bugün

iskenderi, Şeftalisi, Genç Osman'ı, Kemal Paşa tatlısı, Heykeli, araba sanayisi vs vs.
zeki müren!
zeki müren!
E tabi ki ulucami ,yeşil türbe.
Yaşadığım yaşayacağım şehir.
görsel

ananı avradını!
Bursa çocuyum her yerde.....
iskender gelir. bursa'ya gidince protest 2 porsiyon ısmarlar artık.
şöyle kocaman bir yuvarlak geliyor bir de bu tribün şovumuz .
görsel
Mudanya, görükle, nilüfer, yeğenlerim, altıparmak, eski şirketim , cantık, köfteci Yusuf.
bursa kaymağı.
bursa çocuğu.
AKP iŞGALiNE KARŞI DiRENEN; NiLÜFER iLÇESi VE BELEDiYE BAŞKANI MUSTAFA BOZBEY.
Topitop.
93, yeşilin her hali ve sevimsiz oda arkadaşları.
kestane şekeri.
Nedense bursa bana sürekli yol, otoban falan çağrıştırıyor. Hani lan yeşil bursa?
Suriyeliler, maşallah artın sokaklarda normal vatandaşlardan daha çok Suriyeli görülür olan şehirdir. (bazı semtler için)
iskender, gayler, kestane şekeri...
Amcamlar. Yıllardır bu orda oturuyorlar ve beni çağırıyorlar hiç gitmedim bende.
bulgaristan göçmeni soydaşlarımız.
Yeşilin 360 (üç yüz altmış tonu);

Karosercilerin en büyük ve en namuslu ustası Erol Usta (boşuna yazmadım bunu, tofaş 700, renault 800 işçi çıkardığı zamanlarda tek bir çırağı bile işten çıkarmayıp,
"Bu sene kar senesi değil, ar senesi diyen." ve mamelekinin belki de hepsini satmak zorunda kaldığında,
"şükür atlattık, alnımızın akıyla." deyip,
bunu da sanki "günaydın." der gibi söyleyen ve beni hüngür hüngür ağlatandı.

Tabii ona göstermedim göz yaşlarımı.
Görse, gözümün yaşına, aklıma duyduğu saygıya, bana olan babaca sevgisini es geçer, o hep arkasına basarak giydiği uzun burunlu ayakkabısının ucuyla, dizimin tam altına bir depik atardı.

Laf ola beri gele değildi onun ustalığı, esnaflığı.
iyi ki vardı, iyi ki onun gibiler var.
Türkiye varsa, onlarla var.

Eski adıyla Burgaz, şimdilerin güzelyalı'sı;
sevdiğim kadın;
ilk çocuğum, yakışıklı oğlum;
gözümün en incelikli baktığı, baktıkça sevdiği güzeller güzeli kızım;

Bursa deyince galiba, gözüme çok yaş geliyor.
Yeşilin 360 (üç yüz altmış) tonu;

suların hala su olduğu ve mahalle başı çeşmelerinden aktığı;

Akıncıoğlu şiiri;

karosercilerin en büyük ve en namuslu ustası Erol Usta (boşuna yazmadım bunu, Tofaş 700, Renault 800 işçi çıkardığı zamanlarda, tek bir çırağı bile işten çıkarmayıp), "Bu sene kar senesi değil, ar senesi diyen." ve o senenin sonunda 30 (otuz) yılda kazandığı mamelekinin belki de hepsini satmak zorunda kaldığında, "Şükür atlattık, alnımızın akıyla." deyip, bunu da sanki "Günaydın." der gibi söyleyen ve beni hüngür hüngür ağlatandı.
Tabii ki, ona göstermedim göz yaşlarımı.
Görse gözümün yaşına, aklıma duyduğu saygıya, bana olan babaca sevgisine bakmaz, o hep arkasına basarak giydiği uzun burunlu ayakkabısının ucuyla, dizimin tam altına bir depik atardı.
Laf ola beri gele değildi onun ustalığı, esnaflığı.
iyi ki vardı, iyi ki onun gibiler var.
Türkiye varsa, onlarla var.

Eski adıyla Burgaz, şimdilerin Güzelyalı'sı;

sevdiğim kadın;

ilk çocuğum, şimdiki kocaman, boyumu geçmiş boyuyla yakışıklı oğlum;

gözümün en incelikli baktığı, baktıkça sevdiği, sevdikçe bakmaya doyamadığı, güzeller güzeli kızım.

Bursa deyince galiba, gözüme çok yaş geliyor.

Bursa deyince göz yaşlarınızın, gizli ve en derinlikli sevdalarınız olduğunu yeniden anlıyorsunuz..
Ufak tefek taşlar.
heykele gidilmez, heykele çıkılır...