bugün

kadın ve erkek bekareti arasındaki fark ancak kadınların oturarak, erkeklerin de ayakta işemesi kadar önemli anatomik bir fark. gerisi, orhan veli'nin taka olması tekne olması kadar yalan. ya da yalan olmasa bile artık fiziksel değil, zihinsel.

bazı ana başlıkları;
- sevgilimin ilk mal sahibi miyim? olmalı mıyım?
- sevgilimin benden önce seviştiği insanlar beni ve dolayısıyla ilişkimizi gölgede bırakabilir mi? bu durumda benim ilişkideki "egemenliğim" ne olur?
- benden önce sevişmiş olan sevgilim benden sonra da sevişebilir mi? sevişirse, neden? sevgilimin benden sonra da sevişmesi durumunda ben hayatım boyunca kendimi başarısız bir sevişgen olarak mı görürüm? bunu atlatabilir miyim?
- arkadaşlar ne der?
şeklinde olan bir kendine güven sorunu.

bekaret temelli namus kavramı ise kafadaki bu karışıklık için uygun bir kılıf. kafa siken güvensizliğe karşı bir nevi toplumsal prezervatif.
fazla abartılan türkiye'de sadece lafta kalan bir kavram.
Klasik Sözlük edebiyatının en çok işlediği konular arasındadır.
bekaret nedir. doğumdan evlenene kadar gözün gibi bakılması gereken,bayanların kutsal hazinesidir. kına gecesi yapılır düğün yapılır baban beline bağlar kırmızı kuşağını ve yollar seni odaya. hoca,sen ve kocanın olduğu odada dualar okunur askere yollanır gibi. sonrasında da gel de seviş. şimdi olayın pek çok boyutu var herkes görmüş geçirmiş az çok duymuş bir şeyler. bekaret önemlidir değildir bla bla bla.
öyle bir sorunsal haline getirilmiş ki bekaretini kaybeden insanlar çoğu zaman olmasa da intihara yelteniyorlar. madem bu kadar önemli bu bekaret neden bozuyorsunuz. bozmayın bırakın hayatın sonuna kadar kalsın o mükemmel önemli hazine.
buyrun burdan yakın bir de. madem bu kadınlara bozulsun diye verildi neden devlet izni ile bozulmalı imam nikahı ile bozulmalı. mantıklı olan birbirini seven iki insanın şartlar olgunlaşmışken beraber olması mıdır yoksa yıllardır içindeki azgınlığı saklamış, porno filmlerden öğrenilenlerle gerdek gecesi yaşanan yaşatılan olay-olaylar mıdır.
ha bir de sağlık boyutu varmış olayın erken yaşta cinsellik rahim ağzı kanserine yol açıyormuş.bak baaak.allah hem kadınları bekaret gibi bir şeyi korumakla görevlendirdi üstelik bunu cezasını bile verdi. kanser. var bunda bir şey. deeee... peki görücü usulu 13 yaşında evlendirilip her yıl bir iki çocuk yapanlar ne olacak. böyle böyle uzar gider bu muhabbet. dinsel, toplumsal, bireysel açıdan; onlarca açıdan bakılabilir bu olaya ama birazda insaflı ve mantıklı olmak çok da zor olmasa gerek.
(bkz: bereket)
küçük kaygan deliğin sözüm ona takdir namesi.insanların atomu parçalayıp içine bade koyduğu,uzaya tatile gittiği küçük global köyümüzde, biz doğu toplumlarının hala bekareti silah ve kan davası işliğinde tartışmak üzücü.
öyle bir tabu haline gelmiş ki geçmişten gelen gerdek gecesinde çarşafın kan olması ve dışarıya bir gösteriş (bkz: bakire kız aldım) yapılabilmesi için bacak yada kolun küçük kesiklerle kanatılması gerekli hale gelmekte..
(bkz: bakire olmayan kızla evlilikte başa gelenler)
tanım: bekaret hazine değildir. hediye değildir. verilecek bir şey hiç değildir. sadece fiziksel bir durumdur.

tabi bu bana göre. bunun tersini düşünen kişilerin bunu düşünme özgürlüklerine saygı duymakla beraber düşüncelerinden tiksiniyorum ama o ayrı.
bilimsel olarak koruyucu özelliğinin olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi yoktur. Koruyucu özelliği var denilse de delikli yapıda olması nedeniyle bu tez çürümüş olur. toplumlara ataerkillik sağlamıştır. varken yararı olmayan kızlık zarı yokken de yarar sağlamamakta yada zarar vermemektedir bu yüzden önemi olmaması gereken bir kılcal damarlar topluluğudur. bekarette kızlık zarı varken değil onu kaybettikten sonra düşünülmesi gereken iffetle doğru orantılı bir toplum oluşumudr.
Bir çok kadın için, bekaretini kime teslim ettiğinden daha çok ilk kez kiminle sevişirken orgazm olduğuyla ilgilenir. Derdi günü zar olan arkadaşlar "ne kadar çok kızın bekaretini bozdum" ile değil de "ne kadar çok kadın 'sen bambaşkaymışsın' dedi" diye övünseler daha iyi olur aslında.

Hatta çok kadın bekaretini bozan erkeği "amına kodumun bamya pipilisi, ilk sevişmemi tam bir hayal kırıklığına dönüştürdü" diye anmaktadır. Belki benim kadar küfürlü değil, ama özü böyle.
dış kapının dış mandalı biçiminde de yorumlanmasında bir sakınca yoktur.
hakkında her kesimden bu kadar bik bik edilmesine anlam verilemeyen. kadın vücudunda doğuştan gelen bir özellik değil mi bekaret, kızlık zarı? sahibi belli işte. isteyen istediğine patlattırır, istediğinde gider diktirir.
o değil de, yine de insanların tavşanlar gibi sağda solda skişmelerini engelleyen nedenlerden biridir bekaret ve onunla ilgili korkular, endişeler,toplumsal baskılar falan.
kutsal kelimedir.
şimdi sen erkek olsan senden önce içine kaç kişinin girdiğini bilmediğin bir kadın yüreğine sinermi? sakın bana yok erkeklerde evlilik öncesi bir sürü insanla yatıyo falan diye çıkmayın, yaradılışlar farklı, bedenler fıtratlar farklı... tövbe haşa iki cinsi yaratan allah kadına koyduğu zarı erkeğe koymayı bilmiyormuydu? ilk önce kadın neden böyle bir zarla doğuyo onu düşünmek lazım. gerici yobaz değilim, bakire olmayan kadınla evlenmem de demiyorum ama bekaret denilen şey de, öyle ''amaaaan verdim gitti'' denilecek kadar ucuz birşey değil... anladınmı yeğen
en kötü ihtimalle, nikah ardından kaybedilecektir.
kızların kadınlığa geçiş kapısı.
sözlük aleminde hakkında en çok entry girilen, başlık açılan, tartışılan hede.
paradoksa neden olur.

tabii bu paradoksa sebep olan sadece bekaret değil, bekaret karşısındaki erkek tavrıdır aynı zamanda.

erkek, sevdiği bir kız ya da kadınla sevişmek ister. bir kadın olsaydım, kadının bu konudaki fikrini de paylaşabilirdim elbette. sevgilisi kendisi ile sevişmediği için "abazan kaldım, vermiyo yavv" diye ağlayan kim? erkekler.

erkek, evlendiği bir kadınla ilk gecesini yaşayacak. o da ne? kan gelmedi. "sen orospusun, namussuzsun, ben seni karım olarak kabul edemem" diyen ve o kadını ya terkeden ya da öldüren (öldürten) kim? erkekler.

sanırım biz erkekler bu bekaret mevzusunu dert etmesek, belkide içten içe sevdiği adamla sevişmek istemesine rağmen sevişmemek zorunda olan kızlar sevişecek. sevgilisi ile evlilik yapma olasılığı %100 olmadığı için ve o malum gecede kocası olacak adamın istediği kanı verebilmek ve ailesini mahçup etmemek için, içinden gelen birçok şeye mani oluyor belkide bu kızlar.

abazan kaldım diye ağlamak ve namus timsali olarak kadın boşamak ya da öldürmek. işte çelişkili ruh halimiz.
(bkz: duhule musait olmamak)
herkesin kafaya fazlaca taktığı mesele size ne kardeşim isteyen istediğini yapar karışmak ne sana kalmış ne de bana. namus kavramını bekaretle bağdaştıran zihniyetin taa aq. *
evlenmeden olmaz denilip en fazla 2 sene sonra kaybedilen ünvan.
aslında başına gelmeden yapılacak yorumların ''bekara karı boşamak kolaydır'' sözü ile açıklanabilecek durumdur...''çağdışı'',''çağiçi'',''önemli'',''önemsiz'' kelimeleri tek başına kullanınca anlamsızdır başınıza gelince o cümleler daha da ağırlaşır..!!
izmir'de ergenliğe girildiği anda kaybedilir.
en başta şunu söyleyeyim. kim istemez bakire biriyle evlenmek yada sevdiğinin bakire olmasını yada kız kardeşinin ?
bunun sözlükte bukadar yazılıp çizilmesinin sebepleri şunlardır aslında.
yok efendim namusu bacak arasında arayanlarmış yok efendim yobazmış yok efendim orospuymuş yok efendim her türlüsünü yapıp hala bakire olanlarmış.. yok efendim o zarın asıl görevi yumurtalıkları korumakmış ta zikerler işte öyle zarı da yumurtalığıda.. vıt vıt ta vıt vıt.

1. si sanane ? şuan bana ne de aslında .

2 ana başlık altında toplarsak. erkek ve kadın.

erkek ;

bukadar bunu sorun edip yazıp çiziyorsa " bunlar bide evlenebiliyor " gibisinden bunu alan gavattır derecesinde haykıranlar;
bunların başından bekaretle ilgili olayların geçtiği aşikar. nedir efendim bunlar;
ya beraber olduğu sevgilisi bunu terketmiştir ki kızın ilk yaşadığı cinsellik bu adamladır. adamınn kuyruk acısına sözlükte çırpınmasıdır.
ya evlendiği kadın bakire değildir yada çok sevdiği kız bakire değildir o da diğer gruba saldırır yobazlar çağdışı kalmışlar namus orda değil beyinde diye.
ya da kız kardeşi ablası bu durumdadır yine bağırır çağırır çağdışı yobazlar diye.
erkekte durum aşağı yukarı böyleyken kadında ki duruma bakalım.

kadın ;

bekaretin sorun olduğunu sorun eden kadının veya genc kızın da ;

1. si ya kendisi bakire değildir ki bu orospu olduğunu göstermez tecavüzü var bunun 1 şerefsize inanmışlığı var bunun. vıt vıt ta vıt vıt ..
2. si ya kızı veya kardeşi bakire değildir.
3. sü yada sevişecektir ama yapamıyordur sinirlidir sırf bu yüzden.
aslında onlara kalsa * bu bir başbelası.

bu çok uzun oldu özeti olsa iyi olurdu diyenlere :

özet :
aslında bunu sorundan öteye çirkefliğe döken erkeklerin bir taraflarının bekaretten yana ezik olmaları.
hanımların ise bunu sorun eden erkeklerden yana sorunlu olmaları.

özetin özeti : size ne bize ne a.q.

(bkz: ucu bize dokunmayan penis bin yıl yaşasın)

tembih : daha da bekaret ile ilgili yaralarınızı sol framede çeşitli yollarla dile getirmeyin dile getirdikçe unutamazsınız. * *
işin garip tarafı son zamanlarda genç kızlarımız " fazlalık lan bu ne gerek var yırtalım gitsin. "savunuculuğuyla feminist kadın olma yolunda ısınma turları atıyorlar.
belirtmek isterim ki; kocanız her ne kadar mezhebi geniş bir adam olsada sikilmemiş kadın kendisine düşsün istiyor bu durumda duygu asena'nın allahı gelse size bu konuda yardımcı olamıyor.
bacak aranızda dursun lan, ağır, yekün bi bok değil, tüy kadar hafif bir zar ama o hafiflik yok olunca sizler hafif kadın statüsünde değerlendiriliyorsunuz.
fuck bady olmak için çok küçük yaşınız, memeleriniz, ayaklarınız ve bence aklınız var.büyüyünce hepsinden olursunuz sabredin.

sanki hepiniz her sabah pap'da içkisini yudumlamadan işe gitmyene lord dölüsünüz ve bir bekaret gereklidir dediğinde mangaldaki külü yalayıp yuutuyorsunuz .kızlık zarı bir namus ölçeği değil deyip kadın doğum masasında soluğu alıyorsunuz. maden öyle yırttığın zar'ın arkasında duracaksın küçük fettan.
fiziki bekaret "şekilci" ve "yüzeysel" insanlar içindir.
Asıl bekaret ruhun derinliklerindedir.Öyle ki bir fahişenin ruhu bakire olabilir,zarı el değmemiş bir bakirenin ruhu orospu olabilir.Bunu kimse bilemez.
"şekille kafayı bozmuş,manayı kaybetmişsin." insanları vardır bunlar ;

kağıt üzerinde yazan müslümandırlar.günde 5 defa yat kalk,ramazanda oruç tut yeterlidir müslüman olmak için.Kara çarşafın içine girdi mi bir kadın,en temiz insandır onlar için.O çarşafın içinde ki ne düşünür,hiç mühim değildir.Erkeklik şekille olur bunlar için,palto giyip sakal bırakmışsan delikanlısındır bunların gözünde.Kılda tüyde yürek arar bunlar.Ve aynı tipler ne yazdığını bile bilmedikleri bir kitabı hiç bilmedikleri bir dilde baştan sana okuyup sonra da oh oh ben hamdım,piştim artık diyebilirler.

böylelerini gördüğünüz zaman mevlananın dediği gibi sessiz olmak gerekir kitap gibi.

"Cahil kimseyle tartışırken kitap gibi sessiz ol." Mevlana Celaleddin Rumi