bugün

insanına göre değişiklik gösterir. her insan için çok farklı anlamları vardır. kimisi için doğan çocuğunu kucağına almak. kimisi için askerden dönen evladına veya sevgilisine sarılmak. kimisi için okulu bitirip diploma almak. mutluluğun resmi çizilmez demiş şair. ama bugün farklı. sevdiğime, ruhuma, nefesime evlenme teklif ettiğim an benim için en mutlu andır. çünkü bu mutluluğun katlanarak büyüyeceğinden emin olarak yaptığım bu hareket benim en mutlu anımdır. not düşülsün. 21.09.2011. benim en mutlu olduğum andır.
http://fizy.com/#s/18cnw9 şu şarkıyı dinleyerek saçlarının okşandığı an olabilir sanki.
uzun süredir tutulan çişin yapıldığı an. mutluluk bu mudur? budur.
adaletin tecelli ettiği andır.
annesinin yanında oldugu andır.
sevdiceğine kavuştuğu zamandır muhakkak ki. *
kimisinin; evlilik teklif ettiği andır, kimisinin; evlilik teklifi aldığı andır.
kimisinin; sevgilisiyle ilk öpüştüğü andır, kimisinin; sevgilisinin elini ilk tuttuğu andır.
kimisinin; yakınlarından birinin hayata döndüğü andır, kimisinin; uzaklarda ki sevdiklerine kavuştuğu andır.
kişiden kişiye değişkenlik gösterecek anlardır.
bir Bayanın erkeğin Kalbine giden yolun Mideden geçer yalanına inanmadığını göstermesidir.
zıçarken sigara içmenin vermiş olduğu mutluluk.
yalın konserine gittiği andır.
kalbe giden yol mideden geçiyorsa, son durağa varmadan yolu bağırsağa düşecek demektir. Bu da en mutlu anın ne kadar zaman alacağını belirten ifade sanırım, ayrıca yazar bu eserinde mutluluğa giden yolun meşakkatlerinden bahsetmiş olabilir.
bebeğini kucağına aldığı an olduğunu söylenir.
çiçekler böcekler ııı şey.
unutulacak andır.
hani bulmacalarda hep çıkar ya en kısa zaman nedir diye işte cevabı budur ; an

evet o an aslında ömründen her bir gün gittiğini anlamaya başladığın zaman o terim kadar çok değer kazanır ki aklına gelen her bir hatırada daha fazla mutlu olursun. aslına bakarsak bence bunların hepsi somutlaştırılmış bir kavramdır çünkü genelde insanlar, çok istediği bir maça gittiği zaman en mutlu anıdır yada bir çocuğu olacağı haberini aldığı zaman fakat hayatın ciddiyetini yada acımasızlığını anladığınız zaman geçmişe bakıp hatırladığınız her bir dakika size o kadar çok keyif verecektir ki hiç birini birbirinden ayıramayacaksınızdır.

hele ki kendiniz için değerli olan bazı insanları kaybettikten kısa süre sonra o beyaz önlüklü arkadaşlardan birinin gelip kendi hayatınız için ciddi bir şeylerden bahsettiği zaman sizin için her an daha fazla bir önem taşımaya başlar, bende olduğu gibi.

neyse daha fazla kafa şişirmeden bendeki o an(lar)ı anlatayım;

- ilk pazarda kaybolduğum andı.

- anaokuluna başladığım ve devam ettiğim her gündü.

- arkadaşlarımın yanında sokakta altıma işediğim ve utançtan ağladığım gündü.

- sokak başında taso oynarken arkadaşımın bütün tasolarını aldığım andı.

- annemin beni bi robin hood edasıyla terlikle kafamdan vurduğu zamandı.

- tusubasının gol attığı andı.

- ilk okul 1'e başladığım ilk gün okulda kaçtığım gündü.

- sünnet olduğum günümdü.

- sünnet olduktan 2 gün sonra dikişlerimin patlayıp 24 saat boyunca hastanede yattığım gündü.

- ilk kız erkek kavramını yani cinseliği anlamaya başladığım zamandı.

- ilk kız arkadaşımın elini tutuğum zamandı...

kısaca o kadar çok an var ki özet geç piç diyeceğinizi bildiğimden kısa kesmek(!) istedim.. yani yaşadığım her bir gün benim en mutlu olduğum andır.
önem bilmek gerek dostlar. doluyummmmmmm.
(bkz: hayat güzeldir)
(bkz: felsefe yapma)
buz dolabındaki dondurma kutusundan salça yerine dondurma çıktığı an.
eşine, sevgiline sarıldığı an. kokusunda sarhoş olması.
Sevdiğiyle güldüğü, birarada olduğu andır.
lise son sınıfı bitirip karneyi aldığı andır.
sevdiceğin güldüğü andır.
uyuyan annenizin nefesini hissettiğiniz andır.
karşılıklı sevgiyi bulduğu andır.
ansızın hiç beklemediği birinden gelen sürpriz bir telefondur.
işediği, sıçtığı ve orgazm olduğu andır.
bir anne için bebeğini kucağına aldığı andır.
seven için sevildiğini hissettiği andır.