bugün

Sayın Başbakan,
Basında yer alan içki yasakları haberleri nedeniyle hazırlamaya başladığımız bu manifestonun konusunu, 2011 Türkiyesinde yaşanan sosyal hayata yapılan müdahaleler; oluşturmaktadır.

Bizler kim miyiz?

Biz yan dairedeki komşunuzuz, biz bakkaldaki çırağız, biz üniversite öğrencisiyiz, biz vergisini kuruşu kuruşuna veren çalışanlarız, biz devletin memuruyuz, biz doktoruz, biz öğretmeniz, biz kesinlikle nedeni içkiden olmayan işsiziz, biz restoran sahibiyiz, biz çiftçiyiz, biz fabrikatörüz, biz akademisyeniz, biz reklamcıyız, biz asker çocuğuyuz, kısacası biz bu ülkenin dünü, bugünü ve geleceğiyiz. Ve biz içki içmeyi seviyoruz. Ama biz bugüne kadar bunu söylemeyi gerekli görmemiştik. Ama şimdi son derece gerekli görüyoruz ve sıralıyoruz:

1.Bizler, her türlü özgürlüğü kısıtlayıcı müdahaleye karşıyız.

2.Bizler, ikiyüzlü demokrasiye karşıyız.

3.Biz ;aslı olmayan korkular cumhuriyeti; yaratmaya çalışanlara karşıyız.

4.Biz, topluma karşı sorumlu birey yetiştirmenin yasaklardan geçmediğine inanıyoruz.

5.Biz, bu tip konularda başkasından koruma istemiyoruz; hepimizin kendini koruyabilecek bilinçli bireyler olduğunu biliyoruz.

6.Bir toplumu güzel kılan şeyin farklılıklar olduğuna inanıyoruz.

7.Bizler, demokrasiye inanıyoruz.

8.Bizler, yasakların ileride daha vahim sonuçlar doğuracağına inanıyoruz.

9.Biz, 0;içki seviyoruz; deme zorunluluğu hissetmeden içki içmek istiyoruz.

10.Biz, bu yüzden alkolik, serseri, işe yaramaz olarak yaftalanmak istemiyoruz.

11.Bizler her medeni toplumdaki medeni insanlar gibi içkinin keyifli anlarımıza eşlik etmesinden hoşlanıyoruz.

12.içkinin bir amaç değil araç olduğunu düşünüyoruz.

13.Bizler çocukların ve 18 yaşından küçük gençlerin içki ve sigara içmelerine kesinlikle karşıyız.

14.Biz 18 yaşında gençlerin silah kullanmasına da karşıyız.

15.Biz bugüne kadar 18-24 yaş arası TC gençleri nasıl yaşadıysa öyle yaşamak; hatta daha da özgür bir ortamda yaşamak istiyoruz. Fakat özgürlüklerin sınırlarına da inanıyoruz.

16.Biz gençken eğlenmek, yaratmak, etkilenmek istiyoruz. Bunun da gelecekte daha sağlıklı, sosyal hayatında ayakları yere daha sağlam basan bireyler yetiştireceğine inanıyoruz.

17.Biz, gece hayatını seviyoruz.

18.Biz, gece hayatını sadece alkol ve cinsel içerikli olarak gören zihniyete karşıyız.

19.Biz bir konsere gitmenin, müzik dinlemenin, insan için geliştirici etkinlikler olduğunu düşünüyoruz.

20.Biz, bir konser dinlerken, notalara bir kadeh de içki eşlik etsin istiyoruz.

21.Biz, dünya starlarını görmek istiyor, bu konuda Dünyadan geri kalmak istemiyoruz.

22.Biz, tüm çağdaş memleketlerin gençleri gibi kendimizi en özgür hissettiğimiz müzik festivallerine katılmak istiyoruz.

23.Biz, sanatçıların eserlerinin tanıtılması için çaba harcayan sanat galerilerin gala davetlerinde, bir kadeh içki alıp eserleri seyre dalmak istiyoruz.

24.Bizler, 40 yıllık bakkalımızdan 40 yıldır olduğu gibi içkimizi almak istiyoruz.

25.Bizler, düğünlerimizde sevincimizi paylaşan misafirlerimizle şerefe kadeh kaldırmak istiyoruz.

26.Biz, binlerce medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklara gelen turistlere, yine binlerce yıllık kültürümüzde var olan rakı-balık-meze, şarap-yemek uyumlarını en iyi anlatabileceğimiz görselleri sunmak, binlerce yıllık kültürümüzü anlatabilmek istiyoruz.

27.Biz, sevdiğimizle bir deniz ya da orman manzarasına bakarak ya da mehtabı batırarak kadeh tokuşturmak istiyoruz.

28.Biz, dini inançlarımızın ve sorumluluklarımızın sadece bizim meselemiz olduğunu düşünüyoruz.

29.Biz, tabii ki başkasının özgürlüğüne zarar vermeden özgür olmak istiyoruz.

30.Biz, bu hayatı kutlamak istiyoruz.

"Bu mektup/manifesto benim, bizim, onların değil destekleyen herkesindir! Eğer sen de desteklemek istiyorsan; bu yazıyı kendi facebook hesabında, blogunda, ya da nerede istersen orada yayınla.

Biz sesimizin hep birlikte daha güçlü çıkacağına inanıyor ve başbakanın söylediği gibi sadece %58'in değil geriye kalan %42'nin de Başbakanı olduğunu göstererek bu yazıyı dikkate alacağını umuyoruz! Hem belki sizin içinde de bu manifestoyu destekleyenler vardır? Kim bilir;

Saygılarımızla,
Bir Grup Blogger!
http://www.facebook.com/?ref=home#!/blogumadokunma
destek verebilirsiniz.
facebookuma dokunma olsaydı buralar entry dolacaktı.
Ocak 2011: Fizy
Şubat 2011: Vimeo
Mart: 2011: Blogspot
Nisan 2011: Apple Store
Mayıs 2011: idefix
Haziran 2011: Google Reader
Temmuz 2011: FriendFeed
Ağustos 2011: Wordpress
Eylül 2011: Twitter
Ekim 2011: Youtube
Kasım 2011: Facebook
Aralık 2011: internet
[http://www.marketingturki...ewsDetailed.aspx?id=19281]
digiturk açıklamasıdır.
Gayretleri sonuna kadar desteklenesi, şimdiye kadar vermiş oldukları emeklerin hiç edileceği bir gurup bloger arkadaşımızın "yasakçılık" zihniyetindeki yönetimlerden yemek üzere oldukarı tokata karşılık verdiği mücadelenin ismidir.
Öyle ki bu gibi "yasakçılık ağacı"nın bir dalının da sözlüklere değmesi muhtemel bir hadisedir.
(bkz: Biz onların yanında olalım ki, onlar da bizim yanımızda olsunlar!)
bir zamanların düşünce suçu kaidesinin, düşüncenin somut halini aldığı, yazıya dönüşüp yayıma açıldığı bloglarda yapılan yasaklamayla, düşünüyorsan da yazma lan! halini almış kapatmanın getirdiği tepkiyle oluşturulmuştur. bilinen bir iki paylaşım sitesinden desteklenebilir.
bloglara yasak gelmesinin sözlük lisanındaki ifade şekli düşünceni s*keyimdir. düşünen adama itibar sadece heykel olarak var. o da ucubebilir başbakan zamanında oraya konulmadığı içindir.

ya akıl var izan var. yasadışı şeyler yazanları ıp adresinden tespit edersin, onun blogunu kapatırsın, blog yazarını cezalandırısın. eğer düşüncenin okunabilen sesini susturmak değilse maksadın.

he amacın düşünsen bile içinde kalsın yazma konuşma demekse, aferin iyi becerdiniz derim.

demokraside sıçtığımızın resmidir bu durum. biri amerikadan ilerdeyiz mi dediydi?

sırada sözlükler var bak ben sana söyliim. sonra demedin deme.*swh~ ~
gene dünya standartlarında şeklini koydu bir grup şekilsiz. ve hala susuyoruz. biz ülke olarak böyleyiz belki bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyoruz ama yılanın başının küçükken ezilmesi gerektiğini de göz ardı ediyoruz.. bir ülkeyi gazetesini kapatarak, müziğini denetim altına alarak, edebiyatına bana dokunmadan yazsın zihniyetiyle bakarak susturmak en korkuncudur sansürün... konuşmayın şimdi siz.. tepkisiz alın eleştirdikleriniz gibi..çocuklarnız yıllar sonra asla anlamasın sizi en içten vuran şiirleri tıpki sizin servet-i funun 'ü anlayamadığınız gibi ( mecazen örnek verilmiştir.)
kaddafi yi halkının sesini dinlememekle suçlayan zihniyetin böyle bir eylemi legal göstermesi anlaşılır gibi degil.
oldu olacak interneti kökten yasaklayın da başınız göğe ersin.
sokaklarda beş altı insanı yan yana görünce korkan zihniyetten fazla birşey ummamak lazım.
Bundan yaklaşık iki yıl evvel de böyle bir yasak gelmişti blogger'a. Canları sıkıldıkça - çocukla oynar gibi- en sevdiğimiz şeyleri (oyuncağımızı) alıp, sonra geri veriyorlar. Sinir olmamak elde değil.

Bu arada twitter'da #blogumadokunma hashtagı altına destek bekliyoruz. Duyarsız kalmayalım.
twitter'da #blogumadokunma hashtag'i bir daha Trending Topic olamayacağı için, konuyu #dokunmabloguma olarak ifade eden oluşum. destekleyiniz.
bazıları açıldı ama bu tepkisiz kalınacağı anlamına gelmesin, destekleyelim lütfen.
sonunda internetteki sansürlerin 'zararlı videoları engellemek'ten öteye giden/gidecek bir hareket olduğunun farkına varılmıştır dememizi sağlayacak oluşumdur.
ha, yasağı koyanların umrunda mı? değil.
belki de umurlarındadır da düzeltmeyi bilmiyorlardır.

zaten can yücel ve küçük iskender paylaşan ergenler ve ergen ruhlular olduktan sonra amacına ulaşacak bile olsa çoook sonraları ulaşacak olan bir harekettir.

not: süper lig maçları hala çatır çatır internetten izlenebiliyor.
bari bloguma dokunma diye değiştirmek istediğim slogandır.
porno izlemek için dns değiştiren bilişim teknolojisi tüketicileri ile blogunda yazı yazma, blog okuma gibi eylemleri gerçekleştirecek tüketicileri aynı kefeye koymaktır. yanlıştır ulan yanlış. yakında sözlükleri de yasaklarlar.
(bkz: (#11044171))
yani yine egemen gruplar kazandı. iktidar yine yandaşlarının istediğini yaptı pire için yorgan yaktı.
(bkz: ileri demokrasi). evet olay bu (bkz: yetmez ama evet).
digiturk'un açtığı dava neticesinde spesifik blogların kapatılmasındansa bir siteden yayınlanan tüm blogların kapatılması ilginç. Daha da ilginci sadece bir blog sitesinin kapatılmış olması. Diğer blog sitelerinin yayında olması. En ilginciyse kararın 10 gün kadar evvel geri alınmış olmasına rağmen hala bloglara girilemiyor olması. Beklemedeyim, ergenekonun dalgaları bloglara ne zaman vuracak diye...
sadece blog sahiplerinin değil internet kullanıcısı herkesin ucundan, bucağından tutması gereken protesto.
ah şu birlik beraberliği yakalayıp adaletsizliğe toplu başkaldırıyı gerçekleştirsek ne kadar güzel olacak ama nerdeeeee?
bloguma dokunma penisime dokun diye destek verilesi şahane kampanyadır.
ne zaman açacaklar? nereye kusacak, nerede rahatlayacak bu insanlar. tayyip'e mektup olarak mı blog yazılarımızı yollasak artık acep diye düşündürtmüyor değil.
3 maymun ..
Önce gözümüzü kapattılar youtube, sonra kulağımızı tıkadılar fizy şimdi de ağzımızı kapatıyorlar blogumadokunma..