bugün

kendini sevememiş bir insanım ama kendimi sende buldum.

ben beni sevmeye gerek duymadım da seni sevmek çok güzel.
Ben bu yazıyı sana yazdım, ama sana ulaştıramadım, geç kaldım. Mesafem geçmişe uzandı, ben sadece ileriye gidebilen bir acizdim tarihte. Sen öldün ya. beni, yaşamaya yalnız bıraktın ya, cehennemin ateşini benim bedduamla tadacaksın, ya da cehennem tek adresim olduğundan dolayı, seninde orada olman için yalvardım tanrıya, umarım sesim ulaşmıştır o'na, en azından komşulara ulaştığı kesin hakkımda bu suçlamayla zabıt tutulmuşken, umarım, umarım ki o'da duymuştur sesimi, eminim ki, bendeki sana olan bu tutku tanrıyı bile etkileyecektir katında.*
Not: öylesine yazı, ciddiye kapılıp da duygulanan olmasın.
beni anlayıncaya kadar ilginç bulacaksın. sonra ilgin kalmayacak.

beni çiğneyip çiğneyip yutacaksın.

bir süre sindirip sonra sıçacaksın.

bok olup gideceğim.

belki bir resim çizecek ya da şiir yazacaksın. işte sanat böyle doğdu.

hayat ne getirirse getirsin sonu hüsran ile bitecek.

beni çiğneyip çiğneyip yutacaksın.

ve yutuncaya kadar bunun adı aşk olacak.

beni ufacık parçalara ayıracaksın.
Bu gece ya da az önce bazı gerçekler resmen suratıma çarpıldı, ben zaten seni severek yasak ayvayı yemiştim oysa bir de üstüne şu yaşadıklarım gelince...
Sigarayı bıraktım.
Daha dün hem de gayet mutlu bir şekilde seni hayatıma, hayatımın neresinden alabilirim diye düşünürken bıraktım sigarayı.
Oysa şimdi yani şuan nefes alan her canlıya sarktığın gerçeğini sindirmeye çalışıyorum.
Yapamıyorum istemsiz elim sigara paketine gitti yine. içime sonsuz sıkıntıyı yine düşürdün. Beni düşürdün başımı yine yeni yeniden yere düşürdün.
Oysa her gelişin o kadar anlamlı oluyor ki elimin tersiyle itemiyorum, canını yakamıyorum.

Çırılçıplak soyunup kendi kazdığım mezara beni zilyon defa yine sokuyorsun, yasak ayvayı yedirdin bir de kalkıp gidiyorsun.
Ben bu yazıyı sana yazdım.
Eylül toparlandı gitti işte,
Ekim felan da gider bu gidişle..
*
bana yaşattığın acıları, en çok sevdiğin sana yaşatacak. o zaman geldiğinde yüzünü, ne hiss ettiğini görmek isterdim, karşına geçip nasıl acı çektiğini büyük bir keyifle izlemek.
sırf unutmak için gitmedin mi ona? ona gittiğin tarihten sonra kaç kere soluğu benim yenımda aldın? sende biliyordun istediğin o değildi hiç olmadı zaten. o senin için sadece beni unutmanı sağlayacak yeni bir başlangıç için yoldu. hakkında hayırlısını diliyorum. Mazimizden 7 sene geçti hep kaybeden ve üzülen sen oldun ne yazık ki.. onun için sakladığım aşkımı sana hiç verememiş olsam da sen de bunu en başından beri biliyor olsan da seninle aramızda hep garip bir empati oldu ne sen bana kızabildin nede ben sana.. kalplerimiz hep bir oldu birbirimize karşı.. üzüldüğünde, sevindiğinde, düşündüğünde hep hissettik bunuda geçen zaman içinde konuşmalarımızda satır aralarındahep yakaladık hep bunları.. ve senin gitmen gerekti sen bunu kafana koymuştun benim yapabileceğim hiçbirşey yoktu. ona sakladığım ona duyduğum aşkı sana hiçbir zaman veremezdim kal demek sana haksızlık olacaktı senin hayatından daha fazla çalamazdım senin bu aşktan vaz geçmen lazımdı inan seni hiç isteyerek kırmadım hep uzaklaşman hep kendi yolunu belirlemen seni gerçekten çok sevecek seni mutlu edecek birini bulmanı diledim.. ve sen gittin.. ona gittin. ilk gördüğümde kıskandım mı bilemiyorum bir garip oldum ama daha sonra mutlu oldum benden kurtulduğuna sana saedece acı verecek olan benden yeniden sevmeye cesareti olmayan, artık aşka inanmayan aşık olamayacağına inanan benden kurtulmuştun.. sonra kalp kalbe yine karşı geldi yine hissettik birbirimizi neticede konuşmalarımız yine başladı dost sıcaklığında benim için önemli olan tek nokta bu sefer kalbini kırmamaktı ve kırmadım da sonra sen yine gittin.. yıllardır seni aramadım merak etmedim tek dilediğim mutlu olmandı 4 senedir de hiç düşünmedim peki değişen ne oldu da kalp yine kalbe karşı geldi nedne rüyalarıma giriyorsun neden seni yine hissetmeye başladım.. mutsuz olmandan çok korkuyorum mutluluğu yine benden aramandan yine bir umut beslemenden çok korkuyorum..
be biz eskisi gibiyiz nede zaman ne biz diye bişey kaldı ne sen ne ben...
Selam canim.
kızmadım sana kızamıyorum
yeterki sen üzülme
ben sana hiç kıyarmıyım yani o kadar da hıyar mıyım?
hıyar dedimde aklıma geldi
yeni sevgilinle aran nasıl
oda seni benim seni çok sevdiğim gibi seviyor mu?

(bkz: aşığın şiiri)
kaç aydır duymuyorum sesini ben senin? bilmiyorum. sesin değişmiş mi onu bile fark edemiyorum. tek bildiğim özlemişim sesini. ve seni.
iliklerim, ruhum, zihnim ve içimdeki arsız şeytan öyle çok 'sen' ile dolu ki, tek istediğim tadına bulanmış halde rüyasız bir uykuya dalabilmek...
şimdiye kadar yaptıklarımız, ziyafetten önce ağzımıza birer damla bal çalmak gibiydi aslında...
ve ben karmakarışık olurum bedenim zihnimin oyunlarına alet olmak arzusuyla kıvranmaya başladığında, gözbebeklerim kararır iyice mesela...
bana nefes almak değil, nefessiz kalmak lazım...
günün ilk dakikasında ilk mesajı senden bekledim doğum günün kutlu olsun yazan ama sen yazmadın belkide hatırlamadın bile demek ki gerçekten bitmişiz artık biz bunu anladım bugün, yarında arayıp kutlucağını hiç sanmıyorum, yaşanan o kadar şeye rağmen ve telefonum elimde hala senden bir mesaj beklerken senin aklına bile gelmemesi çok üzdü beni..neyse en azından bugün kendimi üzmücem..
Diliyorum ki; gecelerin en soğuk yanı rüyalar olsun. Ne zaman uyanıp dönsem, gözlerim gözlerini görsün. izin verirsen eğer, seni bir ömür boyu sevmek istiyorum.

Geceleri yanımda uyu istiyorum. Eve geldiğinde şık kurulmuş sofralar hazırlayayım, sen tut elimi öp, ellerine sağlık de istiyorum.

Akşamları koltuğa uzanıp yan yana, hatta zor olsa da aynı koltuğa sığışıp zorla, birlikte saçma bir filmi izleyip gülelim istiyorum. Ömrümün en keyifli anıları, senin yanında yaşananlar olsun istiyorum.

Gözlerimi kapatıp gittiğimde bu dünyadan, ne yaptın orada?diye soranlara; dolu dizgin, kana kana aşık oldum demek istiyorum.

izin verirsen seni bu dünyadaki her şeyden fazla sevmek istiyorum. içinde şefkat, ihtiras, kıskançlık, aşk, tutku, hasret, mutluluk ve huzur olan bir sevgiyi ellerine vermek istiyorum.
5 yılın üzerine sebepsizce çekip gitmiş, 10 ay sonra da arayıp 'nasılsın, ne yapıyosun' diye sormuştunya, hani 'iyiyim, sen nasılsın?' demiştim. sırf kırılma diye öyle dedim. aslında 'sanane' demek istemiştim.
lan ırz düşmanı gitti alahın kaslısına amk önemli olan iç güzellik fazla kebab yediysem suc bendemı amk
28'in bizim için ne kadar önemli olduğunu biliyor olsak da bunu sana hatırlatarak sana o hazzı vermek istemedim.

edit : eksileyene ithafen: burada mısın lan yoksa?
belki de sevmiştim.
ulan hani uyumuştun. ne dolanıyon buralarda bacaklarını kırıcam senin. msglsn snrm ii gcler
o değil de hafız ne diye tam seni unutup şöyle kafamı daha hayırlı işlere yönelttiğim zamanları cımbızla seçerek bi yerden çıkıyorsun? bi sakin ol ve endeği telefondaki beleş smslerini nasılsa beleş diye savurma.
ki muhtemelen okuyor o yüzden söylemek istediğim bir şey yok hakim bey tek celsede bitsin lütfen.
keşke herşey eskisi gibi olabilse..
kim olduğunu söylersen sana söylemek istediklerim olabilir.
Sen uyuduğumu sanıyorsun ama ben entry giriyorum...
cok ozledim.