bugün

müstakil olan evin çatısında* ölmesi ve akabinde gelen fuckmatör koku.***
gözünüzün önünde halıya kusmasıdır. evet evet kusması. o nasıl bir iğrençliktir, bir hayvanın kustuğuna şahit oldum ilk defa hemde halıma. önce garip garip şekillere büründü, tipi kaydı filan, çıkarıverdi hayvan oğlu hayvan... bundan daha büyük şerefsizlik olabilir mi acaba... ama hastaymış, sonradan acıdım ama o anda tekmelemek istedim ne yalan söyliyim. *
cafe vb yerlerde otururken gelip ayaklarınıza dolanması.
özellikle martta sabahın köründe miyavlaması.
çöpe attığınız şeyleri etrafa dağıtması.
sen ona yemeğini verirken, tırnak atarak elini parçalamak. ama yine de ona kıyamamak.
vakti gelince tekrar yemeğini vermek ve bir tırnak daha yemek.
kedi nankördür, e doğuştan şerefsizdir zaten. *
uzun yolculukta, ihtiyacını görmesi için arabadan indirilir.
işini görür görmez,
ormana doğru kaçar.
3 kişi peşinden koşar.
her türlü sevgi nidaları ile ismi haykırılır.
karidesli mamanın kağıdı hışırdatılır,
tık yok!
havayla birlikte ümitler de kararır.
sinirler gerilir,
'' sen çıkardın '' suçlamaları başlar..
arabaya dönülür.
o da ne?
şerefsiz, en masum haliyle arabanın yanında beklemektedir.
kolunuza git/gel yapması. mart tan şu zamana kadar hala libidosunu kontrol edemiyor, kendini köpek sanıp ele, kola, bacağa tecavüze yelteniyor ya, paşam sen çok şerefsizsin.
sürekli dört ayağının üstüne düşmesi. şansın da böylesi yani.
hırsızdır, nankördür şerefsizler, çorapsız gezene tırnak atarlar. ayaklarım tırmık içinde.
aşağıdan gelen, yakınlaşıp-uzaklaşan acaip sesler:
muyauvh, muyauvh,
muamu...
benim siyam hergelesi!
merdivenin başında,
ağzında, boyundan büyük bir güvercin!
marifetini gösterecek; beni çağırıyor!
kuş çırpındıkça etrafta uçuşan tüyler.
- ne bu şimdi miço?
- muamuav (ağzı dolu)
- çabuk bırak onu!(bu arada kuşu çekiyorum)
ve güvercin bir fırsatını bulup kaçıyor.
çıkışı arıyor.
Camlara çarpıyor.
miço da peşinde..
ben miço'nun peşinde...
ve bir şaplak!
miço masanın altında!
kuş dışarda.
sahibinden başka kimsenin kucağında uyumazken sevgilinin kucağında uyuması ve gırlaması. çok dokundu be sözlük.
ölmesi.
bir ilhamla ona yaptığın besteni, ona çalarken sesten korkup gitmesi...
varsın gitsin...
en kötüsü; ölmesi(n)...
gece saat 24.00 sularında karanlık bir sokakta bir çöp konteynırının önünden geçerken içinden fırlaması ve o zifiri karanlıkta onun öcü gibi gözlerinin parlaması.
sevgilisiyle kaçması.
sırf sıçtığı kumu temizlediniz diye bacaklarınızdan oluk oluk kan akıtmasıdır. lan şerefsiz iyilik de yaramıyor sana.
3. kattaki pencereden bağıra bağıra mahallenin bütün erkek kedilerini evin önüne toplaması...
evimize gelen, apartmana yeni taşınan ailenin *kızının* üstüne pislemesi. sevgili olma hayali suya düser. kıza eve gel oturalım derim, yok olmaz sizin kedi üstüme atlar işer demesi. kısacası hayatın belli bölümünü berbat etmesidir.
askerdeki kocasını aldatması.
ve
başkasından olan çocuğu kocasına kendi çocuğu zannettirmesi.
Desenli koltuğun üzerine kaka yapması
kapağı açık unuttuğunuz anda klozetten su içmesi, ısrarla bu alışkanlığı sürdürmesi
akabinde siz 40 yılda bir, mideniz kalkmadan yemek yemeye uğraşırken, mutfak masasından buzdolabına bir şey almak için uzandığınız anda, kimbilir belki az evvel klozete de dalmış bıyıklarını ve pis patilerini yemeğinizin içine daldırması
dolabınızın içine sıçması. 1 hafta boyunca kokunun ne olduğunu ve nerden geldiğini bulmaya çalıştım şerefsiz hayvan.
arabanızın kaputunda seks yaparken arabayı çizmeleri.
yeni, marka pantolonun uzerine yayilip adeta butun tuylerini pantolona zerk etmesi. bu da yetmiyormus gibi " ulan onca yer varken gelmis benim perry ellis' in mina koymusun, siktir git gozum gormesin. " seklinde uzerine dogru depara kalkarken korkudan pantolonun ustune isemesi... siz siz olun kedili ortamlarda ortada degerli bir sey bulundurmayin, sikip atiyor bu dangalaklar.
fareyle sevişmek.
düzenli olarak hergün paspas'a sıçmak.