bugün

54. bölümünde sunanın bacağının gözüktüğü dizi. sırf o sahneyi izlemek için internette ileri geri sarıyorum o sahneyi. veterinermiş, ılgınmış mılgınmış bu bölüme damga vuran olay odur. katil matil ama hatun daş daş.

ccc suna reis ccc
bok gibi geçen bir gün sonrası tahsinin hareketi beni benden aldı. nedir o yav uzun zamandır böyle gülmemiştim.

suna behzat yakalayacak kızım seni, yakalasın da çok feci kıskanıyorum zaten. aslında şule ve ılgını da.

domatesli kaşarlı tost olsa da yesek.

hayaletcan sen mi zekiciğim mi her ne zıkkımsa ağlattınız lan beni
bu kesik parmak cinayetlerinin bu kadar uzaması nedeniyle, biz müdavimlerine geçen seneyi mumla, özlemle aratan dizi. umarım sonunu güzel bir kurguyla bağlarlar.
behzat ç seni kalbime gömdüm filmindeki behzat ç ve ekibinin emniyetteki yeni arabayı piç ettikleri sahnenin bugünkü bölümünde boy gösterdiği dizi.
tahsin müdürümün haruna yaptığı ile litaratüre yeni bir makara muhabbet kazandırmış, bizide ekran başında yarmıştır.*
tahsin müdürümüzün performansıyla ev ahalisini kahkahaya boğdurmuş bölümdür, babadan gelen yorum "haaaahh tahsin de çıktı yoldan, çok dayandı çok"
kesik parmak cinayetini gerçekten çok uzattılar. bir olayın çözülmesi bu kadar zor olmamalı, behzat amirimi iyice zekasız birisi yerine koymaya başladılar. en fazla bir bölüm sonra çözülüyor olması gerekiyor artık. suna komiser elini kolunu sallaya sallaya hastaneye giriyor, tabi bunu gören kimse yok, hastanede kamera yok, hatta hastaneyi gören civarda herhangi bir kamera da yok. ondan önceki yaşanan olaylarda şahısların bulunduğu çevrelerde görgü tanığı arama yok. artık bunlar normal gelmiyor, olaydan ziyade olayın çözülemiyor olması can sıkmaya başladı.
Hayrettin tarafından yapılan bir de çakması vardır.

(bkz: Hayrettin Ç)
kesik parmak cinayetlerinden sıkıldık sıkıldık diyoruz ama bence emin olun, bu işin sonunda yine oha diyeceğiz. ulan o kadar eleştiriyosunuz da, kimse çıkıp demiyor; arkadaş ne bekliyorsunuz, her bölüm ayrı bi sezon finali mi olacaktı diye. daha dizi bitmeden akıllı eleştirmen sözlükçülerimiz yorum yapıyorlar. çok zekiler ya, hemen olayları çözüp çözüp yolluyorlar. mesela versen ellerine dizinin yönetmenliğini, behzat ç'nin alasını yazarlar, çekerler. ercüment ercüment diyorlar. ulan ercüment de olsa, sıktı artık ercüment olayı, nasıl polissin yakala artık ercüment'i dersiniz. size yaranılmaz.
--spoiler--
tamam suna bir polis olduğu için odanın içine rahatça girip çıkabiliyor. hastane güvenliği buna bir şey diyemez. ama adamı öldürmesi yaklaşık 30 saniye sürse, o saniyeler içinde bir tane mi güvenlik kamerasının başında herif olmaz? hadi diyelim bir herif vardı, ama kameraları siklemeden ossura ossura uyuyordu. böyle olsa bile önümüzdeki bölüm behzat reyiz o güvenlik kamerasından suna'yı bulmalı. zaten bölümün sonunda çok sikici bir bakış attı ama. suna'nın da önceden kameralara bir el atmış, işini sağlama almış olma ihtimali var. ki umarım o ihtimal pörsür, ve suna kıskıvrak yakalanır -hep bu cümleyi kullanmak istemişimdir-. zira biz artık memduh başgan'a ve bu şule denen yavşakla behzat'ın nasıl bu kadar rahatça takıldığına cevap bulmak istiyoruz. hatta ercü'de gelse çoh iyi olur, çoh da güzel olur vesselam.
--spoiler--
eğer gelecek bölümde o kadar kişi hastanenin güvenlik kamerasına bakmayı akıl etmezse dizinin bozduğundan şüphe ederim. bi de sürekli babalar evlatları için cinayet işliyor konulu cinayetler görüyoruz*, bence bu tarzı değiştirsinler daha komplike cinayetler olsun, izlediğim ender dizilerden hevesimi kaçırmayın n'olur.
dün akşamki bölüm itibariyle gördük ki hayaletin telefonu samsung e250 imiş ayrıca şu gazeteci kız hani ılgının arkadaşı olan o kız bir yerlerden memduh başgan'a çıkabilir, izleyelim görelim. ayrıca şu suna (bkz: mine tugay) taş ki hemde ne taş yav.
hastane numune hastanesi idi. numune hastanesinde de her katta kamera olacağını zannetmiyorum. hele ki odalarda hiç kamera yoktur. kamera olayına çok takılmayın. ankara numune hastanesine gittiler. zira bir önceki bölümde behzatı arayıp numune hastanesine gelin demişti.
sanki özel olarak yazılmış bir bölüm izledik. öyle şeyler olduki dizide, bi ara hangi cinayetle uğraştıklarını unuttum izlediğim esnada. harikaydı, tek kelime ile acaip keyif aldım.

* bölüm başında akbabuş-köpek muhabbeti neydi öyle ya. çekil la diye köpeği atması süperdi.hele harun cevdeti köpeğe itip bide açıklama yapmıyor mu: "cevdet'i kovalarsa çeker gider dedim amirim" sen ne yiyip ne için evladım, öldüm bittim ya.
* harun'u köpek ısırdığı sahne, çok bombaydı. hafif bir recep ivedik havası estirsede. ben yinede kuduz aşısı yaptırcam, yada hani o lan acaba kuduz mu oluyorum triplerine girmesi çok başarılı idi. çok güldüm oralara.
* gene harun'un papağan sorgulama sahnesi. ankaragücü dedirtmeye çalışması çok komikti ya.
* aziz komserin bildiğin o siması tripleri, tahsin ve esra'ya olan yalakalığı. lan behzat'çılığı çok harika idi ya. aziz komser hep olsun ya, keşke torunuda olaydı bu bölümde. bi "dede cins misin?" çekeydi keyfimden yerimde duramazdım çayırı görmüş buzağı gibi tepinirdim heral.
* hele şevket'in tripleri oğluyla konuşurken. "ulan biz seni bu kadar geniş olasın diye mi yetiştirdik" cevdet bu bölümün en önemli unsurlarından biri idi.
* hele hayalet, hele hayalet. adamın dibi ya, şu dizideki en sevdiğim karekter kesinlikle. hem inanç konukçunun muhteşem oyunculuğu ile birleşince bir başka oluyor. ılgın'a neden ulaşmadığını ne kadar basit ve derin anlattı. yani herkesin bir rolü var, bizimde rolümüz bu. bazı sözler bazen insanın ağzından çıkamaz, söyleyemezsin. aklından binlerce şey geçer, içinde kocaman olan duyguyu o bir kaç kelimeye sığdıramazsın denersin kem küm çıkar ağzından, istersin ama indirgeyemezsin. işte hayalet bildiğin bunu yaşadı. yazdıklarımın daha iyilerini yazan olmuştur, söyleyeceklerimin daha iyisinide söyleyen. (hatun mevzusunda bu dizide akbabuş ve hayalet çok derin iki insan o kadar)
* tahsin ve sinema filmi vurgusuda fena değildi.
* bu bölümde suna bile ekranda bir gözüme oturdu diyebilirim.

sonuç olarak inanılmaz güzel bir bölüm izlediğimi düşünüyorum. dizi mantığı kafanı boşaltma ertesi güne daha bir rahat başlama mantığından hareketle sunulur diye biliyorum. inan gizli kamera felan sikimde değil.
kendisine büyük ev den çıldırmıycam şarkısını ithaf ediyorum.
adamım hayalet içimizi burkmuştur. ılgın ın arabasından inip gittiği sahne de, bütün dikiz aynalarından sırayla takip etmesi yok mu? gözlerim doldu sözlük. sen çok "mühim" adamsın hayalet.
gecenin 3'ünde uykusuzluktan geberen bünyeleri dahi izlettirmeyi başaran nadir dizilerdendir.
ilk defa zevk alarak izlediğim türk polisiye dizisi. beni bazen gülme krizlerine sokan yegane dizi.

Harun: amirim ne oldu?
Behzat: Tekin'in kızını kaçırmış memduh başkan.
Harun: vay orospu çocuğu..
Behzat: heeee.
son bölümde hayaletin ılgını hayal ederkenki sahnede fonda çalan zeki müren şarkısı olaya daha başka bir hava katmıştır, içimiz burkmuştur.

edit: http://www.youtube.com/watch?v=SwZ9htv2tDI
(bkz: behçet za)
annne baba oğul ve kutsal ruhla birlikte oturup izlenilecek bir dizi.
(bkz: O nasıl bi laftı lan at ağızlı!)
54. bölümde 15:22'de maktül gözlerini kırpıyor. zaman darlığında çekilen dizi olduğunu ve tv'deki en kaliteli dizi düşünürsek bu özensizlik tolere edilebilir.
http://www.youtube.com/wa...rEJfg&feature=related
edit:15:28 de yine bariz şekilde maktülümüz gözlerini kırpıyor.
görsel
gayet güzel ilerleyen dizi. the sakin olun ya. şu an pilli bebek - olsun albümünü de çakmışım ki süper.
Erdal Beşikçiogluna en yakışan rol, nede olsa angaralı.