bugün

keşke bu kadar geç kalmamış olsaydın, belki o zaman bir süreliğine ertelediğimiz ilişkiye sahip olurduk. şimdi ise çok geç. ben biriyleyim.
teşekkür ederim.
düşüncelerimi senden kurtaramıyorum. herşey bi şekilde sana bağlanıyor. bu durumdan kurtarmam lazım kendimi, bi süre uzak kalmam gerek senden.
sevgili gelecekteki karim.

sen buyuk ihtimalle bunu okumayacaksin bile ama ben icimi dokmek icin varsa bi derttas bir abi bir abla bulabilmek icin yaziyorum. eger bunu okuyacak olursan kendinin ne kadar onemli oldugunu bil diye.
sen tanimadigin birine asik olmak nedir bilir misin? hayatin onu aramakla gecer benim seni aradigim gibi. onun nasil biri oldugunu bilmezsin ses tonunu dis gorunusunu. her hoslandigin kiza o mu diye bakarsin ama degildir hep eksiktir birseyler. neyin eksik oldugunu bilmezsin ama hissedersin. seninle karsilastigimda beni durtecek hisler hissettirir bunu sana. ama sunu bil biz birbirimizi bulmak icin gelmisiz bu dunyaya. eninde sonunda bulacagiz birbirimizi. o dunyalar tatlisi gulusun o manali bakislarin bana evet benim nerdeydin diyecek bana. herneyse benim sana ihtiyacim var bunu bil ve biran once karsima cik. seni omrumun sonuna kadar da sevecegim. seni ozledim bitanem. en yakin zaman zamanda gorusmek dilegiyle. kendine iyi bak
Bizden olmaz bebegim. Biliyorum bunu. Ben sana tersim sen bana terssin ama niye surekli konusmak istiyorum niye gelmediginde sanki gunu yasamamis gibi oluyorum.

Biliyorum olmayacak, hatta olmamalida. Ama sikinti ne biliyormusun, sanki kendimi kaptirmisim gibi geliyor. Haa evet tabiki arkadasiz sadece konusuyoruz baska ne olabilirki?
if you like your coffee hot, let be your coffee pot i just wanna be yours.
tesadüf etsek ya.

Edit: ettik (sımaylii)
insanlarla konuşacak pek bir şeyim kalmadı. gerçekten. nasıl konuşacağımı bilmiyorum. konuşacak bir şey bulamıyorum. tıkanıyorum. yazacak bir şey de bulamıyorum. birinizden birinden sonra her şey bitmiş. hanginiz bilmiyorum. benden sonra dağıttı gerizekalı deyin arkadaşlarınıza, sunturlu bir küfür sallayın, kendinizi iyi hissettirmeyecek ama yapın. benim dağıtmamdan ne olur? benim dağıtmış halim buysa benden bi bok olmaz. hala aptal bir iyimserlik ve en ufak bir gülümsemede beş yıllık plan kurabilecek haldeyim. ıslah olamadım. hepinize bok gibi davrandım. korktum.

geleceğim yok çünkü hiçbiriniz yoksunuz. ben kendimi umursamam, yarın öleceğimi bilsem bile taşşaklarımı yaya yaya uyurum, siz olacaktınız ki ben de ileriye gitmek için bir sebep görecektim. şimdi küçük zevklerimle sefil bir hayatı sürükleyerek adım adım ne kadar uzakta olduğunu bilmediğim bir mezara yürüyorum. bulutlar kırılacak da ben ışığı göreceğim ha? inanırım biliyor musun? çünkü ben bu kadar aptalım.
siktir git.
yalnızlığa alışınca birini kabullenmek o kadar zor ki.Gerçek yalnız; yalnızlıktan şikayet edip asla yalnızlıktan vazgeçemeyen bi çeşit ruh hastasıdır.Sarılmanın dogal bi ihtayaç olduğunu kabullenemez belli bi süre sonra.işte ben tam bu evredeyken sen çıktın karşıma sarıldım çok çok uzun zaman sonra.beni sevdiğini sandım.Lan ben sana ciddi ciddi inandım.şimdi;
beni sev ya da sevme,kendimi sevmeyi öğrenmem yirmi küsür yıl sürdü; bir başkasını da ikna edecek kadar zamanım yok (daniel franzese)
ya gel artık, ya da gelme. sus. git.
seni çok özledim.
amuha goyum.
iyisindir umarım kuzu... umarım çok çok iyisindir. mutlusundur. senin için tek dileğim bu. ne olursa olsun mutlu olman.
GELSEN DE HiÇ GiTMESEN..
Okadar cok özledim ki seni... sesini bakısını gülüşünü...
Aradan cok uzun zaman ve cok insan geldi gecti. ama hep aklımda sen varsın.
cok özledim seni sevdigim. bütün gecmiş geride kalsın yeni bi hayata baslıyalım hiç ayrılmamak üzere.
yeniden cocuklar gibi sokakta meşe oynayalım. balkondaki amcaya yılbası gecesi evde oynanan oyunun ismini soralım.
yolun ortasında öpüşürken yine ninenin teki balkona cıkıp azarlasın beni. ogün camına taş atamamıştım ama bu sefer atıcam
yine cekik gözlü yarim diye sev beni... hiç unutamadım bundan sonrada unutmam seni canım sevgilim...
geçenlerde ismin çarptı gözüme girip profiline baktım. nasıl özlemişim.
yazın benim yakınımda bir üniversiteyi kazandığını öğrenince sevinmiştim, uzaktın bayağı aramızda tam 1400 kilometre vardı ve biz aylarca bunu umursamadan neredeyse her gün konuşmuştuk. geldiğini öğrendiğim zaman "daha da yakın olacağız belki görüşebilecek kadar" diye düşünmüştüm. yazın senin olduğun yere gelmiştim bir süreliğine, memleketime. yoğundun zaten ben de "görüşelim" diye tutturmamıştım. sana orada bir mektup bıraktım bir şişenin içinde, gidip ilk fırsatta alacağını söylemiştin. almadın. kırıldım ve bir şeyler aktı gitti içimden sanki. durduramadım.
sonra dün değil ondan önceki gün, uzun zamandır konuşmadığımızı ve seni gerçekten özlediğimi fark ettim. gece mesaj attım. öyle boştu ki.. her şey. bir süre konuştuk, sana aslında yazmak istediğimi ama elimin telefona gitmediğini söyledim dürüstçe ve sen de aynı şekilde hissettiğini söyledin. sonra uyuyakalmış numarası yaptım.. sabah kalktığımda senden bir mesaj vardı telefonumda, akşam tekrar konuşabileceğimizi dün gece uyuyakaldığımı söyledim sana sen de akşamı bekleyip konuşmayı kabul ettin. akşam yazdım ve sen bana dönmedin..
tekrar yazar mıyım bilmiyorum. sanırım yazmam. artık konuşacak bir şeyimiz kalmamış gibi. ne kadar acı. bir zamanlar her şeyimi bilen sen, artık hiçbir şeyimi bilmiyorsun. seni özlüyorum ama oradaki seni. hani şakalaşabildiğimi. uzakta olsa da hemen yanı başımda gibi hissettireni. belki şu an yakınımdasın aramızda 45 dakika var yalnızca ama 1400 kilometreden de uzaksın bana..
sanırım bitti dostum, konular..
aynaya bakıyorum ve gülen gözler görüyorum,müthiş bir yüz mutluluktan parlayan,bir dost gibi sıcak bir gülümsemesi var sonra bakıyorum gözlerimi açıp açıp kapatıyorum bu ben değilim ben sen olmuşum en çokta sen, artık kendimi bile göremiyorum,neye benziyorum inan hiç bilmiyorum.
Bir duysan beni küçük avuçlarım da neler biriktirdim sana dair bir bilsen üşüyen avuçlarımı yalnızlığımın avuçlarıyla ısıttığımı bir de görebilsen seni ne kadar özlediğimi,özlemek diyorum da sahi özlüyor musun benim kadar ya da sevdin mi hiç senin olmayanı,sahiplendin mi onu saklamak istedin mi kalbin de, avuçların da en çokta gözlerinde?
Şöyle bir gerçek var ki KAYBETMEKTEN KORKTUĞUN HER ŞEYi BiR ŞEKiLDE KAYBEDECEKSiN YA KENDi ELLiNLE YA DA HAYAT... Bunu benim hayatımdan bir kesit olarak daha önce izlediniz, sergiledim bunu gözlerinizin önünde en yakının nasıl kaybedilir diye, gördünüz hepiniz hazırlanmış, planlanmış bir ayrılıktı benim ki öldürdüm.

Nefesim Olan Adam; Artık Veda Edebilirim Ölü Bir Aşk Hoşça kal.
Beyin ölümü gerçekleşmiş bir aşktı benim ki ya severse umuduyla baktım hep. Platonik bir aşktı ölmesi gereken içimde öldürmem gereken. Alkol öldürür dediler daha çok içtim ölsün diye içimde ki o lanet bitmek tükenmeyen aşk ölsün diye bitti mi, dindi mi acım hiç sanmam hala yanıyor içim, can çekişiyor sadece. Dedim ya beyin ölümü gerçekleşti beynimde, tek sorun bitmiyor kalbimde. Kalbime söz dinletmeyi öğrendiğim gün vazgeçtim, mantıklı bir insandım aşk aptallaştırır dediler inanmadım duygularım mantığımı öldürdü. Şimdi ben Nefesim Olan Adamı öldürüyorum çok mu?
Onun ateşi çıksa ortalığı birbirine katan ben şimdi her gece onun aklında sabahlayıp ortalığı talan ediyorum. Dağınıklığı sevmem ama darma dağın etmek istiyorum beynini. Korkma neyse ki kelimeleri kullanmayı öğrendim tüm öfkemi çıkartıyorum bak; seni kalbimden çıkarttığım gibi. Aşk'a inancımı kaybettim sende artık yeniden sevebilme inancını kaybet çünkü inan bana hiç biri ben olamayacak iyi bilirsin sen, iyi hissettiremeyecekler. O eşek şakalarını yaptığında inanmayacaklar ilkinden sonra çünkü ben kadar salak olmayacak hiç biri her söylediğine inanacak kadar. Ben bu şehirden gideceğim sen kal ya da git sadece Dostluğun benimle gelecek her nereye gidersem gideyim valizimde ona hep bir yer olacak ama aşkın çok ağır taşıyamam tek başıma aşkın kusuruna bak. Vedaları sevmem ama en afili yalnızlığın en kalabalık vedasını ediyorum sana. Kalbimde ki öfke, ölen mantığımın cesetleri, ve ölü bir aşk çok kalabalığım hiç yalnız kalmadım. Bir de ölen sadakatim var tabi en çok ağıt yaktığım o. Senden sonra değil güvenimi kaybettiğim için yalnızlığı seçtim çünkü senden öncesi de sonrası da yok sen hiç olmadın benim. Veda nasıl edilir hiç bilmiyorum hangisi yakar en çok canını? Nefes bile almadan nefesim kesilene kadar sevebilirdim seni ağır gelmese o koca cüssene bu aşk. Şimdi ben nefes alıyorum, verdiğim her nefeste aşkını kaybediyorum. Hoşça kal, kendine nasıl bakarsan bak ya da sen kendine bakmayı beceremezsin hasta olursun sana iyi bakacak birini bul hala seni mi düşündüğümü sanıyorsun hayır sadece eşeğimi sağlam kazığa bağlıyorum. Aşk bitti, Hoşça kal.
Misafirinin geldiğine sevinen ev sahibi gibiydi başlarda sanırım fazla sevgi ve güven getirmişim bunaldı galiba kahvemi yarım bıraktım, sigaram hala yanıyor kül olana kadar unutacağım, veda etmedim sessizce ben bir eve gideyim ocakta yemeğim var dedim...
Karşılıklı olduğumuz her an; birbirine bakan iki ayna gibiyiz. Ikimizin içinde milyonlarca aşk yansıması. Ama ayrı olduğumuzda yüzümüze kim bakarsa o. Bu da aşkın riyası!
bana mesaj atmissin sevgilim var ve beni cok mutlu ediyo pic diyerek bile mutlu edebiliyo beni diye bende diyorumki

*Mutluluklar picinle.
bir dönem boyunca aynı dersi almışız bütlerde karşılaşıyoruz tam muhabbeti kurduk derken dönem bitiyor, bu okulun bana garezi nedir arkadaş.
konuşursan ekime konusmazsan sikime canım benim sen kimsin hayırdır ?!