bugün

pamuk anneannem benim özledim seni.
yorganların o kadar ağır ki, dondurucu soğuklarda üstümde birkaç ton ağırlıkla yatmak beni terletebiliyor. iyi ki varsın.
seni hiç görmemiş olmama rağmen o kadar çok özlüyorum ki... ama annemin daha çok özlediğini ve sırf senden uzakta büyüdüğü için hep yarım kaldığını biliyorum. umarım olduğun yerde çok mutlusundur... huzur içinde yat canım anneannem.
(bkz: iyi bok yedin)
arada çağrı atıyorsun ama biraz kısa kes anneannecim, arıyorsun sanıyorum. açınca da çok yazıcak diye korkuyorsun sonra.*
kızgınsın belki bana. evet, yaramaz torunundum senin. hep kızardın bana hatırlıyorum. ama herkes seni anlatıyor. herkes rüyasında seni gördüğünü söylüyor. anneanne bir kez olsun rüyama gel. seni çok özledim.
Recep ivedik misali.
(bkz: Ninöööö)
seni kaybettigimiz gün durumun farkina pek varamadigimdan üzülmemistim simdi kendime cok kiziyorum.
çocukların arasında keşke bu kadar ayrım yapmasaydın keşke.
sevgili anane,

sana hep anneanne demek isterdim ama anane dedim. kusura bakma. biliyorsun zaman çok değerli. zaten diksiyon sorunum var. affet.
anneanne lütfen işitme cihazlarını takarmısın çok büyük zorluk çekiyorum. sesim kısıldı boğazlarım faranjit oldu sana laf anlatana kadar perişanım ama sen hala kulağını terlettiği gerekçesi ile işitme cihazlarını takmıyorsun. yatağını çayımmı anneanne diyorum yok ben çay içmeyeceğim diyosun. söylediklerimizi sürekli yanlış anlayıp alınganlık yapıyorsun ya ama lütfen ya anneanne gençliğim soldu.
seni göremedim anneanne, umarım bulunduğun yer cennete benziyordur, umarım rahatın yerindedir öbür dünyada ve umarım evlatların ve dedem seni zamanında çok üzmemişlerdir. Senin eski bir fotoğrafınla büyüdüm, ben büyüdükçe fotoğraf da küçülmeye başladı zihnimde ve gittikçe daha az bakmaya başladım ve silinmeye yüz tuttu git gide. Senin hakkında annem hep çok iyi şeyler söylüyor, hangi anne kötüdür ki zaten, ama sen... sen bambaşkaymışsın anlattığına göre. iyi ki dünyaya gelmişsin de senin kadar melek bir insan olan annemi dünyaya getirmişsin, unutma sen sebeb-i varlığımsın. hoşçakal, rahat uyu...
seni çok seviyorum.

o yaptığın katmerler, yemeklerin, küçükken bana aldığın nedense hiç unutamadığım o balık kraker, kokun, gülüşün, sana dair her şey.

yok yok, ben şimdi fark ettim, hafta sonu yanındayım anneaneciğim, bekle beni. *
sen öldün ya, ben özledim seni sonra.
Anneanne sen bir meleksin. Hani ilk takma dişlerini kullandığın zamanı hatırlıyo musun çok etkileyiciydin. Dedemle ettiğin sayısız kavga ve gelen yabancı küfürler unutulmazlar arasında yer alır. Bu yazıyı gecenin bi vakti sırf sen okuyasın diye yazmadım herhalde ya da dur o yüzden yazdım ve seni çok özledim.
seni en son ne zaman gördüğümü unuttum. eksikliğini hissetmiyorum. sadece bugün, çokça aklıma geldin. sen manyak bi' kadınmışsın; hala da öylesin. yalnız kızın hiç senin gibi değil. söylesene yaparken neyinden pintilik ettin? neyse, o seni çok özledi. şimdilik bunları bil yeter.
senin yaşındakiler hala hayattalar, ve sen yoksun. bmyle bir hayatta beni sensiz bırakıp gitmek sana yakışmadı bana da sensiz kaldığım halde bunca yıldır hala nefes alıyor olabilmek yakışmadı evet biliyorum. seni her saniye çok özlüyorum, her saniye özlemin içimde çok daha fazla artıyor. benim ben olmamı sağlayan seninle çok daha fazla beraber olmalıydık. senin benim anneannem olman, benim için çok büyük bir şanstı. bu şansı o zamanlar kullanamadım özür dilerim. bunca sene sonra bile aldığım her nefeste saklısın. niye o kadar erken gittin diye sormak istiyorum sana ve neden artık rüyalarımda yoksun? çok özlüyorum lütfen gel.
bir ton hayalimiz vardı seninle gerçekletirmeye fırsat bulamadan senin çekip gittiğin. hepsi yarım. hiç birini tamamlayamadım çünkü sensiz her şey o kadar zordu ki benim için. yine de bir şeyler başardım diyebilirim ama senin torunun olarak çok da ne senin ne benim tatmin olacağımız başarılar olmadı bunlar. mesela hukuk okuyamadım ama gıda okudum, ancak hala içimde bir eksiklik var ve bunu elbet bir gün gerçekleştireceğim ve o diplomaı 50 yaşıma da gelsem elime alacağım. önünden su akan bir evim olamadı, hoş sanırım sen olmayacağın için yanımda öylebir evim de olsun istemedim pek. bir de sevgilim anneannem o çok sevdiğin saçlarım artık sarı özür dilerim
seni çok seviyorum. bekliyorum en kısa zamanda.
seni son kuruşuma kadar okutmadan ölmem demiştin. bu yüzden en çok arzu ettiğin hacca bile gidemedin, sadece hayalini kurdun. üniversiteden mezun olduğumdan 1 ay sonra aniden ayrıldın aramızdan. senin kadar fedakar olabilecek miyim bilmiyorum, senin kadar sevilecek miyim şu dünyada. çünkü ben seni tarifsizce seviyorum, rahat uyu meleğim.
senin için cimri derlerdi.
biriktirdiğin o kadar mirasın akıbeti nasıl oldu biliyor musun.
kırkın çıktıktan sonra dedem kendinden 30-35 yaş genç bir dul kadın aldı.
sonra bir arsa üstüne tapulattı.
sonra dedemde vefat etti, tabi bu sıralarda cici anneannem hamileydi.
sonra bir kızı oldu cici anneannem senin adını verdi.
sonra bir kaç miras davası oldu.
dayılarımla, annem, teyzemler, ciciannem, küçük teyzem hepsi bunu nasıl yiyeceğini düşünüyorlar.
sen yemedin ya, eğer orada öyle bir imkanın varsa bari üstüne bir bardak su iç.

neyse severdim seni be anneanne neden böyle erkenden gittin?
anneanneciğim ya seni çok uzun zamandır göremiyorum aşkım ya nerden çıktı bu taşınma işi gelmişsin bilmem kaç yaşına hastasın da zaten gittin ellere kıyamam sana bebişim ya dedeme söyle sana iyi baksın aşkitom çok özlüyorum seni öyle böyle değil annem zaten dargın sana yaşlanıp gittiğin için keşke gençken kalıp yaşlıyken çocuğunun torununun yanına dönseydin keşke olmuoyr böyle ayrı gayrı özlem tavan yani aşkım tontişim seni çok seviyorumuck.
Anneannecim o güzel yemeklerini özledim senin.Tontiş yanaklarını öpüp, sıkmak istiyorum çabucak.Ama az kaldı bayramda geliyoruz.Balkonda yatmaya ortağın geliyor yine.Sen sakız çiğnerken yine karşına geçip kahkaha atmak istiyorum.Seni kocaman öpüyorum.
oy yerim ben seni.
(bkz: huzur içinde yat)
beni görmeden gitme dedin, gittim.
pişmanım şimdi ya geldiğimde sen olmazsan diye.
bi sus allaaaisen.