bugün

Neden insanları yargılarsın? Neden insanları sınıflandırma ihtiyacı hissedersin? Sessiz, heyecanlı, aptal, akıllı, komik, utangaç, neşesiz, iyi, kötü. Bir insanı olduğu kişi yapan şey nedir? Sana söyleyeyim. Düşünceler!

Doğumumuz, hayatımız boyunca düzeltmeye çalıştığımız bir hata mıdır?

Herkes masum doğar fakat yaşadıkça kirleniriz, bu böyledir. Doğduğumuz andan itibaren yaşadığımız herşey bizi, olduğumuz kişi haline sokmuştur.

Zevklerimiz, nefret ettiklerimiz, keşfettiklerimiz, anladıklarımız, anlamadıklarımız. Aslında yetiştğimiz ortamdan tutda, başımıza gelen en ufak olaya kadar hepsi düşüncelerimizin, dolayısıyla karakterimizin gelişmesine yol açar.

Bizi şu anda olduğumuz kişi haline getiren bunlardan başka bir şey değildir. işte bu yüzden birisinin yaşadıklarını yaşamadan, onu yargılayamazsın.

işte yine, bu yüzden kimsenin hakkında ne düşündüğünü önemsememelisin ve olmak istediğin kişi olmalısın.

insan hangi zamanda, hangi dünyada, hangi ailede doğacağını seçemez. Fakat geleceği yinede tamamen buna bağlı değildir. Çünkü başka bir şeye sahip.

Seni, hayvanlardan ayıran en büyük(ve belki de tek) şey, hayal gücü ve seçme kabiliyetidir. Yani Özgür irade! Bunu kimsenin elinden almasına izin verme. Belki de bu yüzden özgürlüğe bu kadar meraklıyız.

Ve bir insan ne yaşarsa yaşasın, hangi bir zamanda, hangi dünyada var olmuşsa olsun, her zaman bir seçim şansı vardır.

Kadere karşı gelelim!

Kader kavramı hakkında ki düşüncelerimin ne olduğundan şimdi bahsetmeyeceğim. Fakat bu cümlede bahsettiğim şey, hayata boyun eğmemen. Yani sana verilen en büyük gücü kullanmaktan vazgeçmemen.

Her şey istediğin gibi olmayabilir fakat karşına ne çıkarsa çıksın, pes etmemelisin. Çünkü kaybettiğinde değil, pes ettiğinde yenilirsin.

Bu yüzden kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün. Her zaman bir hayalin olmalı çünkü yaşamanın amacı, amacı olan bir yaşamdır.

görsel
oldukça yanlış bir davranıştır. sen bir insanı sosyal konumu yüzünden, fikirleri ve düşünceleri ya da hayalleri yüzünden yargılıyor isen aptallık yapmış olursun.
suç, günah ve yanlışlıklar içerisinde boğulan insanların, eleştiri ve uyarılar karşısında vardıkları sonuç. adam yanlış yapıyor, bunu kendisi de biliyor, fakat siz onu uyarınca, yargılamış oluyorsunuz. suçlu/günahkar insan psikolojisi işte böyle savunma mekanizması kurar. karşı tarafı suçlu göstermeye çalışarak, yaptıklarını meşrulaştırır ya da ikinci plana iter. böyle insanlar hatalarından hiç ders almazlar.
(bkz: ön yargı)
o kişi hakkında yorum yapmak, hüküm vermektir. Bir insanı yargılamak hiç kolay olmamalı bence. Görmek gerek onu yaşamak gerek belkide. At gözlükleriyle değil, kendi gözlerinle bakmak gerek. Empati kurarak aynı duyguları paylaşmak gerek. işte bunlardır aslında insanlarımızı insan yapan.
kolaydır.
gerekçelerimi bilmiyorsan, kararlarımı yargılayamazsın!
(bkz: what a shame)