bugün

entry'ler (54)

bursa

havasına güven olmaz.

yaşamanın amacı nedir

öbür taraf için hazırlıktır.

kız istemede tuzlu kahve içmek

damadın kayınpeder güvenini kazanmasının ilk basamağı olarak görülür.

sihirli annem sadık

adı gibi bir adamdı. Kaldı mı böyleleri acaba ?

sihirli annem dudu

çok güzel elbiseler giyerdi.

sihirli annem cem

ceren kardeşiydi. Tuğçe diye sevdiği bir kız vardı. sahi ne oldu sonları ?

sihirli annem suzan

bir zamanlar Avni diye bağırmayı bende hobi haline getirmiştir.

sihirli annem deki konuşan köpek

hiç sevmediğimim köpek taci'dir.

en çok özlenen diziler

avrupa yakası.

22 şubat 2014 galatasaray beşiktaş maçı

Aslanın galip olacağı maçtır.

yazarların tc kimlik no ezber kombinasyonları

2-3-2-3-1 .

ben bu yazıyı sana yazdım

Misafirinin geldiğine sevinen ev sahibi gibiydi başlarda sanırım fazla sevgi ve güven getirmişim bunaldı galiba kahvemi yarım bıraktım, sigaram hala yanıyor kül olana kadar unutacağım, veda etmedim sessizce ben bir eve gideyim ocakta yemeğim var dedim...

ben bu yazıyı sana yazdım

Şöyle bir gerçek var ki KAYBETMEKTEN KORKTUĞUN HER ŞEYi BiR ŞEKiLDE KAYBEDECEKSiN YA KENDi ELLiNLE YA DA HAYAT... Bunu benim hayatımdan bir kesit olarak daha önce izlediniz, sergiledim bunu gözlerinizin önünde en yakının nasıl kaybedilir diye, gördünüz hepiniz hazırlanmış, planlanmış bir ayrılıktı benim ki öldürdüm.

Nefesim Olan Adam; Artık Veda Edebilirim Ölü Bir Aşk Hoşça kal.
Beyin ölümü gerçekleşmiş bir aşktı benim ki ya severse umuduyla baktım hep. Platonik bir aşktı ölmesi gereken içimde öldürmem gereken. Alkol öldürür dediler daha çok içtim ölsün diye içimde ki o lanet bitmek tükenmeyen aşk ölsün diye bitti mi, dindi mi acım hiç sanmam hala yanıyor içim, can çekişiyor sadece. Dedim ya beyin ölümü gerçekleşti beynimde, tek sorun bitmiyor kalbimde. Kalbime söz dinletmeyi öğrendiğim gün vazgeçtim, mantıklı bir insandım aşk aptallaştırır dediler inanmadım duygularım mantığımı öldürdü. Şimdi ben Nefesim Olan Adamı öldürüyorum çok mu?
Onun ateşi çıksa ortalığı birbirine katan ben şimdi her gece onun aklında sabahlayıp ortalığı talan ediyorum. Dağınıklığı sevmem ama darma dağın etmek istiyorum beynini. Korkma neyse ki kelimeleri kullanmayı öğrendim tüm öfkemi çıkartıyorum bak; seni kalbimden çıkarttığım gibi. Aşk'a inancımı kaybettim sende artık yeniden sevebilme inancını kaybet çünkü inan bana hiç biri ben olamayacak iyi bilirsin sen, iyi hissettiremeyecekler. O eşek şakalarını yaptığında inanmayacaklar ilkinden sonra çünkü ben kadar salak olmayacak hiç biri her söylediğine inanacak kadar. Ben bu şehirden gideceğim sen kal ya da git sadece Dostluğun benimle gelecek her nereye gidersem gideyim valizimde ona hep bir yer olacak ama aşkın çok ağır taşıyamam tek başıma aşkın kusuruna bak. Vedaları sevmem ama en afili yalnızlığın en kalabalık vedasını ediyorum sana. Kalbimde ki öfke, ölen mantığımın cesetleri, ve ölü bir aşk çok kalabalığım hiç yalnız kalmadım. Bir de ölen sadakatim var tabi en çok ağıt yaktığım o. Senden sonra değil güvenimi kaybettiğim için yalnızlığı seçtim çünkü senden öncesi de sonrası da yok sen hiç olmadın benim. Veda nasıl edilir hiç bilmiyorum hangisi yakar en çok canını? Nefes bile almadan nefesim kesilene kadar sevebilirdim seni ağır gelmese o koca cüssene bu aşk. Şimdi ben nefes alıyorum, verdiğim her nefeste aşkını kaybediyorum. Hoşça kal, kendine nasıl bakarsan bak ya da sen kendine bakmayı beceremezsin hasta olursun sana iyi bakacak birini bul hala seni mi düşündüğümü sanıyorsun hayır sadece eşeğimi sağlam kazığa bağlıyorum. Aşk bitti, Hoşça kal.

ben bu yazıyı sana yazdım

Bir duysan beni küçük avuçlarım da neler biriktirdim sana dair bir bilsen üşüyen avuçlarımı yalnızlığımın avuçlarıyla ısıttığımı bir de görebilsen seni ne kadar özlediğimi,özlemek diyorum da sahi özlüyor musun benim kadar ya da sevdin mi hiç senin olmayanı,sahiplendin mi onu saklamak istedin mi kalbin de, avuçların da en çokta gözlerinde?

ben bu yazıyı sana yazdım

aynaya bakıyorum ve gülen gözler görüyorum,müthiş bir yüz mutluluktan parlayan,bir dost gibi sıcak bir gülümsemesi var sonra bakıyorum gözlerimi açıp açıp kapatıyorum bu ben değilim ben sen olmuşum en çokta sen, artık kendimi bile göremiyorum,neye benziyorum inan hiç bilmiyorum.

ben bu yazıyı sana yazdım

Merhaba bayım;
Sizi bir yerlerden hatırlar gibiyim,bakışlarınız ne kadar da tanıdık,gözleriniz gibi tıpkı.
Pardon bayım,kalbime bakın!
Ne kadar da yorulmuş,parçalanmış,hırpalanmış..
Üzüldünüz mü yoksa?
Kalbim kadar tadabilir mi diliniz üzüntüyü ya da tanıdık gelen gözleriniz.
Evet bayım,sizi dinliyorum..Sakın susmayın!
Bakın ve duyun beni neler biriktirdim küçük avuçlarım da size dair.
Evet Bayım! Ruhum içinde ki direnişin adı sensin.Direndikçe kendimi kaybediyorum.Pardon ama bayım yokluğunuzu hatırlamaktan nefret ediyorum.

ben bu yazıyı sana yazdım

Herkes gider mi?
Herkes değil belki ama hiç gitmez dediklerin gider hep.Hiç yakmaz canımı dediklerin yakar alev alev... Yok eder gidişleriyle,her gülüşünde yeniden gelir gözlerini sımsıkı kapattığında hayal olur gelişleri...Kalanlar hiç bilmez gitmenin ne demek olduğunu gidenler de hiç bilmez her nefes alış-verişinde ölmenin ne demek olduğunu...Fırtına içinde kaybolan gemi gibidir kalan hep gidense kurtulduğunu sanan kanayan yaralarına rağmen,hep eksik olanlarla yaşamaya devam eden...Hep mutludur gidenler, kalan beklemekten vazgeçip gülümseyene kadar kadar

ben bu yazıyı sana yazdım

insan yalnız kalmak istediği için mi yalnız kalır yoksa gerçekten yalnız olduğu için mi? Bence kalabalıktan korktuğu için yalnız kalır. Annesini kaybeden bir ördek yavrusu gibi nereye kaçacağını, nereye saklanacağını, kime güveneceğini bilemez yalnız kalmak isteyen insan öyle değil mi? Korkar insanlardan bir kedinin köpekten korktuğu gibi kabarıverir kedinin tüyleri gibi onunda yalnız kalma istediği... Bir intihar metodudur bana göre yalnızlık sen başlatırsın, sen devam ettirirsin ve istediğin zaman bunu sonlandırabilirsin. Siz hiç gerçekten yalnız bir insan gördünüz mü? Doğrusu ben görmedim; Ayşe teyzeye rastladım geçenlerde bırakmış onu can parçam dedikleri yalnız kaldım diyor ama sadece o hissediyor bunu etrafında onca insan varken... Neden kendimizi yalnız hissediyoruz, hislerimiz o kadar kuvvetli mi? Bana göre; aslında hepimiz mutsuzluğumuzun nedenini yalnızlığa bağlamak için gelmişiz bu yaşlara. Ne zaman sevdiğimiz biri tarafından ''hoşça kal, kendine iyi bak'' cümlesine mahkum edilsek, bayramlarda, doğum günlerimizde ya da diğer özel günlerde aranmasak etrafımızdaki onca insana rağmen yalnızızdır değil mi? Ama yeter ki mutlu olalım tüm yalnızlıklarımızı unutup kocaman bir aile oluveriyoruz ertesi gün bir bakmışsın aynanın karşısında şakaklarına yağan karlar bile senin kadar yalnız değil.

ben bu yazıyı sana yazdım

Ölüm bir kurtuluş mudur yoksa korkaklık mı?
Ölüm korkaklığın insan cesaretine bürünmüş halidir.Cesaret umutsuzluğun nefreti.Ölüm korkaklığın ta kendisi.Ölüm kurtuluş mudur dedin?
Kurtuluşsa kurtulman gereken ne?
Umutsuzluk çukuru mu,o da ne? Ölüm ölüm ölüm! Zihnim bana oyunlar oynuyor,farklı senaryolar dönüyor.Bu da ne kaç çeşit ölüm var?
Savaşmak yerine her şeyini kaybetmiş yer yüzünde yaşayan ölü bedenler…Gerçekten ölmüş olamazlar,bu sadece bir kamuflaj…Hayatın gerçeklerine karşı,korkuya karşı.Korkak bir insanın yaptığı en iyi iştir saklanmak,başka ne yapabilir ki?Savaşmaya cesareti yok,kaybettiklerini kazanmaya,bulamadıklarını aramaya,kendi eliyle yaptığı hataları düzeltmeye vakti yok,neden biliyor musun? Tek tasası oturup derdine yanmak,en iyi çözüm buymuş gibi,ne garip değil mi?En gerçek ölüden hala diriliş beklemek.
Peki yanarak ölenler?
Boğularak,trafik kazası,inşaat ve daha nicesi…
Onların seçimi değildi bu,onların istediği bir kurtuluş değildi.Kurtulmaları gereken bir şey yoktu.Hayata savaş açmış;cesaret ve sevgi en büyük silahları bir bir yıkıp geçiyorlardı tüm umutsuzluk cephelerini,yara alıyorlardı elbet ama daha güçlü kalkıyorlardı ayağa ve belkide siz korkaklardan hada çok hak ediyorlardı mümkün olsaydı bir dirilişi.
…Ve ben dirilişin insan haline bürünmüş haliyim,işte buradayım tam hayatın karşısında dimdik aldığım tüm yaralara rağmen henüz pes edemem kazanmam gereken çok savaş var.Yeni başladım yarım bırakamam,bırakmam.Ölüm kurtuluş olsa bile(!) ben yaşamayı hak ediyorum.Sonumu görmek istiyorum iyi bir film olacak.Hayatın doğduğum günden beri bana getirdiklerine inat aldığım yaralara inat! Ben hala dimdik ayaktayım ve kurtuluş ne biliyor musun?
Savaşarak kazanmak.
Kazandığım gün kahkahalar içinde uğurlanmak üzere .

ben bu yazıyı sana yazdım

Unutmak istediğin birini hızla unutamazsın yavaş yavaş sindire sindire unutmalısın bir anda unuttum dersen, kandırırsan kendini bir gecenin en karanlık yalnızlığında önce gözlerine takılır sonra kalbine düşer ve senin yaptığın tek şey aklından yardım istemek olur ama hüzün bulutu çökünce o da köşesine çekilir.