bugün

Öner erkan'ın rolüne cuk diye oturduğu film. Sondaki fantezi hikaye sahnesinde gerilmekten vücudumdan ter boşandı.
Gercekci bir filmdir lakin ben filmde cekimlerden sanirsam bir bosluk ayni zamanda hiclik hissettim issizligi iyi islemisler. bu duyguyu iyi yansitabilen filmleri severim cunku sanki hergun siradan ve hicbirsey degismiyormus gibi hissedersin , zaman duruyor derler ya ona benzer birsey. Lise yillarimda baya bir yasamistim bu duyguyu. Pandora nin kutusunda hissettigim duygulari hissettim resmen. Ki herkesin cennet dedigi bir yerdede aslinda cehennemin yasanabilcegini anlatmis bir yerde yonetmen. Sert ve carpici gercekleri insan yuzune sokak agziyla vurur. Salih o saygi degil korku diyaloguda onemlidir izlerseniz daha iyi anlarsiniz.

--spoiler--
Filmde dikkat ederseniz felsefecinin salih hakkinda konustuklari cocukluklarini anlatmasi vesaire 5 yasindan beri arkadasiz der ama isi dusmese aramaz muabbet bile etmez.
--spoiler--


--onemli spoiler--
Filmde dikkat ederseniz Salih kiza tecavuz ederken once opmeye baslar fakat sonra kizin deyisiyle aleti kalkmaz ugrasiz yeltenmeye ama sonra aglamaya baslar kiza rezil oluncada kimseye ama kimseye anlatma yoksa oldururum der yigitlige bok surdurmeme cabasidir aslinda. kizda bu durum icin turlu turlu hap madde kullaniyor tabikide kalkmaz der amaaaaaa aslinda bunun sebebi uyusturucu degildir salihin babasinin kucukken ona tecavuz etmesidir hatta filmde bahseder salihin babasiyla yasadiklari falan diye kisaltip atar. Benim dediklerim yanlis olabilir belkide hapisteyken tecavuze ugradi oda olabilir ama inan temelkuran kesinlikle bunu anlatmaya calismis bana sorarsaniz. Erkek cocuklarinin kucukkun yasadiklari cinsel travmalara dokunmus gibi geldi bana.

--onemli spoiler--
değişik bir senaryoya sahip film. öner erkan bu film dışında bu kadar iyi hiç bir yerde oynayamadı zaten.
çocukluğumun ve gençliğimin en güzel zamanlarını geçirdiğim yer.
saçma sapan bir filmdir, izlemeyindir, vakit kaybıdır.
fantazi yazarı muratla aynı evde kalan kızın onun kardeşi mi karısı mı olduğunu anlamadığım film. zira kızın filmde tek göründüğü sahne olan evden çıkma sahnesinde kız murata bildiğin "abi" diyor. murat sohbet esnasında salihe kızdan "yengen" diye bahsediyor. tekrar tekrar izledim yemin iman çarpsın işin içinden çıkamadım.
Herkes tarafından bilinmeyen ama hemen hemen her izleyenin beğendiği bir filmdir.
öner erkan'ın böyle yapımlara denk gelmesini dileten film. çok iyiydi.
hakkında bişeyler yazmaya çekindiğim bi film çünkü benim nezdimde tam anlamıyla olmuştur. Karakterlerin gerçekçiliği, diyalogların samimiyeti sıradanlığı akışkankılığı, olay kurgusunun sağlamlığı, filmin sonunda boşluk bırakılan yerler ve hikayenin tam olarak sonunda net bi biçlmde anlaşılması, yaz havasının sıcağın bunaltıcılığın farklı bi kamera tekniğiyle anlatılması vb. filme dair herşey çok güzel. ayrıca belli bi semtin, mahallenin kültürünü, iki okul öğrencileri ve bunların arasında yıllardır süregelen ilişkileri de ayrıca veren bi film.

Salih abiden, gülseren teyzeye , hakandan bakkala kadar hepsi kendi mahallemizden aşina olabileceğimiz olabildiğine gerçek karakterler. Benim nezdimde tam olarak kült film budur.
http://www.vindir.net/bor...com-part6-hq--128597.html

sahnesi inanılmaz bir gerilimdir.
'sen hep iyi niyetlisin hep safcasin ya biraz o yuzden oluyor bunlar' gibi akıllara zarar bir repliğin gectiği film. bu replik 'babam ve oğlum' filmindeki ; 'allah'a şükür mutluyuz degil mi sadık ' repliğiyle aynı hissiyatı uyandırmakta bünyede.

not : çaylak sıtayla.
(bkz: vicky christina bornova)
artık farklı duygular, olgular bizim filmlerimizde de var diyebiliriz rahatlıkla bu filmle, bendeki avrupa hayranlığının gereksiz oldugunu görmemi sağlamıştır.
izlenmeye değer bir film. da başında solculuğa ağıt, solcuların nasıl değerli insan olduklarından, ve harcandıkları klişesinden dem vuran bir film. sonrası olaylar ilişkiler çelişkiler hikaye..uydurma fanteziler anlatan karanlık sağcı(!) bir çakal ve bunları yazıya dökerek ekmek parası yapan ulvi! bir solcu..bunların ortasında saf bir eleman ve onu kullanan sinsi bir hatun...güzel hikaye! ...ideolojik bir gözlük takıp sağcı, solcu hikayesi yazmak...
cesur bir film... cesur, açık sözlü ve samimi.

günümüz mahallelerindeki, sokak aralarındaki yenik, yitik insan manzaralarına dürüstçe göz atarken, dejenerasyon denen canavarın, genç, yaşlı, işsiz, çalışan demeden herkesi nasıl öğütüp yok ettiğini görüyoruz. siz ne kadar uzak kalmaya, temiz kalmaya çalışsanız da bir şekilde, bir yerden kaptırıyorsunuz kendinizi bu canavarın dişlerine.

o mahalleler, o serseriler, işsiz aylak dolaşanlar, o kaşar liseli kızlar eskiden de vardı ama bu kadar iğrenç ve kokuşmuş değildi. yozlaşma denen illet bu toplumun her kesimine bir kanser gibi yayılmakta ve yavaş yavaş öldürmekte ne yazık ki!
"bornova bornova (2009)", kaşı gözünün üstünde duran sıkı bir suç filmi. türk sinemasının son 10 yılının ilk 10'u arasına rahatlıkla girer.
uzun ve anlamlı diyalogları içinde barındıran değişik bi film. anlayamadığım bi şekilde tarafımca çok beğenilmiştir.
biraz iyi biraz kötü tipik festival filmi.
hakan ın filmin sonunda anlattığı fanteziyle salih i delirttiği sahne müthiştir. film durağan ama diyaloglar sokağın dilini tam anlamıyla yansıtıyor. daha büyük bütçeyle daha popüler olabilecek filmdir kanımca.
vakit kaybı saçma salak bir film! felsefe okuyan ve dergilere porno hikayeler yazan bir sol görüşlü genç ile işi gücü olmayan eroin, hap, uyuşturucu gibi maddelerin muptelası olmuş babası eski trt ci solcu bir ailenin evladı, babasını kaybetmiş lise mezunu hayata tutunmaya çalışan saf bir genç ve orospuluğu kendine iş edinmiş bir liseli kızın hikayesini anlatan bir şey*. filmde öyle sahneler var ki dindar kesime bok atacağız diye nasıl saçmalayacaklarını şaşırmışlar. din kültürü dersinde öğretmenimiz sinek kanadından dem vurup sırrının medine üniversitesinde araştırıldığını söyler ve olay birden atatürk büyük lider mi? muhabbetine kayar. öğretmen dersten atar çocukları falan filan.

unutmada şunu söylememde yarar var. esrar gibi sübyan ilişki gibi olayları yönetmen çok normal gibi anlatmıştır. filmde herkes esrar içiyor ve film esrara teşvik ediyor bir yerde. orospu kızımızın saf oğlanımıza apartman önünde kurduğu cümle aynen bu!

--spoiler--
ya aslında ne anlatıldığı kadar kötü nede anlatıldığı kadar güzel. arada içmek faydalı zaten!
--spoiler--

12 eylül gençlerine bok atarlarken kendilerini es geçmişler malesef.

oyuncuların neredeyse hepsi bornova şehir tiyatrosundan devşirmedir. din kültürü öğretmeni* ve sınıftaki öğrencilerin hepsi.

not: duvara karşının sarsıcılığıyla bu filmi karşılaştıranları allaha emanet ediyorum *
tavsiyem izlemeyin! cidden vakit kaybı.
iki aile dizisinde rol alan öner erkan'ın başrolde oynadığı film.
amiyane ifadeyle, taşaklı mı taşaklı inan temelkuran filmi. şu sanatsal film değerleme jargonuna girmeden tanımı filmin havasına gayet uygun şekilde argo bir üslupla betimledim. uzak , masumiyet , uzak ihtimal , iki dil bir bavul ,hayat var , sonbahar , çoğunluk derken bu film de başka bir ambiyans yakaladım ben. köküne kadar harbi tavır bana yıllar evvel izlediğim (o kadar seneyi geçirdik mi yaa) duvara karşı sarsıcılığında geldi. belki o kadar değil, lakin ona yakın. hani mevzu bahisteki taşaklılıktan kastım budur. iyi film, hoş film, güzel film demek istemedim. 4-5 karakter üzerinden böylesine bağımsız ve güçlü bir film yapabilmek son derece başarılı bir iş, orası tartışılmaz zaten. peki derseniz, üstte yazdığın nitelikli son dönem filmlerinden hangisinin yanına koyarsın bunu diye? valla o filmler değil de kader gibi sert bir tavır var. tabi kader de tutkunun peşinden koşmak vardı, burda salt aşk penceresinden o tarz bir argüman çıkaramıyoruz.(hani gene benzer bir olgu ele alınmış olsa da farklılıklar var) ya da masumiyet'tekine benzer. tavır, üslup, yapı uyuşuyor. anlatı farklı tabi. neyin benzediğini dilimiz döndüğünce yazalım. bir kere demirkubuz sinemasındaki alttan alta görünenin arka penceresine toplumsal analizlerle girebilme farklılığını bornova bornova'da da yakalıyoruz. 80 askeri darbesinin toplumsal yapıdaki eğip bükme hatta dejeneresyon ve yıkım olarak kendisine yer açtığını düşündüğümüzde, özellikle gençlerdeki okuyupta gene iş bulamama sanrısı veya hayata kafadan yenik başlayabilme hatta ve hatta ailelerle çocuklarının mantel farklılığı ve değişim filmin derinlemesine irdelememiz gereken mühim alt metinleri.

felsefe okuduğu halde toplumda nabza göre şerbet verircesine porno hikayelerle para kazanmaya kasmak, bir sakatlık sonrası futbola nokta koyan umutsuzlukların ve işsizliğin alıp yürümesi, liselerdeki genel olarak uyuşturucu ve cinsellik konulu dejenerasyon yani liselerin arka sokaklarında neler olduğu ve en mühimi de salih karakterinde gördüğümüz salih'in film boyu niteleyip durduğu zenginlerin mahallelere veya liselere girip yapacakları işe bir aracı bulmak zorunda oldukları ve hayatta bu tarz eğilimler için kesinlikle kesinlikle bazı insanları maşa oluvereceği gözden kaçmıyor. yani sakat yollardan paraya para demeyen burjuva kullanıcısını/ aracısını bulmakta zorlanmıyor. kumanda ederek işini görüyor.

sakat bir yapı, hayata yenik başlamak. ve sonra geleceğe dair neyin ne olacağını bilememek! bu yapıyı mahalle üçgeninden son derece cesur bir şekilde ele almış temelkuran.

salih karakterinin inandırıcılığı kadar, filmin gerçekçi boyutu son derece etkileyici. ve malum bıçaklama sahnesi trier tadında bir gerilim vadediyor. layıkıyla, tüyleri diken diken ediyor. o okulu, piskopat salih abiyi, liseli kızları, umudunu taksiye bağlamış saf hakan'ı ve felsefe birikimine rağmen popülist iş yapıvermek zorunda kalan murat'ı bir yerlerden tanıyorum. olmuş ve inandırıcılık kalibresi yüksek bir film her açıdan!

10 üzerinden 8!
izleyin, izletin!
"Biz olduğumuz gibiyiz de abi herkesin içi dışı bir değil be." bu söz bile filmin aldığı ödülleri hakkettiğini kanıtlar. evet gayet sıradan bi cümle evet bunu sen de söylersin ama bunu senin söylemen ile Hakan'ın söylemesi bir değil işte. o söyler ödül alır sen söylersin koca bir siktir yersin.
konu çok sıradan olmasına rağmen, tipleri ve birbiriyle olan ilişkisi muazzam çizilmiş bir film.
bulutsuzluk ozleminin 3 yil once 19 mayis'ta bornova'da verdigi konserde, kuturdet beni rutubet sarkisinda istanbul istanbul istanbul yerine bagirdigi kelimeler butunudur.