bugün

bu çağda hala komünist olan insan

komunizme sataşıp kapitalizmle yani insanları yüzyüıllardır ve bu gün beceren sistemle yüzyüze gelmeye korkan insandan farklıdır. daha iyi bir dünya hayal eder.
şimdi hocam sscbyi eleştirmiş şahıs ama bilirmi ki sosyal devlettir, bu gün elinde bulunan bir çok haktır sscbnin insanlığa kazanımıdır. misal nedir bu kazanımlar? sosyal devlet anlayışı diyebilliriz. ücretsiz ya da düşük ücretli sağlık, eğitim hizmetleri. insanlığın en temel 2 hakkı sscb kurulduktan sonra avrupanın vahşi kapitalizminin kendine çeki düzen vermesi sonucu şimdilik elimizde tuttuğumuz ama yavaş yavaş ellerimizin arasından kayıp giden haklarımızdan. bunlardan sonra kadın hakları geliyor italya gibi bir ülke 2. dünya savaşından sonra kadınlarına aktif siyaset hakkı verirken sscb kadınlara bu hakkı veren ilk ülke , 1917 yılında. türkiyenin avrupanın bir çok ülkeinden önce kadın haklarını yasalarla ileri taşıdığını her fırsatta söyleyen ancak sosyalizmi türkiyenin en büyük düşmanı olarak görenlerin gözüne sokmak isterim. gözlere sokmak istediğim ikinci şey ülkemizde kadın haklarının 1935 sonrasında bir arpa boyu yol kat edememiş olması. gerçi 1970lerde bir takım iyileştirmeler yapıldı ancak günümüzde yasalar modern denilecek evrede olsada , günlük hayatta kadınların pek çoğunun haklarından bir haber olduğu ve aşağılandığı bir gerçek. sonra avrupada işçi hakları sscb ve 68 hareketleri ile pek çok hakkı alan avrupa proleteri daha iyi , farklı bir düzenin var olamayacağını düşünen insanlık nedeni verilen haklarını yavaş yavaş kaybediyor. daha sonra ırkçılık. abd nin afroamerikanlara karşı çıkarmayı düşündüğü bir çok ırkçı yasanın komunist hareketi güçlendirebileceği sebebi ile geri çekilmesi. bu yasanın tarihi ise 1950 ler çok uzak değil yani. bunlardan başka pek çok hakta var tabi ancak uzun yazsak okunmayacak o bakımdan en temel ve en göze batanları yazdım buraya. işte gerici dediğin insanların sana kazandırdıkları.

--spoiler--

lan olm nasıl işçinin, köylünün, emekçinin yanında olmak bu? sabahtan akşama kadar aşağıladığınız, hor gördüğünüz adamların yanındasınız göya. işiniz gücünüz "devrim" adına cinayetler işleyenleri yad etmek. günde 15 ytl yevmıye için şu yanar sıcakta 15 saat çalışanlar için ne yaptınız kösükler? siz ne bilirsiniz oğlum işçiliği? bu halkın inançlarıyla, moral değerleriyle daşşak geçiyorsunuz. halk nerede bir komünist görse suratına tükürecek hale gelmiş. bırakın bab! söylediğiniz martavallara, romantik, sloganvari düzeyi geçemeyen propagandist yaklaşımlara kendiniz bile inanmıyorsunuz ama serde delikanlılığa bok sürdürmemek var.


--spoiler--

devrim adına cinayet işlemek ben buna gülüyorum devrimin kabul ettiği tek şiddet devrimci şiddettir. peki nedir devrimci şiddet halkın büyük bir çoğunluğunun devrimi desteklediği ve devrim için harekete geçildiği dönemdeki şiddettir. yani misal halkın yüzde70-75 i devrim istiyor yürüyorsun parlementoya önünde askerle silahla bekliyor. onlarla yaşanan şiddettir devrimci şiddet. gerçi başarılı devrimlerin çoğunda devletin silahlı kuvvetleri devrimci güçlerin yanında yer almıştır ayrı mesele.radikal solun uyguladığı şiddetten bahsediyorsan tek taraflı bakıyoprsun. zira kapitalist sistemin desteklediği terorist oluşumlar çok daha fazladır , hatta kapitalizmde bizzat devlet terorü vardır. ha devrim olması içinde iktidarın meşrutiyetini yitirip bir iktidar boşluğu yaratması gerekmektedir. misal çarın japoya ile savaşı kaybettikten sonra ki meşrutiyet kaybı gibi. ne yaptığımıza gelince aga sen bilir misin ki? bu ülkede kılık değiştirip 8 sene köylülerin arasında marabalık yapıp tüm köyü örgütleyenler vardır. bu gün komunist lerin sayısının az olmasından , medyada yer bulmamasından mütevellit belki duymuyorsun ama köylere gidip ücretsiz tansiyon taraması yapıyoruz, işçilerin grevlerine katılıyoruz destek veriyoruz, gssye karşı 1 hafta vardiyalı 24 saat bildiri dağıtıyoruz, sanat insiyatif toplantıları, atolyeleri yapıyoruz. güncel politikanın , politikacıların aksine olayları sadece eleştirmiyor karşı projeler yaratıyoruz.

-alıntı-
komünist olmanın ölçütleri nedir? her "ben komünistim" diyen komünist midir? bir insan ben komünistim diyorsa bunun içini nasıl doldurmalıdır? komünist olmanın gerekleri nelerdir mesela? ben bir komünist olabilir miyim? ben komünistim bak şimdi, iyi bak. akp ülkeyi satıyor demem gerekli. kemal unakıtan'a edebilecek biri fransızca olmak üzere en az üç küfürü trak gelmeden ardı ardına saydırabilmeliyim. ateist olmasam da ateist takılıp inananlardan daha zeki olduğumu öne sürmeliyim her platformda. çok kitap okuyormuş izlenimi verip malumatfuruşluk yapmalıyım örneğin. nette sidik yarıştırmalıyım en basitinden. hiçbir şey yapamıyorsam aptal bakınız verebilmeliyim.

-alıntı-

komunizm bir ateizm propogandası ya da anlık alınan bir kararla benimsenebilecek bir ideoloji değildir. komunizmi böyle algıladıysan seni öncelikte tebrik ederim.sonra şunu söylerim evet komunist insanlar dinsizdir çünkü materyalist felsefeyi benimsemişlerdir. ancak komunizmin asıl amacı ateist bir toplum yaratmak değil eşit bir dünya yaratmaktır. komunizm kendini tatmin etmek için değil , başkalarının fırsat eşitliği için çalışmak, yorulmaktır. bunun sana vereceği iç tatmindir ancak ben zaten ateistim tanrı çok saçma diyerek cool takılmaya çalışan insan komunist değildir.

`
bak inanmayacaksınız şimdi ama gericidir bu adam. harbi gericidir hem de. marksizmin tarih sayfaları arasında yerini aldığını göremeyecek kadar kör olmuştur. evrim mevrim yalan olmuştur hacı. bunu dahi göremez. nerede lan bu marksizmin durağan olmaması, sürekli evrilmesi? hala aynı masallar anlatılıyor? nerede bu zalım diyalektik? nerede tez? nerede antitez? nerede sentez? karl marx öleliberi aynı sayıklamalar devam ediyo. bir de bu marksistler kemalistleri gerici bulmuyor mu sanki kendileri farklı bir boklarmış gibi...
`

komunizm gericilik değildir. modenizm ve modernist insan gericidir. çünkü modernist insanlar kapitalizmin insanlık için en uygun ve doğal yönetim biçimi olduğunu savunur, daha iyi ve farklı bir dünyayı hayal etmezler. ütopyaları yoktur.* komunistler ise kapitalizmden sonra sosyalizm ve komunizmin geleceğini, daha farklı ve eşit bir dünyanın var olabileceğini savunurlar.

en kafamın almadığı şey de beni mazur görün proleterya diktatörlüğü bab. komünizm insanlara cenneti vaadediyor. ama öncesinde diktatoryanın zulmunü öngörüyor bu cennete ulaşmak için. şimdi birkaç ukala çıksın desin sen bi tek stalin'i eleştiriyorsun, komünizm adına bi tek sovyetleri bellemişsin falan desin? nereye bakacaz peki kösük? başka komünizm deneyimimi var? bi git allasen ya!!! kitabi şeylerden bahsedecekler bana şimdi. ulan doktrine geldi mi uzun uzadıya yazması kolay. ona kalacaksa liberalizm de çok manyak ama işte görüyoruz sikti dünyanın belasını yüz yılda. siyaseti, ideolojiyi hayattan besleyeceksiniz kardeşim! 20. yüzyılın başlarından değil!

proleter diktatürlüğü. bu tanımı açmadan korkutucu görünebilir tabi. çok rahat bir dönem olmadığınıda söylemeliyim ancak biraz açıklarsak.

1. Geri çağırma hakkı. Devlette üstün güç, halkın seçeceği her an geri çağırabileceği temsilcilerden oluşan halk meclisinde olacaktır.

2. Yetkin merkezi otorite ve bunun yanında yerel organlara geniş özerklik yaratılacaktır. Bu özerkliği güvence altına alacak maddi kaynak, personel vb sağlanacaktır.

3. Üst düzeyde devlet görevlileri (yönetim, yargı, eğitim, kolluk güçleri) seçimle göreve gelecekler ve seçmenler bunları da her an geri çağırma hakkına sahip olacaklardır.

4. En yüksek devlet memurunun aylığı, nitelikli işçinin aylığını geçmeyecektir.

5. Mahkemelerde halk temsilcilerinin yer alması, yargılamada jüri sistemi getirilecektir.

6. Ordunun halktan soyutlanmaması, halkın dışında bir güç olmaması için önlem alınacaktır.

7. Ulusların kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesi hakkına kayıtsız koşulsuz uyulacaktır.

8. Resmi dil kavramı kaldırılacak ve herkeze kendi dilinde konuşma, yayın ve eğitim hakkı sağlanacaktır.

9. Ülke bütününü ilgilendiren önemli kararlarda halk oyuna başvurulacaktır.

10. Devlet işleyişinde açıklık ilkesi güvence altına alınacaktır.

11. Çok partili sistemi kabul. KP, ileri demokratik halk demokrasisinde ve sosyalizmde çeşitli sınıfların, katmanların ve farklı çıkarların varlığı ve hatta aynı sınıf içinde farklı yanaşımlar olabileceği nedeniyle çok partili sistemi kabul eder.

12. Çok partili sistemin doğal sonucu olarak:

a. Demokratik düzene karşı çıkmayan tüm partilere serbest çalışma hakkı.

b. Her partiye toplumda sağladığı destek oranında yazılı, sözlü ve görsel basında yer.

13. Toplumda her konuda serbest tartışmaya olanak tanımak, azınlık görüşlerin çoğunluk durumuna gelebilmesinin olanaklarını yaratmak için, belli oranda destek bulmuş her görüşe, devlet basımevlerinde görüşlerini basma ve yayma hakkı.

14. Sendikalara, işçi komitelerine işletmelerin tüm çalışmalarını denetleme yetkisi.