bugün

bak inanmayacaksınız şimdi ama gericidir bu adam. harbi gericidir hem de. marksizmin tarih sayfaları arasında yerini aldığını göremeyecek kadar kör olmuştur. evrim mevrim yalan olmuştur hacı. bunu dahi göremez. nerede lan bu marksizmin durağan olmaması, sürekli evrilmesi? hala aynı masallar anlatılıyor? nerede bu zalım diyalektik? nerede tez? nerede antitez? nerede sentez? karl marx öleliberi aynı sayıklamalar devam ediyo. bir de bu marksistler kemalistleri gerici bulmuyor mu sanki kendileri farklı bir boklarmış gibi...

komünist olmanın ölçütleri nedir? her "ben komünistim" diyen komünist midir? bir insan ben komünistim diyorsa bunun içini nasıl doldurmalıdır? komünist olmanın gerekleri nelerdir mesela? ben bir komünist olabilir miyim? ben komünistim bak şimdi, iyi bak. akp ülkeyi satıyor demem gerekli. kemal unakıtan'a edebilecek biri fransızca olmak üzere en az üç küfürü trak gelmeden ardı ardına saydırabilmeliyim. ateist olmasam da ateist takılıp inananlardan daha zeki olduğumu öne sürmeliyim her platformda. çok kitap okuyormuş izlenimi verip malumatfuruşluk yapmalıyım örneğin. nette sidik yarıştırmalıyım en basitinden. hiçbir şey yapamıyorsam aptal bakınız verebilmeliyim.

lan olm nasıl işçinin, köylünün, emekçinin yanında olmak bu? sabahtan akşama kadar aşağıladığınız, hor gördüğünüz adamların yanındasınız göya. işiniz gücünüz "devrim" adına cinayetler işleyenleri yad etmek. günde 15 ytl yevmıye için şu yanar sıcakta 15 saat çalışanlar için ne yaptınız kösükler? siz ne bilirsiniz oğlum işçiliği? bu halkın inançlarıyla, moral değerleriyle daşşak geçiyorsunuz. halk nerede bir komünist görse suratına tükürecek hale gelmiş. bırakın bab! söylediğiniz martavallara, romantik, sloganvari düzeyi geçemeyen propagandist yaklaşımlara kendiniz bile inanmıyorsunuz ama serde delikanlılığa bok sürdürmemek var.

işçi sınıfı iktidar olacakmış da bilmem ne! bırak hocam ya. koca bir ülke işçilere, köylülere cahil cühela takımına bırakılır mı? bırakılmaz tabi? sovyetleri işçiler mi yönetiyordu? nahHHH! yine okumuş, yazmış burjuva ailelerinin kendini komünist sanan aydınları yönetecek. yoksa bizim muhtar ne anlar uluslararası hukuktan, diplomasiden? birileri zengin olacağına ülkeyi yöneten polit büro dışında herkes fakir olsun. al sana mis gibi komünizm.

en kafamın almadığı şey de beni mazur görün proleterya diktatörlüğü bab. komünizm insanlara cenneti vaadediyor. ama öncesinde diktatoryanın zulmunü öngörüyor bu cennete ulaşmak için. şimdi birkaç ukala çıksın desin sen bi tek stalin'i eleştiriyorsun, komünizm adına bi tek sovyetleri bellemişsin falan desin? nereye bakacaz peki kösük? başka komünizm deneyimimi var? bi git allasen ya!!! kitabi şeylerden bahsedecekler bana şimdi. ulan doktrine geldi mi uzun uzadıya yazması kolay. ona kalacaksa liberalizm de çok manyak ama işte görüyoruz sikti dünyanın belasını yüz yılda. siyaseti, ideolojiyi hayattan besleyeceksiniz kardeşim! 20. yüzyılın başlarından değil!

öte yandan karşı güruh daha da salak. karl marx gibi bir bilim insanının karşısına harun yahya gibi bir meczubu çıkarmaya çalışıyorlar. hepsi saçma salak delillerle baskın çıkmaya çalışan kafasızlar ordusu. harun yahya kim lan? burada karl marx gibi bir dönem dünya siyasetine damgasını vurmuş bir filozoftan bahsediyorum. harun kim? sakalları marx'tan daha muntazam sadece o kadar. marx'tan tek yetkin tarafı bu adamın. buna sığınmışsınız ya yazıklar olsun. komünistler ne kadar hor görse, küfretse azdır size... hadi şimdi koşun aptal bakınız verin de eğlenelim biraz.
(bkz: yılların eskitemediği ideoloji) * miyadı geçen yüzyıl da dolmuş bir ideolojiye küreselleşen dünyada yeri olmadığı halde hâla sahip çıkan insandır.
neler neler demek istediğim insandır. boş bir bakınız gibidir kendisi..
mevcut olması gereken insandır. komunist olacak ki, kapitalist onu kötüleyerek kendince doğru olan düzenini yayabilsin. karşıt görüş olmadan gariban (!) emperyalistler neyi, kime aşılayacak aslanım. gördük komunizmin güç kaybetiği son 20 yılı, sadece iki arabın eline kaleş verip dağa çıkartmak, akılları sıra islamı kötüleyerek varlığını sürdürmez kapitalizm. yemezler.

o sebeple lazımdır komunistler, hiç bir şey için olmasa kapitalizm için lazımdır.
mitingten mitinge koşan, orda burda sana zorla dergi vermeye çalışan, yeri geldiğinde üniversitedeki bazı paralı uygulamaları protesto etmek için bangır bangır bağıran ve eylem yapan, eşitlik isteyen ama onların istediği anlamda eşitliğin olmasının saçma olduğunu bir türlü kabullenemeyen. tartışmaya girilmesi gereksiz, faydasız ve sonuçsuz olacak insandır.
kapitalizmi değişmez* ve homojen* bir ideoloji olarak gören birinin varlığından şüphe duymayacağı insandır.

böyle insanlar var tabi.

diğer yandan, tarihsel olgulara kıçıyla bakan birinin arkasında kalan insandır. bu anlamda gericidir.
bu çağda hala tersanede işçilerin ölmesinden utanan insan olsa gerek.
(ara: bu çağda hala)
bu cagda hala komunist olan insanın işçi olduğunu anlamış ama işçi dediği şeyin ne olduğunu bir türlü anlayamamışların önermesi/hikayesi.

bunu yapmak istemezdim ama... alıntı yapmak zorundayım.

--spoiler--
işçi sınıfı iktidar olacakmış da bilmem ne! bırak hocam ya. koca bir ülke işçilere, köylülere cahil cühela takımına bırakılır mı? bırakılmaz tabi? sovyetleri işçiler mi yönetiyordu? nahHHH! yine okumuş, yazmış burjuva ailelerinin kendini komünist sanan aydınları yönetecek. yoksa bizim muhtar ne anlar uluslararası hukuktan, diplomasiden? birileri zengin olacağına ülkeyi yöneten polit büro dışında herkes fakir olsun. al sana mis gibi komünizm.
--spoiler--

banka müdüre de işçi...
tarlada çalışan da...
mühendis de...
amele de...

bazı şeyler için "nahhh" demeden önce biraz düşünmek lazım.
bu çağda hala insanlığın peşinde olan insandır.
bide para için insanlığını kaybedenler var tabi. ama bunlar önemli değil önemli olan enjoy capitalizm
kahve koministi değil ise bu insan "dünyaya karşı umut beslemek için bir neden daha"dır.
işçi sınıfının bu kadar geniş algılanması hoşuma gitti. tabi araya beyaz yakalıları da kakıştırınca sayıları bayağı artıyor. bunların zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyler yok tabi. ben yanılmışım. işçi aristokrasisi falan ben anlamam böyle şeylerden. ama dairenin geniş tutulması hoşuma geldi.

daire ne kadar geniş olursa olsun sosyalist bir düzende doktrinin dışına çıkılmayacaktır, dogmalara bağlı kalınır. kalınmazsa zaten sosyalizm olmaz. bugünkü çin sosyalist mi gözünü seveyim? çin'de sosyalist pazar ekonomisi uygulanmaktaymış... bak hele lan! neler duyacağız daha. hem sosyalist hem de pazar ekonomisi serbest piyasa? mao bunu öngörüyordu zaten demeyeceksiniz heralde?

bu sayılan değişik meslek gruplarının yönetime katılımı sözkonusu değildir nitekim. onlar adına en iyisini bilen bir polit büro, bir teorisyen kadrosu var ya canım ne gerek var hem DEĞiL Mi? siz kim köpek oluyosunuz!
farz-ı misal ırak'taki savaş gibi genelde dünyadaki bütün savaşların kapitalist ülkelerin marifetleri arasında olduğunu bilen insandır.

en azgın kapitalist ülkelerin bile birbirleriyle çıkar çatışması içine girdiğini bilen insandır.

yine farz-ı misal alevilerin namaz kılmaması konusunda günahtır ibresini yazabilen bir yazarın sosyalizmi doğmatik olma ile suçlamasından dolayı inadına komünistliğe devam eden insan.
komunizm' de hükümette işçiler olur doğrudur- ve yukarda bahsedildiği gibi herkes işçidir ki yılda 20 milyon dolar kazanan ceo' lar da buna dahildir. lakin "mikhail bakunin" in dediği gibi, bütün işçiler hükümete dahil edilemeyeceğine göre hükümette olan işçiler yavaşça burjuvalaşacaklar ve her şey eski haline dönecektir. bakunin zaten marks' ın ekonomik görüşlerini olumlu karşılarken, otorite hakkındaki görüşlerini saçma bulmaktadır. marks devletin ele geçirilmesini savunurken, bakunin devletin ortadan kalkmasını istemektedir. bu yüzden marksistler bakunin' i çok idealist bulurlar.
komunizm' den söz edenlerinse genelde burjuvalar olduğu doğrudur ki zaten marks da engels de burjuvaydı. zaten o dönemlerde işçilerin düşünmeye vakitleri yoktu, ki hiçbir zaman olmadı. işçi karnını doyurmaya, günü kurtarmaya çalışmaktadır.
zaten komunistler de ayrılmaktadır sonuçta, bazıları hükümeti ele geçirip devrimi öyle yapmayı planlarken, diğer kısmı köylüleri işçileri ayaklandırıp devrimi öyle yapmayı düşünmektedirler-ki bu ikisi de ülkemizde imkansızdır.
sonuçta komunist insanlar vardı, varlar günümüzde ve var olacaklar. en azından 1848' deki gibi insanların kendimizi kurtaramasak da çocuklarımızı kurtaralım inancı vardır içlerinde. artı çağ yine kapitalizm çağıdır ve kapitalizm olduğu sürece komunizm de olacaktır ki zaten kapitalizm de bunu istemektedir, günah keçisi olarak gösterecek birini. dün komunizm, bugün islam... ilerde ne diyeceğiz "bu çağda hala islamiyete inanan insan mı?" herkes içinde bir umut besler ve insan içindeki umudun öyle kolayca uçup gitmesini istemez.
(bkz: komünist ne lan)
bir laf vardır:

18 yasında komünist olmayanın kalbi, 40 yasında komünist olanın beyni yoktur.

tanım: 18 yasında ise vicdanlı 40 yasında ise beyinsiz insandır.
bu çağda sakirt olan insan dan pekte farkı olmayan kişidir. sonuçta ikisi de yeterince aydınlanamamış, beyni yıkanmış insanlardır. biri emek der parayı bulunca kapitalist olur, öteki zaten para için ağlak hoca ya peygamber yaftası yapıştırır.
komunizme sataşıp kapitalizmle yani insanları yüzyüıllardır ve bu gün beceren sistemle yüzyüze gelmeye korkan insandan farklıdır. daha iyi bir dünya hayal eder.
şimdi hocam sscbyi eleştirmiş şahıs ama bilirmi ki sosyal devlettir, bu gün elinde bulunan bir çok haktır sscbnin insanlığa kazanımıdır. misal nedir bu kazanımlar? sosyal devlet anlayışı diyebilliriz. ücretsiz ya da düşük ücretli sağlık, eğitim hizmetleri. insanlığın en temel 2 hakkı sscb kurulduktan sonra avrupanın vahşi kapitalizminin kendine çeki düzen vermesi sonucu şimdilik elimizde tuttuğumuz ama yavaş yavaş ellerimizin arasından kayıp giden haklarımızdan. bunlardan sonra kadın hakları geliyor italya gibi bir ülke 2. dünya savaşından sonra kadınlarına aktif siyaset hakkı verirken sscb kadınlara bu hakkı veren ilk ülke , 1917 yılında. türkiyenin avrupanın bir çok ülkeinden önce kadın haklarını yasalarla ileri taşıdığını her fırsatta söyleyen ancak sosyalizmi türkiyenin en büyük düşmanı olarak görenlerin gözüne sokmak isterim. gözlere sokmak istediğim ikinci şey ülkemizde kadın haklarının 1935 sonrasında bir arpa boyu yol kat edememiş olması. gerçi 1970lerde bir takım iyileştirmeler yapıldı ancak günümüzde yasalar modern denilecek evrede olsada , günlük hayatta kadınların pek çoğunun haklarından bir haber olduğu ve aşağılandığı bir gerçek. sonra avrupada işçi hakları sscb ve 68 hareketleri ile pek çok hakkı alan avrupa proleteri daha iyi , farklı bir düzenin var olamayacağını düşünen insanlık nedeni verilen haklarını yavaş yavaş kaybediyor. daha sonra ırkçılık. abd nin afroamerikanlara karşı çıkarmayı düşündüğü bir çok ırkçı yasanın komunist hareketi güçlendirebileceği sebebi ile geri çekilmesi. bu yasanın tarihi ise 1950 ler çok uzak değil yani. bunlardan başka pek çok hakta var tabi ancak uzun yazsak okunmayacak o bakımdan en temel ve en göze batanları yazdım buraya. işte gerici dediğin insanların sana kazandırdıkları.

--spoiler--

lan olm nasıl işçinin, köylünün, emekçinin yanında olmak bu? sabahtan akşama kadar aşağıladığınız, hor gördüğünüz adamların yanındasınız göya. işiniz gücünüz "devrim" adına cinayetler işleyenleri yad etmek. günde 15 ytl yevmıye için şu yanar sıcakta 15 saat çalışanlar için ne yaptınız kösükler? siz ne bilirsiniz oğlum işçiliği? bu halkın inançlarıyla, moral değerleriyle daşşak geçiyorsunuz. halk nerede bir komünist görse suratına tükürecek hale gelmiş. bırakın bab! söylediğiniz martavallara, romantik, sloganvari düzeyi geçemeyen propagandist yaklaşımlara kendiniz bile inanmıyorsunuz ama serde delikanlılığa bok sürdürmemek var.


--spoiler--

devrim adına cinayet işlemek ben buna gülüyorum devrimin kabul ettiği tek şiddet devrimci şiddettir. peki nedir devrimci şiddet halkın büyük bir çoğunluğunun devrimi desteklediği ve devrim için harekete geçildiği dönemdeki şiddettir. yani misal halkın yüzde70-75 i devrim istiyor yürüyorsun parlementoya önünde askerle silahla bekliyor. onlarla yaşanan şiddettir devrimci şiddet. gerçi başarılı devrimlerin çoğunda devletin silahlı kuvvetleri devrimci güçlerin yanında yer almıştır ayrı mesele.radikal solun uyguladığı şiddetten bahsediyorsan tek taraflı bakıyoprsun. zira kapitalist sistemin desteklediği terorist oluşumlar çok daha fazladır , hatta kapitalizmde bizzat devlet terorü vardır. ha devrim olması içinde iktidarın meşrutiyetini yitirip bir iktidar boşluğu yaratması gerekmektedir. misal çarın japoya ile savaşı kaybettikten sonra ki meşrutiyet kaybı gibi. ne yaptığımıza gelince aga sen bilir misin ki? bu ülkede kılık değiştirip 8 sene köylülerin arasında marabalık yapıp tüm köyü örgütleyenler vardır. bu gün komunist lerin sayısının az olmasından , medyada yer bulmamasından mütevellit belki duymuyorsun ama köylere gidip ücretsiz tansiyon taraması yapıyoruz, işçilerin grevlerine katılıyoruz destek veriyoruz, gssye karşı 1 hafta vardiyalı 24 saat bildiri dağıtıyoruz, sanat insiyatif toplantıları, atolyeleri yapıyoruz. güncel politikanın , politikacıların aksine olayları sadece eleştirmiyor karşı projeler yaratıyoruz.

-alıntı-
komünist olmanın ölçütleri nedir? her "ben komünistim" diyen komünist midir? bir insan ben komünistim diyorsa bunun içini nasıl doldurmalıdır? komünist olmanın gerekleri nelerdir mesela? ben bir komünist olabilir miyim? ben komünistim bak şimdi, iyi bak. akp ülkeyi satıyor demem gerekli. kemal unakıtan'a edebilecek biri fransızca olmak üzere en az üç küfürü trak gelmeden ardı ardına saydırabilmeliyim. ateist olmasam da ateist takılıp inananlardan daha zeki olduğumu öne sürmeliyim her platformda. çok kitap okuyormuş izlenimi verip malumatfuruşluk yapmalıyım örneğin. nette sidik yarıştırmalıyım en basitinden. hiçbir şey yapamıyorsam aptal bakınız verebilmeliyim.

-alıntı-

komunizm bir ateizm propogandası ya da anlık alınan bir kararla benimsenebilecek bir ideoloji değildir. komunizmi böyle algıladıysan seni öncelikte tebrik ederim.sonra şunu söylerim evet komunist insanlar dinsizdir çünkü materyalist felsefeyi benimsemişlerdir. ancak komunizmin asıl amacı ateist bir toplum yaratmak değil eşit bir dünya yaratmaktır. komunizm kendini tatmin etmek için değil , başkalarının fırsat eşitliği için çalışmak, yorulmaktır. bunun sana vereceği iç tatmindir ancak ben zaten ateistim tanrı çok saçma diyerek cool takılmaya çalışan insan komunist değildir.

`
bak inanmayacaksınız şimdi ama gericidir bu adam. harbi gericidir hem de. marksizmin tarih sayfaları arasında yerini aldığını göremeyecek kadar kör olmuştur. evrim mevrim yalan olmuştur hacı. bunu dahi göremez. nerede lan bu marksizmin durağan olmaması, sürekli evrilmesi? hala aynı masallar anlatılıyor? nerede bu zalım diyalektik? nerede tez? nerede antitez? nerede sentez? karl marx öleliberi aynı sayıklamalar devam ediyo. bir de bu marksistler kemalistleri gerici bulmuyor mu sanki kendileri farklı bir boklarmış gibi...
`

komunizm gericilik değildir. modenizm ve modernist insan gericidir. çünkü modernist insanlar kapitalizmin insanlık için en uygun ve doğal yönetim biçimi olduğunu savunur, daha iyi ve farklı bir dünyayı hayal etmezler. ütopyaları yoktur.* komunistler ise kapitalizmden sonra sosyalizm ve komunizmin geleceğini, daha farklı ve eşit bir dünyanın var olabileceğini savunurlar.

en kafamın almadığı şey de beni mazur görün proleterya diktatörlüğü bab. komünizm insanlara cenneti vaadediyor. ama öncesinde diktatoryanın zulmunü öngörüyor bu cennete ulaşmak için. şimdi birkaç ukala çıksın desin sen bi tek stalin'i eleştiriyorsun, komünizm adına bi tek sovyetleri bellemişsin falan desin? nereye bakacaz peki kösük? başka komünizm deneyimimi var? bi git allasen ya!!! kitabi şeylerden bahsedecekler bana şimdi. ulan doktrine geldi mi uzun uzadıya yazması kolay. ona kalacaksa liberalizm de çok manyak ama işte görüyoruz sikti dünyanın belasını yüz yılda. siyaseti, ideolojiyi hayattan besleyeceksiniz kardeşim! 20. yüzyılın başlarından değil!

proleter diktatürlüğü. bu tanımı açmadan korkutucu görünebilir tabi. çok rahat bir dönem olmadığınıda söylemeliyim ancak biraz açıklarsak.

1. Geri çağırma hakkı. Devlette üstün güç, halkın seçeceği her an geri çağırabileceği temsilcilerden oluşan halk meclisinde olacaktır.

2. Yetkin merkezi otorite ve bunun yanında yerel organlara geniş özerklik yaratılacaktır. Bu özerkliği güvence altına alacak maddi kaynak, personel vb sağlanacaktır.

3. Üst düzeyde devlet görevlileri (yönetim, yargı, eğitim, kolluk güçleri) seçimle göreve gelecekler ve seçmenler bunları da her an geri çağırma hakkına sahip olacaklardır.

4. En yüksek devlet memurunun aylığı, nitelikli işçinin aylığını geçmeyecektir.

5. Mahkemelerde halk temsilcilerinin yer alması, yargılamada jüri sistemi getirilecektir.

6. Ordunun halktan soyutlanmaması, halkın dışında bir güç olmaması için önlem alınacaktır.

7. Ulusların kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesi hakkına kayıtsız koşulsuz uyulacaktır.

8. Resmi dil kavramı kaldırılacak ve herkeze kendi dilinde konuşma, yayın ve eğitim hakkı sağlanacaktır.

9. Ülke bütününü ilgilendiren önemli kararlarda halk oyuna başvurulacaktır.

10. Devlet işleyişinde açıklık ilkesi güvence altına alınacaktır.

11. Çok partili sistemi kabul. KP, ileri demokratik halk demokrasisinde ve sosyalizmde çeşitli sınıfların, katmanların ve farklı çıkarların varlığı ve hatta aynı sınıf içinde farklı yanaşımlar olabileceği nedeniyle çok partili sistemi kabul eder.

12. Çok partili sistemin doğal sonucu olarak:

a. Demokratik düzene karşı çıkmayan tüm partilere serbest çalışma hakkı.

b. Her partiye toplumda sağladığı destek oranında yazılı, sözlü ve görsel basında yer.

13. Toplumda her konuda serbest tartışmaya olanak tanımak, azınlık görüşlerin çoğunluk durumuna gelebilmesinin olanaklarını yaratmak için, belli oranda destek bulmuş her görüşe, devlet basımevlerinde görüşlerini basma ve yayma hakkı.

14. Sendikalara, işçi komitelerine işletmelerin tüm çalışmalarını denetleme yetkisi.
üsttekinin devamı. karakter sınırlaması nedeni ile.

burjuvazinin yönetimde yer almasından bahsedersek. bu dönem zaten burjuvanın bunu gerçekleştirmesini ve toplumda burjuvaya, kapitalizme ait ilişki çeşitlerinin tekrar ortaya çıkmasını, yükselmesini önlemek içindir.leninden bir alıntı yapacak olursak.

--spoiler--
burjuvaların yönetimde olması ile ilgili olarakta proleter diktatörlük zaten burjuvanın yönetime girmemesi ve kapitalist sistemin içinde barındırdığı insan ilişkilerinin tekrar ortaya çıkmaması içindir. leninden bir alıntı yapacak olursak.
Sevgili boykotçular ve parlamento karşıtları, ‘muazzam devrimci’ olduğunuzu düşünüyorsunuz. Oysa gerçekte, işçi sınıfı hareketi içindeki burjuva etkilere karşı mücadelenin, göreli küçük zorluklarından korkuyorsunuz. Görmüyorsunuz ki, burjuvazinin alaşağı edilmesi ve siyasal erkin proletarya tarafından zaptı, bu aynı zorlukları ölçülemeyecek denli büyük boyutlarda yaratacaktır...

Sovyet yönetimi altında sizin ve bizim proleter partimiz çok daha fazla sayıda burjuva aydınınca istila edilecektir. Sovyetlere, mahkemelere ve yönetime sızacaklardır. Komünizm kapitalizmin yarattığı insan malzemesi dışında kurulamayacağına göre, burjuva aydınları sürülemez ya da yok edilemezler. Mutlaka kazanılmalı, yeniden biçimlendirilmeli, asimile edilmeli ve yeniden eğitilmelidirler. Tıpkı, kendi küçük-burjuva önyargılarını bir vuruşta, bir mucizeyle, ... bir slogan buyruğuyla, bir karar ya da direktifle terketmeyen proleterleri, ancak küçük-burjuva etkilere karşı uzun ve zor bir yığın mücadelesi sürecinde yeniden eğitmek zorunda olduğumuz gibi. Sovyet yönetimi altında, Sovyetlerin içinde, Sovyet yönetiminin içinde bu aynı sorunlar ... yeniden yükselmektedir. ...
--spoiler--

umarım anlatabilmişimdir.
çağlar üstü insandır.
vahşi kapitalizm insan neslinin genlerini bile değiştirmiş, yozlaştırmış olduğu, günümüzde insani duygular tepkiler gösteren çare arayabilen ,çareyi karşıt düşüncede gören insan.Tez antitez ve sentez çözümünü kapital sahibi olmak olarak anlayan eski koministlere rağmen direnen minimal durum.
vurgun yapıp parayı bulamamamış insandır.

(bkz: feminizm kocayı komunizm parayı bulana kadardır)
(bkz: bu çağda hala insan olan insan)
daha da "ilginc"i için:
(bkz: bu çağda hala antikomünist olmak)
(bkz: bu çağda hala kapitalist olmak)
komünizm ütopyadır.
kapitalizm gerçek.

tarihte sınıflılık hiçbir zaman ütopya olmamıştır.
sınıflılık daima yaşanılan gerçek olmuştur.

burjuvazi feodaliteye, aristokrasiye, kilise egemenliğine karşı savaşırken ütopya peşinde değildi. eskinin izinde ama daha yetkin bir mekanizmanın tesisini öngörüyordu. eşitliği değil, gasbı, kendi önderliğinde sürdürmenin mücadelesi.

ütopyalar daima müesses nizamın dışında, yaşanılası düzen hayalleridir.

kapitalizm nasıl son sınıflı toplum modeli ise,
komünizm insanlığın son ütopyasıdır.

ikisi de aynı anda tarih olacaktır.
kapitalizm aşıldığı anda, antitezi komünizmde kendini tüketmiş olacaktır.

dünya kendisi için yeni münasebetler üretecektir.
düşünün bütün yasakların kalktığı anda özgürlük kelimesinin ne anlamı kalır.