bugün

yalnızlığı sevenler veya utangaçlar için olan durum .
bekarlık sultanlık, yalnızlık ise imparatorluktur !

yalnızlık, bilinçli şekilde seçilmiş, insanlardan ve dünyadaki diğer saçmalıklardan uzak olma, insanın kendisi ile iki kişi olması halidir. insanın kendisi ile bir kalabalık olması halidir. bunu benimsemiş bir insan terk etmek istemez. sosyal değildir, olmak istemez, doğasına aykırıdır. sosyal ortamları sevmez, mecburi olması haricinde sokağa çıkmayı istemez. huzurun ve sessizliğin hüküm sürdüğü güzel bir yaşamları vardır.

hiçbir kız ve kadın hakkında, onların vücutları ve/veya ''tatlı meyveleri'' üzerinde bir politikaları yoktur. badaktırlar. tamamen kabuklarına çekilmiştirler. dışarıda o her gördüğü kızı potansiyel sevişilecek zevk metası olarak gören kimselerden değildir. insanları değerlendiriş biçimleri akıl ve mantığa dayanır. gözlem güçleri muazzamdır. beden dili bilirler. o kadar kendileriyle baş başadırlar ki öğrenmişlerdir bunu. hayal güçleri ise tahminin çok ötesinde bir derinliğe sahiptir.

onların hoşlanmadığı şey, tek başına kalmış kimselerin yalnız olduklarını söylemesidir. onların sevmediği şey bilmediği şeyler hakkında konuşan insanlardır. onların sevmediği şey güzel olma ilgi çekme amacıyla gerçekten büyük bir gerizekalılık yapan kızlar, kızları etkilemek ve elde edebilmek için her türlü şerefsizliği yapan erkeklerdir.

dürüstlük ve doğruluğu, yalan ve yapmacıklıklarla değişen insanları, iyi ve güzeli, kötü ve çirkin ile değişen insanları sevmez yalnızlar.
sevgilisinden yeni ayrılmış kişi beyanıdır, yalnızlık süresi uzadıkca mutluluk yerini depresyona bırakır.
insan anlaşılmadığı sürece yalnızdır. Çevrende bir sürü insanın olması, ailenin olması veya olmaması, her sabah çişe çıkarmak zorunda olduğun köpeğinin bile olması senin yalnız hissetmene sebep olabilir.

Ne kadar kalabalıksa o kadar yalnızlaşıyor insan. Yok hayır, bıkmadım. Oluşumum gereği pes eden biri değilim. Evet birçok savaş kaybedildi zihnimde ama hepsi birer deneyim. sen anlamıyorsun, acının vücuduma ahenkle işlendiği günlerde ruhumu terk etmek yerine, ruhumu beslemeyi seçtim. Savaşıyorum, pes etmem ben. Vazgeçmem. insanlar ya yenilirim diye korktuğundan savaşa girmeden kaybediyorlar.

Onlar düştüğümde uzattı ellerini, ama ben tutmadım o eli. Geç oldu ama kendim kalktım. Eğer o eli uzattıklarında ben tutmuş olsaydım şu an hayattan bıkmaya başlamıştım ve her düştüğümde o eli arayacaktım.

Babam bir gün “Acı çekmek istemiyorsan, acı çekmeyi öğreneceksin” diye bağırdı.

O gün, zihnimde savaş verdiğim her ne varsa daha kolay gelmeye başladı. Aynı acıları çektiğimizi düşünmüyorum, acının evrenselliği benim hissettiğim yere kadardır.

Hiç gülemediğimiz bu hayatta kahkahalarımız çınlıyor dört bir yana.
Sırtımıza saplanmış bıçaklarla yürümeyi, pes et artık dedikleri zaman savaşmaktan vazgeçmemeyi öğrenmişiz. Yaşamışız.
Var mı bundan daha büyük bir kahkaha?
Yalan amk. Şimdi çok sıkkın canım diye arayabileceğin sevdiğin sevgilin olsaydı böyle mi derdin hiç. Onun sesini duysaydın. Ne yapabileceğini düşünürken saçmalayıp çaresiz kaldığını farketseydin. Ben mutlu değilim. En azından şuan değilim bu yalnızlığımdan. Şimdi sevgilim olsa sadece bugun neler yaptın diye sormam yeterli sıkıntımın geçmesi için. O yüzden siz sayın sevgilisi olan yazarlar; hemen sevdiğinizi söyleyin yarinize. Bakın biz acınacak durumdayız.
kadın erkek ilişkileri çok tutarsız. yalnız olunca gidecek kimseniz de olmuyor. kafanız rahat. sınırlarınızı kendiniz belirlersiniz ve oradan çıkmazsınız. pişmanlıklarınız olmaz.
Ne kadar yalnız kalıcam dense de insanın hayatına illaki birileri giriyo.
o zaman başkalarına huzursuzluk vermeyi bırak defol git başka yerde zırla diye cevap verilir.
aldatılan insandan duyulan fix bir yalan.
bilgisayarın olmasa nah mutlu olursun.
hayır değilim.