bugün

olmayan şeydir. özgüveni tam olan insanlar her ortamda en önde olmak isterler. en arkada oturmanın amacı olsa olsa göze çok batmamaktır.
saçımda bir anormallik, sırtımda yapıştırılmış bir şey* var mı, "gülenler acaba bana mı gülüyor?" sorularını kendi kendine sormaktan uzaklaşmanın verdiği harika duygu. çok tadamadım açıkcası.

(bkz: tadı damağımda kaldı)
(bkz: keşke)
ortama nazır bir noktadan etrafı seyretmenin vermiş olduğu özgüvendir.
bu başlıkta bir gariplik var sanki.
saklanmak, kaçmak kişiye özgüven sağlamaz çünkü. ancak güvenlik sağlayabilir.
özgüven ve güven çok farklı şeylerdir. güven uygun dış koşulların sağlanmasıyla temin edilecek birşeydir, özgüven ise zihinsel dinamikler veya kişilik özelliklerinden kaynaklanır.

(bkz: özgüven sahibi olmak için saklanan insan)
kimse arkasını dönüp size bakmaz ama siz herkese bakar ve ortamı kesersiniz.
dolmuşta arkayı beşlemeye tekabül eder.
Özellikle sınıftayken dokunulmazlık hissi veren durumdur. Sınavlarda mükemmel kopya mekanı, derslerde mükemmel uyku alanı ve ders dinlenmek istendiğinde öğretmenin en iyi görüldüğü yerdir.
Sinemada, evde, sokakta iyidir. Fakat eğer sıradaysanız, en arkada oturmanızın nedeni buysa çilekeş insan durumuna düşülebilecek yerdir. (bkz: Tanrı yardımcınız olsun) 'dur.
cool takılmaktır.
ilkokul, ortaokul, lise, ve hatta üniversite hayatımda usanmadan gidip arka taraflarda oturmam özgüven eksikliğinden kaynaklanır. özgüven sağlamaz.