bugün

sekiz yaşından beri kör olan iranlı bir profesörü anlatıyor. insan hayatını da anlatıyor film aslında. doğumu ve ölümü gözlerimizin gözünden izleyiciye yaşatıyor. mükemmel bir film. üzerinde saatlerce konuşulabilir. satırlarca yazılabilir.
en iyi iran filmlerinden. Mohammad Amir Naji ve Parviz Parastui harika oyunculuklarıyla filmi alıp götürmüş.
Kamal Tabrizi'nin yönettiği, majid majidi'nin senaristliğini yaptığı iran filmidir. bazı sözlük yazarı dostlar, büyük bir hata yaparak majidi filmi olarak tanımlamışlar.
Suan trt1de oynayan izlenilesi film.
majid majidinin cennetin renkleri ile cennetin çocukları filmlerine göre biraz daha sönük kalan 2005 yapımı filmi. majidinin körlük ve görmeyle ilgili bir sorunu olduğunu iyiden iyiye göstermiş filmdir. filmde dikkatimi çeken en önemli nokta, yusuf un gözleri açıldığında ve en son sahnede mesnevi notunu tekrar okurken ekrandan geçen karınca imgesi. bana göre karınca kendinden büyük yemi taşıyarak "allah, insana kaldıramayacağı yük yüklemez" mesajı verilmek istenmiş. ayrıca majidi, cevizci amca murtaza efendiye türkçe türkü söyleterek türkiye ye selamıda çakmıştır. eyvallahı var hani...
bir majid majidi filmi. (bkz: beed-e majnoon)
iranlı ünlü yönetmen majid majidi'nin 2005 yapımı filmi. son yılların en sarsıcı dramalarından biri. filmin ilk bölümü o kadar dramatik ki, özlellikle havaalanı sahnesini izleyip de gözleri yaşarmayan insan var mıdır bilmem. parviz parastui mükemmel bir oyuculuk sergilemiştir. allah ve kul arasındaki güçlü bağı, takvayı, şükürü ve isyankarlığı, nankörlüğü ve kaybetmeyi, en sonunda hayata tekrar tutunmayı şiirsel bir dille anlatmıştır. iran filmlerini sevenler için kaçırılmayacak bir film.

--spoiler--
gözleri görmeyen edebiyat profesörü yusuf beynindeki tümörü tedavi ettirmek için fransa'ye gider. tahliller sırasında kornea nakliyle gözlerinin açılması imkanının bulunduğu anlaşılır. kornea nakli yapılır ve bir süre sonra gözleri görmeye başlar. tekrar tahrana döndüğünde hayatı boyunca hiç göremediği karısını, annesini çocuklarını, dostlarını görebilmektedir artık. ancak bunca yıl inşa ettiği değerleri, takvası ve sevinci değişmeye başlamıştır. dünyanın süsü püsü başını döndürmüştür. isyankar ve beklentileri artmış bir ruh haliyle mutsuz olmaya başlamıştır. hayatını, bunca yıl kendisine şefkatle ve sabırla yardım eden karısını beğenmemiş, akrabası olan peri adlı çok güzel bir genç kıza tutulmuştur. artık ailesi yıkılmak üzeredir. annesiyle de bozuşur ve yalnız kalır. hayatı savrulmakta isyankarlığı artmaktadır. bu krizlerin birinde tekrar gözlerini kaybeder.
--spoiler--

yusuf'un annesini ilk kez gördüğü meşhur havaalanı sahnesi. http://www.youtube.com/watch?v=bzRpvUjdjy0
asıl adı "beed-e majnoon" olan 2005 yılı yapımı yönetmen majid majidi'nin hem yazdığı hem de yönettiği muhteşem bir drama. filmde ön planda anlatılan hikayenin arkasında kader sorgulaması yapılmaktadır.

konusu kabaca şöyle;

8 yaşında geçirdiği bir kazadan dolayı görme yitisini kaybeden bir profesör, gözlerinin açılması umuduyla fransa'ya gider. burada geçirdiği bir dizi operasyondan sonra yeniden görmeye başlar. ülkesine döndüğü zaman da karanlıkta geçirdiği yaklaşık 40 yılı sorgulamaya başlar...

görmeye başladığı anda hastane köridorlarında sevinçle yürümesi, havaalanında annesini görmesi, kendisine eşlik eden karıncanın ona nispet edercesine durmadan çalışması gibi oldukça güzel detayların olduğu filmde çok az müzik kullanılmasına rağmen oldukça etkili ezgilerdir. bu arada hastanede ona eşlik eden sürekli ceviz yiyen amca da söylediği "aman avcı vurma beni, ben dağların maralıyam" türküsüyle hem hayrete düşürmüş hem de bizleri sevindirmiştir. her film seven bireyin arşivinde olması gereken müthiş bir eser.
körleşme üzerine bir film. bize kendimizi gösteriyor besbelli.

göz ki hayallerimizi yıkan bir katildir. dışarısı görmek istemediğiniz çirkinlerle doluysa bir körün en büyük korkusu "görmek"tir.

dokunmanın hazzı kalır parmak uçlarınızda.

insan bir periyi ancak rüyasında görür. çünkü rüya, peri için katlanılması gereken bir şeydir. rüya, gördüğümüz şeydir,; peri, görmek istediğimiz...

görmek nasip işiyse görmedim diye üzülmemek lazım.

insan, bazen cennetten bile sıkılır. hem, kim kendi hayatını yaşıyor ki?

bizden alınmış olanı dilemeyelim yine de...

allah, bize kendimizi de gösterir belki!
güncel Önemli Başlıklar