bugün

Bir mide dolusu yalnızlık ve buz gibi bir sessizlik
Ben bu şiiri kusarak yazdım kimseler temizleyemez
Sabaha karşı ağladım ama hiç sesim çıkmadı
Ben bu şiiri susarak yazdım dudaklarım kupkuru
Ağır aksak bir ağrı bir gelip bir giderken
Sen öylece oradayken ve ben yanına gelemezken
Hırsımdan deli gibi olmayışına sarılıp
Gıyabında öperek tüm jest ve mimiklerini
Ben bu şiiri uçarak yazdım tüm yüklerimden kurtulup
Uyudum sonra uyandım gelmedi bir daha uyku
Müezzini duydum sonra Allah'la karıştı adın
Meleksin ya o yüzden gözüm hep yukarlarda
Tavanda ve bulutlarda ve arş-ı ala'nın dışında
Başımın üstünde her yerde gözlerini aradım..

Ben bu şiiri sana yazdım sızayım diye rüyalarına..
bradley jamesim gerçek hayatta gwen rolündeki kişiyle çıkıyomuş. o kadar üzüldüm ki bu gece çorapsız yatıcam.

Kendisine bir şiir yazdım:
sırma saçlı bradley, neylersin
sen ki nasıl gweni seçersin
gwen ki gij bir adet kız kurusu
neyleyen sanki kornişon turşusu
ördek dudaklı haşin bakışlı yiğidim benim
gel sana mantılar börekler vereyim
üç dakika oldu görüşürüz diyeli.
başlamıştı halbuki özlemim,
daha ayrılmadan oysa ki.

zor olacak beklemek,
anı sensiz geçirmek,
vakit gelene kadar,
kirlenmiş benliğimi,
özleminle temizlemek.
bir garip haldeyim.
bilirim sevdan üzreyim.
senden bi-haber olmanın,
en derin hüznündeyim.

her hayalimin sen,
anlam veren parçası.
puzzle gibi darmadağın,
hayatın orta noktası.

hangi mesafe seni
benden alan şu an
kalpten kalbe olan mı farazi
ya da gerçek olan.

gelmek isterim yanına... gelemem.
sevmek isterim doyasıya, ama bilemem.
öpmek koklamak istesem, tavrini hissedemem
işte böyle bir garip haldeyim ben.
Akşamların tekinde.
Sıkı sıkıya kapanmış, Dışarıya bir ev.
içindekiler sessizliğin somut hali.
Etten ve kemikten, Ölümlüler.

Yaklaştıkça son nefese,
Uzağız yaşamaya
Uzağız sarılmaya Ve
Uzak, yaşamak bize.

Çılgınca yılgı var gözlerde.
Öldüresiye harp var.
-Vicdan harbi-
Yangınlardan doğan kıvılcımlar,
Göğüs kafesinden çıkmak için yalvarırlar.
Yalvarırlar zamana Ve
Yalvarırlar harbe.

Yaklaştıkça son nefese,
Daha biraz ayrıksandı:
Değişen birer yaratıktık.
Milyonlarca değişken Ve
Etin, kemiğin çevrelediği karanlık.
Elbette son nefes günlerinde:
Pişmanlıklar birer birer günyüzünde.
Sağından solundan yavaş yavaş çekilen,
-Hayatından ölümlüler.-

Yapılan hatalar,
Yapılmamış güzelliklerin ahı.
Çekildi suratına, cehennem güzargahı.
Ölü derinin beyazındaki, ölümlüye dair son kalıntı.
Onu da baş taacı yaparız, donuk bir mezar taşı.

Meydan şimdi başıboş, bahşedildi sana.
Yalnızca;

Yaklaştıkça son harbe,
Uzaktık yaşamaya.
Yaklaştıkça son nefese,
Uzağız yaşamaya Ve
Uzak, yaşamak bize.
Kiblem sensin yüzüm sana donerim.
Mihrabimdir kaslarinin arasi.
Çaresizlik girdabındayım yine,
Bir yudum nefes için zorluyorum kendimi
Ama iliklerime kadar işlemiş sensizlik,
Bir yudum umut arıyorum
sensizliğin kısır döngüsünde...
Zor tutuyorum kendimi,
etrafıma sahte gülücükler yoluyorum,
iyimser görünmeye çalışıyorum,
seni düşünmediğimi düşünüyorum her gün,
seni ne kadar az özlediğimi sorguluyorum her an,
kimse konuşmuyor benimle,
kimse yardım etmiyor bana,
beni benle bırakıyor herkes,
beni benle yalnız bırakıyorlar,
canım sıkılıyorun altındaki haykırışı göremiyorlar,
sende göremedin,
beni hiç düşünmedin,
beni hep amalarla sevdin,
beni neden bu kadar aşık ettin kendine,
beni neden bırakıp gittin,
ağlamıyorum gidişine,
ama dayanamıyorum sensizliğe,
seni istemiyorum yanımda,
sevdiğim o kişiyi istiyorum,
beni seven o kişiyi...
yağmur yağar ve ıslanır hayallerin,
toprak kokusu karışır unutulmuş aşkların kokusuna.
gecenin sessizliği damla damla yok olur,
yalnızlık karışır karanlığın korkusuna.
görsel
görsel
seninleyim her yerde
bu bazen kanepe
ıslak bir
kaldırım taşı
ya
da
bank olur..

bazen de otobüste
iki koltuk
teke düşer
seninle..
bi tane daha gelsin;

böbreğimi vuran
taş gibisiniz..

kıvransam da acıyla
sonunda düşen
sizsiniz..
özgürlüğe giden tutsaklar gibi,
siyah gözlerine beni de götür.
nasıl aşk denen haşhaşın esiri oldum,

sebebi

tek bir kadın.

bir çift göz, bir dudak, bir çehre

gülümsemesinde miydi sırrı,

kalbinin temizliğine benzetme basit,

bembeyaz, torosların şubat tablosu gibi.

ben sana aşık olduysam, sendendir.

ben sana aşık olduysam, gönüldendir.

ben sana aşık olduysam, bıraktığım vakit,

bil ki

toprak altında solucanlar, böcekler,

leşimi acımasızca kemirmektedir..

calmayin len. imza, (bkz: susar misin)
beni bana sordular bugün,
bana beni sordular.
ses etmedim hiç.
gülüşümü sordular sonra,
nerede yitirdiğimi…
kemirdim tırnaklarımı
ama ses etmedim.
sakallarımı sordular bana,
kaşımın kuşlar gibi kanatlanışını,
öfkemi ve gözlerimin yaşını…
beni bana sordular yahu!
o'nu dedim cılız bir sesle.
o'nu sorun bana,
merak ediyorsanız sesimi...
sana bir şiir yazsam kitap yazmam gerekir.
o yüzden sessiz sevişelim her ölümde.
Herseyimiz gibi askimiz sevgimizde kusurluydu, ne uzak durabildik ne yakin kalabildik.hastaliktan degil kiskancliktandi hepsi, hepimiz biraz bencildik biraz egoisttik bu sey parani yemegini bolusmek gibi birseyde degildi ama. arada kaldik icin istemesede sert gorunmeye basladik bi cizgimiz vardi ya hani bizim. uzaktayken ozledim diyemedik kavga etmeyi yegledik. yakinin da seviyorum diyemedik bende dedik, acaba biz kimdik? .
sesini kıstı gece,
bir şey saklar gibi...
sadece
sokaktan geçen araba
ve düşünceler.
kim bilir
nereden,
nereye yolculuk?
ben bilirim.
arabanın sesi...
sanki kapındayım.
duyar gibiyim.
geceye şavkı vuran sesini,
duyar gibiyim.
yarrak gibi yazılan şiirlerden oluşmaktadır.

not: son şiiri okudum.
gelme.
gelmiycem.
arama.
aramıycam.
özleme.
özlemiyorum.
öküz.
dangalak.
solucan beyinli.
hallah yoluna,
8 başlı ahtapotlar
çıkarasıca.
git
burdan.
sünepe.

edit: inşallah "ben bu şarkıyı sana söyledim" başlığı da açılır. en sevdiğin türkünün içine edeceğim.
Seni ilk fark ettiğimde, kim bu güzel kız demiştim, içimden
Tam yüzünü bile görememişken, seni hissetmiştim
Geceleri bir ağlama geliyordu içimden
Senin beni sevmiyor olacağını da hissetmiştim

Yabancılaşmıştık birbirimize, sesini unuturum oldum
Gülen yüzünü neden mahrum ettin, bak ne oldum
içimde seninle konuşma hevesi bak nasıl doldum
Seni başkasıyla gördüm ya işte o gün soldum

Yine de sönmedi içimdeki ateş, Tükenmedi umudum,
Dinmedi gözyaşım, bitmedi telaşım
Ben seni düşlerimde büyütürken
Bir de baktım tek kalmışım
seni de gömdüm kalbime;
istediğin oldu sonunda
kapadım gözlerimi her şeye;
tek tabanca konumunda
insan insanı sikermiş, bunu çok iyi anladım,
resimlerin bende kalmış, rahat ol hepsini yaktım

git; yolun açık olsun
istediğin seni bulsun,
terk edilmek sana da koysun...

baş harfleri okursan,
bu şiir sana iyi gider...
Sen öylece oradayken ve ben yanına gelemezken
Hırsımdan deli gibi olmayışına sarılıp
Gıyabında öperek tüm jest ve mimiklerini
Ben bu şiiri uçarak yazdım tüm yüklerimden kurtulup
Uyudum sonra uyandım gelmedi bir daha uyku
Müezzini duydum sonra Allah’la karıştı adın
Meleksin ya o yüzden gözüm hep yukarlarda
Tavanda ve bulutlarda ve arş-ı ala’nın dışında
Başımın üstünde her yerde gözlerini aradım..

Ben bu şiiri sana yazdım sızayım diye rüyalarına..
Senden hiç haber almıyorum
Seninse benden yedi yirmi dört haberin var
soruyorum sana
seninki can da benim ki patlıcan mi
kız gibi ilgi bekliyorsun benden
asıl ilgiye ihtiyacı olan benim
senin ki aşkda benim ki heyecan mi.