Bir efsanedir.
Türk dizi tarihindeki en iyi dizidir.

Senaryo, oyunculuk, göndermeler ve özgünlük konusunda dünyada da üst sıraları zorlar.

75. bölümün başlangıç sahnesi dialoglar muhteşemdi.

Şuan gözlerim doluyor bu sezon bu dizi bitecek ve ben çoktan eski bölümleri 4-5 kez izledim ve herşeyi ezbere biliyorum.

Kitaplarınıda okudum ama Emrah Serbes'in götü kalktığı için 3. kitabı yazmayacaktır.

(bkz: Ağlamak istiyorum sözlük)
75. bölümün başlangıç sahnesi Quentin Tarantino çakmasıdır. aynı giriş muhabbetleri 94 yapımı ucuz roman ve 92 yapımı Reservoir Dogs filmlerinde görülebilir. *
o değil de diziye yeni katılan o ciks elemanda açığa çıkmamış bir psikopatlık seziyorum. geçmişten gelen bir yarası var ama daha çözemedim. ilerleyen bölümlerde ortalığın amına koyma potansiyeli yüksek.
konuk oyuncuların katkısıyla harika bir 75. bölüme imza atmış dizi.
hakim mesleğini icra eden otoriter bir babaya sahip intikamcı bir doktoru konu alan bölümlere sahip olacak dizidir.
son iki bölümünü izleyemediğim dizi

inşallah fırsat bulursam akşama iç edeceğim..
kızılay'da gözaltına aldıkları elemanı, ankamall’ın yanındaki emniyet binasına götürmek için aşti’yi dolanıyorlar.

ne de olsa benzin parası devletten. gezin a.k.
o bu değilde bu adam ne zaman telefonunu şarj ediyor? sabah telefon sesiyle uyanıyor, telefon cepten çıkıyor, yani şarj edilmiyor. e ne zaman ediyor o zaman a.k. ?
--spoiler--

75. bölüm'de serdar orçin'in konuk olması güzel oldu. hele girişteki tolstoy çehov muhabbeti katıla katıla gülmeme neden oldu. http://www.youtube.com/watch?v=U-dl-FUK2xQ

onun dışında edayla harunun ilişkisi oldukça keyifli bir hal aldı. eda tatlı yapıcam hangisini yapıyım diye sorduğunda harunun delirip ne tatlısı benim sorunum aşırı enerji zaten demesi neydi öyle

kel kafalı uyuz savcının arada bir ortaya çıkması can sıkıyor. sonra yeni elemanın birden diziye katılması sonra behzatın gözüne girmesi delikanlı çocuk selim gibi değil falan demesi dikkat edilecek noktalar. bu çocuk ekibe girince bi işler karıştırabilir söylemedi demeyin.

sonra behzatın keş ablamızın evinde deri çeketini yorgan olarak kullanıp kalmasıda bölümün gülümseten taraflarından oldu.

ortalama güzle bir bölümdü efenim.

--spoiler--
detaylarına inceliklerine hasta olduğumuz dizi.
yahu bir dizi düşünün ki bölüm isimlerinden bile kalite, karizma aksın. işte o dizi, behzat ç.

misal; behzat amirin en sevdiği arkadaşlarından biri tekin'in öldüğü bölümün adı; tekinsiz yollar..
güzel bir bölümdü.
konuk oyuncuyu görünce nerden bilmem şu aklıma geldi.
http://inciswf.com/1296743538.swf
serdar orçin, nejat işler, erdal beşikçi oğlu.

farkına kimse mi varmıyor bilmiyorum ama ufaktan barda filminin ekibini topluyorlar bu yana doğru.

ne yalan söyliyim hakan boyav'da çok yakışır bu diziye.
Süper bir dizi, polisiye olarak gerçekleri gösteren bir dizi. Behzat Ç. Emrah Serbes'in aynı isimli romanından esinlenerek hazırlanmış Türk polisiye televizyon dizisidir. Oyuncu kadrosu güzel bir dizidir.
geçen sezon kadın cinayetleri ve bu sezon çocuklara yapılan işkenceyi konu edinen dizi. gerçekten türk halkının bağlı olmasını, sevgisini hak eden dizi.

ayrıca; behzat amir nerede bira içileceğini iyi biliyor. anıtkabir manzarasına karşı içerek her zaman olduğu gibi yine inceden mesajları vermektedir.
seni bulacam olum repliğiyle gönüllerde yer edinmiş gökhan yıkılkan’ın dahil olduğu dizi.

arkadaş ruh hali bozuk bir elemanı canlandırıyor.
serdar orçin'in * ve adli tıp hademesi kankasının diziye girişi diziye yeni bir atraksiyon katmıştır. zeki demirkubuz'un gözbebeklerinden olan orçin'in oyunculuğuna diyecek yok zaten.
ankara halkındaki pisikolojik travmayı yansıtan güzide dizim, evet alayımız inceden pisikopatız, her an elimize bıçak alıp hasmımızın bi yerine sokabiliriz. hasta olmasak o adamı bilmem kaç kere niye seçek. ankara'da ki pisikologların yakın zamanda paraya para demeyeceklerine eminim.
gelmiş geçmiş en iyi polisiyedir. erdal beşikçioğlu da bu ülkedeki en iyi 10 aktörden biridir. aynı zamanda bir delinin hatıra defteri'nde de oynar tek başına ve hakkını fazlasıyla verir. bilet bulamıyodum en sonunda buldum ben de zar zor. satışa çıktıktan 2 saat sonra tükenen bi biletten bahsediyoruz. o yüzden büyük şans.
(bkz: saçma sapan konuşma la)
75. bölümde gökhan yıkılkan'ın katkısı süper olmuştur.
artık eskisi gibi olmuyor. süre az diye ne o saçma muhabbetlere tanık olabiliyoruz ne de akbaba'nın amirimin absürt takıldığı sahnelere.
bu açığı gidermek için son bölümde ikide bir meyhanede toplandılar sohbet sohbet değildi ki! neşet baba'ya bile ayıp amk.
hayaletin aşkları vardı la. hala yazdığı mektubu, bahçada yeşil çayırı açıp dinliyoruz bıkmadan usanmadan. hayalete birini bulun olm.
bir de gıcık olduğum nokta rtük'e karşı, dik duruyoruz mesajı vericez diye eda ile harun'u fuckbuddy yaptınız la ayıp. gerçi daha mevzuya giremediler ama gittiğiniz yol, yol değil la.
bunu alın amirimi verin bize amk!
75.bölümden çıkarttığım kadarıyla muzo'nun barbarosa yazdığı dizidir.
barbaros ve kankasının son bölümdeki katkıları ile daha çok zeki demirkubuz filmlerini andırmış şahane dizimiz. serdar orçin görüp demirkubuz'u hatırlamamak ne mümkün . hele bir de rus yazar geyikleri açıldı tamam oldu her şey.

edit: de ayrı
her türlü derde deva gelen dizi. arkadaş insan behzat'ın hallerini gördükçe kendi sıkıntısını derdini unutuyor.

- başkaları zarar vermesin diye sen zarar vereceksin yani baba...
bu bölüm tam olarak şizofrene bağlayan amirimdir kendileri.
birgün pislikten ölecek demedi demeyin.
bu bölümde de lezbiyenleri konu aldı amirim.