bugün

iyilik yapma. En azından insanlara yapma.
genelde anne ve babaların söylediklerinin aynıdır ve dinlenmezler.
Ben ders çalışacağıma entry giriyorum, sen ders çalışacağına bunu okuyorsun. Ders çalışmayı unutmayayım, buraya not alayım.
bitmişsin tükenmişsin hep yalanlara inanıp kendini terketmişsin. en kötü zamanlarında kendine sarılacağına en fazla hırpaladığın kendin olmuşşsun. gene de hatanı anlayıp kendine dönmüşsün. her şeye rağmen seviyorum kendimi.
Bak güzel kardeşim, ne güzel dolabını boşalttın, yeni kiyafetlere yer açıldı, sırf alışveriş için istanbul'a biletini aldın. Sen hala ne diye boş zamanını maket ve çizim yapmak yerine alışveriş merkezlerinde harcıyorsun beni de bu kadar yoruyorsun he?
--spoiler--
Asil yaşayan bir delidir.
anımsamadığı için geçmişi,
önemsemediği için geleceği yoktur.
--spoiler--
eskiler var, ama çoğu eski yerlerde eski zamanlarda...geri döndürmek istediğim zamanlar var, engellemek istediğim başlangıçlar..ama ne yazık ki yazdığım zamana bile geri dönemiyorum...
senin ben tipini sikeyim. at hırsızı gibisin lan.
kafama sıçayım bunca zaman boşa yaşamışsın lan hala da boşa yaşıyorsun pu sana...
seviyorum lan seni vallaha bak. baya yakışıklı adamsın aslında.
çalışsanda kalıyorsun derslerden çalışmasan da neyin kafasını yaşıyorsun olum sen git uyu.
10 gün sonra finallerin var beyinsiz kalk ders çalış çabala .
artık kendin için bir şeyler yapma vaktin gelmedi mi? daha ne kadar başkalarının ardını toplıcaksın?
bırak artık hepsi büyüdüler. dön de biraz kendine bak. yaşın yolun yarısı artık.
okul hayatı ardından iş hayatı akabinde başkalarının hayatları peşinde geçen bi hayat. nerede senin tamamen kendine ait hayatın? özelin nerede?
dön artık kendine mayk hayat senin sandığından da kısa. dön bak kendine artık. vakit daralıyor.
olum bir neden bul lan kendine. sap gibi kaldın ortada. hiçbir bok yemiyorsun, amacın yok, mal gibisin. tamam mutlu değilsin, üzgünsün ama yap lan bir şeyler. lütfen lan benim için, hadi bakayım. göreyim seni. öptüm.
abur cubur yeme, yemek ye adam gibi, çekirdek yiyip, kahve içerek yaşayamazsın, güveniyorum sana hadi bakim.
kimsin sen? kimsin? çık dışarı! çık!
hayatın için şu an her ne kadar öyle değilmiş gibi gelse de çok önemli bir dönüm noktasındasın. geleceğini iyi yönlendirmek için bugünlere kadar yaptıklarının üstüne birazcık daha kat , noktayı koy . elinden geleni yap ve hayırlısını iste son olarak. hep mantıkla ilerlemeye çaıştın, emek harcadın . ama yine de sınırları zorlamadın gibi sanki. her şey böyle bakmaya devam edersen iyi gidecek gibi . sana değer verenlerin kıymetini bil, kaybetmemek için onları biraz çaba harcar , buna değer . aileni ise mümkün olduğunca az kır , sinirlerine hakim ol, kafamı bozma. bazı konulara da takılıp kalma, her şey zamanı gelince. hem tersi olunca da inan ayrı stres,sıkıntı . onun dışında yalnızım, etkisiz ,sessiz kalıyorum diye düşünme öyleysen öylesin kızım senin özelliğin ya da arada oluyorsundur her gün herkesle aran iyi mi olacak? arada depresyona bağla hem iyi bilirsin ruhunu karaların dibine vurdurmayı . * mantık ve duyguları ölçülü birleştir, her sorunu çözümle kesiştir. * kendinden vazgeçme ve hiçbir zaman ümidini kesme. *
derece yaptın ama üç yıl okula gitmedin hazırlıkta tökezledin neden cünkü bir b.k olldum sandın.Bir sürü insanla çıktın sevmeden aşık olmadın belki hiç. Kendini Sevdin kendine aşık oldun.Sonra aileni terk ettin birisine sığındın sana yalanlar soyledi ama terk edemedin . Kendine yasakladığın herşeyi yaptın. Sonra döndün okula 21 hatta 22 oldun mfö den yaşın ondokuz dinliyorsun ama değilsin sınıf arkadaşların onsekız hepbirlikte halahazırlıksınız. Final haftasındasın bir bok bilmiyosun cebinde paran yok babandan istemeye utanıyosun annenin beyninde bişi var sanırım ağladın ama sen anneni sevmezdin aslında sever miydin.yine cemaattesin inanmadığın halde inanıyor gibi yapmak zorundasın . cünkü babna karsı sacma sapan bir his var içinde . ne bileyim geç artık şu sınıfı.öğren fransızcayı yapabilirsin. aptal olmadıgına emınım ama bıraz egoist ve hastasın.psikolojın üç kişilik bozuk.neyse hadı yat artık...
Evcilik oynarken öpüşürsek bebeğimiz olucağına inanırdım, anatomiden bihaber olduğumuz yıllardı.Biz zamanla biyolojiyi iyi kavradık ve aynı paralelde masumiyetimiz de kirlendi hızla.Bazen yatağımın altına geçip tornavida ve çekiçle araba tamir ettiğim günlere dönmeyi istiyorum, yine yeniden.
finallerinin başlamasına iki gün kaldı ama sen oturup uludağ sözlüğe üye olmaya çabalıyorsun devam et, finallerden sonra ebeni ziyarete gidersin artık. neyse fark etmen gereken bir şey var ki yakın bir zamanda asosyallik duvarında tuğla koyacak yer bulamayacaksın o kadar çok film izliyorsun ki hayatının neresi olduğunu karıştırmandan korkuyorum arkadaşlarınla gez dolaş telefonlarına bak en azından biraz dikkat et bebeğim, ''hayatını tek bir şeye endeksleme yeni renkler, yeni tatlar kat şekerim'' diyenlere kızma uy biraz tavsiyelerine, o kinini, o nefretini de azalt biraz artık Ezel havalarında gezme seninde hataların var kabul et, '' o son ayrıldığın çocuk var ya o hayatında yaptığın en iyi son şeydi pişman olmayacaksın, bir de kimyaya daha çok çalış bak dönemin uzuyor daha fazla uzatma, neyse umarım o kadar yırtınmana değer bu entrylerinde ileride çok başarılı bir yazar olursın haydi kendine iyi bak, hiç bir şeyide takma kafana.
ben ne lanet bi adammışım.
belki zamanın, en kötü kollarından sıyrılarak, yaşamın amaçsız hayallerine tutunmaya başlayacaktım. bedenim bunu istem dışı gerçekleştireceğini biliyordu fakat önüme sunulan kapıları görmezlikten gelmenin bir fayda sağlamayacağını hissediyordum. zaman ne de olsa hızlı bir şekilde akıyordu. zaman akarken zihnime işlediği, yaşamın hedeflerini, kurulmuş bir robot gibi yerine getirecektim. sevmediğim yaşamın peşinden bu kadar koşması deli saçması olarak kazınıyordu aklımın her köşesine. sevilmeyen işleri, sevilmeyen hayatı; o kadar derin isteyerek, elde etmeye çalışmak için peşinden koşan insanlar vardı. mecburiyet, tüm evrendeki insanların ensesine yapışmış bırakmıyordu. bu işler peşinden koşarken herkes nötralize olma yolunda ilerlemeye devam ediyordu. sevgiyi iliklerine kadar hissedemedikçe, dışarıdaki dünyayı düşmanca benimsemekte devam ediyorlardı.
bir şeyler söyleyeyim diye açıyorum ağzımı,
sustuğumda bir bakıyorum ki ortada söylediğim hiçbir şey yok.
bu gece illa bir şeyler söylemek lazım diye geçiyor içimden,
illa belli etmeli rüzgarın yönünü, susmamalı.
fakat olmuyor,
dilim düğüm düğüm,
kelimeler saklambaç oynayan küçük yaramaz çocuklar gibi bu gece.
bu gece diyorum ya,
aslında her gece öyle...
sonra düşünüyorum kendi kendime;
kime ne söyleyeceksin sanki diye.
kim dinleyecek seni,
ne fark edecek?
söylediğinde var oluyorsun, bunu düşünüyorsun.
ya sessizliğinde ne oluyor sana?
düşünme be kendim, hayat işte... her kez mi konuşuyor sanki.
hadi biraz da sus bu gece sen, sessizce dinle bakalım kim, neler söylüyor...
la bi akıllı ol la olmadık hayallerin peşinden gidiyosun, tamam çok haksızlığa uğradın ama, otur adam gibi hallet sorunlarını, değer mi yuvanı yıkmaya lan? değer mi?
sevgili iç dünyam

hep bir sıkıntı içinde kendimi sorguladım. ne yapmalıyım geleceğimle ilgili neler yapmalıyım. Hep bir çıkmazlar vardı hayatımda sonunu göremediğim ve bugünde aynı. kararsızlıklarım beni günden güne çürüten birer paslı çivi sanki. acilen aşımı bulmalıyım evet bu en yakın zamanda gerçekleşmeli.