINAN KARARLA TAPUSU FENER RUM PATRiKHANESiNE VERiLEN YETiMHANEDiR.

KULLANILMAMA AMACI BELLiYMiŞ.
hiç bir amaç için kullanımına izin vermeyen devletin, ne kadar aciz olduğunu gözümüze sokan muhteşem yapı.
hakkında bir sürü efsane üretilen, tam korku filmi çekilesi mekan.
günümüzde maalesef bahçesindeki köpekler nedeniyle girişi mümkün değildir. her büyük eser gibi o da harcanmaktatır. gizemli enfes bir yapıdır.
fotografı için;

--spoiler--
görsel
--spoiler--
*
Büyükada Rum Yetimhanesi, Büyükada'nın Manastır Tepesi'ndedir (eski adıyla Yunanca isa anlamına gelen Hristo Tepesi). Bina 1898-1899 yılları arasında bir Fransız şirketi tarafından otel olarak inşa edilmiştir. Binanın mimarı, dönemin ünlü mimarlarından Alexandre Vallaury'dir. Yapı günümüzde boş olmakla birlikte Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin kontrolü altında bulunmaktaydı. Dünya'nın en büyük ahşap binası olduğu iddia edilmektedir· Dünya'nın ilk çok katlı ahşap yapısıdır. Ülkemizdeki mimarlar mimarlık ile milli kimlik arasındaki bağı genel olarak reddederken , bir yabancı mimar Alexandre Vallaury kültürümüze saygı göstermiş ve istanbul'daki diğer eserleri gibi bu yapıda da geleneksel mimarimiz unsurlarını ve geleneksel yapı malzememiz olan ahşabı kullanmıştır.

Bu heybetli yapı "Prinkipo Palas" adı altında otel olarak işletilmek üzere tasarlanır ve inşa edilir. Fakat devrin yönetiminden gerekli iznin alınmaması üzerine, bina el değiştirir ve Eleni Zarifi adlı bir Rum kadın tarafından satın alınır.

Rum Yetimhanesi o tarihe kadar Yedikule'deki Balıklı Rum Hastanesi'nde işlevini sürdürmektedir. Yetimhane 1902 yılında bu binaya, Büyükada'ya taşınır. Yapının kullanım amacı zaman içinde değişir. Binaya I. Dünya Savaşı yıllarında Kuleli Askeri Mektebi yerleşir. Daha sonra ise işgal kuvvetleri tarafından adaya yollanan Rum göçmenlerini barındırır. Yetimhane daha sonra Heybeliada'ya nakledilir ve bu bina da 1960'lı yıllarda kapatılır. O tarihte boşaltılan bina günümüzde hâlâ boş durmakta, dolayısıyla çok bakımsız ve git gide çürümektedir.

Görkemli ve etkileyici bir mimariye sahip olan Büyükada Rum Yetimhanesi ahşap karkas sistemde inşa edilmiş. Yapı, yan bölümlerinde 6, diğer bölümlerinde 5 katlı. Binanın heybetine rağmen cephe mimarisi olabildiğince sade tasarlanmış. Birbiri üzerine tekrarlanan çıkmalar ile cephelere hareketlilik getirilmeye çalışılmış. Tiyatro salonundaki iç mekân ahşap süsleme detaylarına karşılık, diğer iç mekânlarda sade bir mimari hakim.

Büyükada'nın tepesine bakıldığında hemen göze çarpan Büyükada Rum Yetimhanesi bahçesinde önceleri idare binası olarak inşa edilen, daha sonraları ise ilkokul olarak kullanılan bir yapıyla birlikte harabe bile olsa hala ayaktadır. *