bugün

türbanla sıkmabaşın farkından behseden insanların şalvar ve pantolon arasında ki seçiminin neden pantolondan yaptığını sorasım gelen seçimdir. sebebine gelince türban bizim kültürümüzde yokmuş, sıkmabaş varmış sorarım cehaletinden yüzü gözü pas tutmuş zihniyet o kadar kültür aşığıysanız kültürümüzde olmayan pantolonu neden giyiyorsunuz? kültürümüzde erkeklerin şalvar giydiği gün gibi ortada neden şalvarlı değilsiniz modernize edilmiş göze hoş geliyor gibi zırvalamayın bana da türban hoş geliyor sıkmabaş çok eskimiş derim.
eğer gerçekten yere atma olayı söz konusu ise gerçekten saygısızlıktır.
sanat ve siyasi kaygılar değil mesele. apaçık saygı meselesi.
bu haç da olabilirdi.
evet biz insanlar birşeylere inanıyoruz,
daha önemli olan nokta şu ki birşeylere hayatımızı renklendirmek için inanmıyoruz. inanılan hayatı oluşturan hayatın sebebi olan oluyor.
herşey inanılan ile şekilleniyor, evet.
bu noktada sanatı hayattan ayrı bir yerde tutmakdır "sanat bu olur olur" demek.
olmaması gerekenlerden sadece biri.
başörtüsü, türban vs. senin için dinin sembolü (gerçekte değil ya), benim için ise gericiliğin sembolü. sırf sen ona bir değer atfediyorsun diye benim de ona saygı duymamı bekleme. ben duymuyorum. insanların hemen her platformda da bunu belirtmeye sonuna kadar hakları vardır. hatta bırak başörtüsünü, islamiyet'in kendisinin gericilik olduğunu, insanların sadece başörtüsünü değil, islamiyet'in kendisini dahi terk etmeleri yönünde fikir beyan etmeleri hakları vardır. sen istersen, titreme nöbetleri geçir, etrafa salyalarını akıt. bu bir fikir özgürlüğüdür, karşı gelemezsin. kaldı ki, senin hakaret dediğin şey, türkiye cumhuriyeti'nin temel ideolojisidir. bu ideoloji senin bir tarafını tırmalıyorsa, yapabileceklerin oldukça sınırlı. seni çok da rahatsız ediyorsa, başka diyarlara yerleşmek senin için çok daha uygun olabilir.

inekler de hinduların kutsalı ama kesip yemekte beis görmüyorsunuz. geçin artık bu kutsalıma saygı duy hikayesini. herkesin herşeyi dilediği gibi eleştirme hakkı var. bu ister aborjinlerin kutsalı olsun, ister hinduların isterse müslümanların. kaldı ki, başörtüsü de islamiyet'in sembolü değil.

ayrıca yeri geldi mi, başkalarının kutsalına ne kadar saygısız olabileceğinizi bu topraklarda yaşayan herkes gibi ben de çok iyi biliyorum. alevilerin dini törenleri için mumsöndü benzetmesini yapan, hristiyanlar'ın kutsal kitabına sahte deyip, kliselerde papaz ve rahip bıçaklayan, sinagoglarda bomba patlatan zihniyet çıkmış ortaya "benim kutsalıma saygı duy" diye çemkiriyor. dayanılır gibi değil sizin bu aşağılık çekişkileriniz...
öncelikle hürriyetin yorum yapmaya cesaret edemeyeceği olaydır. fazla kurcalamaya da gerek yoktur. yapanlar niyetini belli etmiştir. hedef her zamanki gibi kişi hak ve özgürlüğüdür. başkasının hak ve özgürlüğüne tecavüz eden kişi mantıklı olamaz. dolayısıyla mantıktan yoksun kişilerin eylemleri de dikkate alınmamalıdır.
24 kasım tarihli bir bayat haber vakti geldiğine inanılan bir tarihte haber çantasından masum tavşan misali çıkarılabiliyor. oysa, akp tabanının kendi hükümetinin müfredatından bihaberliği asıl haber konusu olması gereken. yaklaşık 1 ay sonra tozlu raftan alınıp altı yakılan bu haberin sahibi yiğidi de tanımak isterdim şahsen.

bu tip gelişmelere hazırlıklı olunmalıdır, bunlar siyasi atraksiyonlar. bu atraksiyonları besleyenler de yasama yürütme ve yargı üçlüsüne eklenmiş olan dördüncü(aslında birinci-literatür kabulü ile dördüncü denir-)kuvvetin siyasi görüşü üzerinden vuku bulan gerginlikten istifade çabasıdır. bu vatana büyük miktarda borç takanlar, zarar verenler genel olarak "ne mutlu türküm diyene" cümlesinin ardına sığınanlardır. bu konuda küçük bir miktar dikkat isabet için kafidir.

atatürk'e ve onun ilkelerine bağlı olduğu iddiasındaki kişiler devletçilik ilkesinin yaşatılması gereğinden yola çıkarak milyar dolarlık kredi borçları için bir "hesap lütfen" desinler daha sonra bakılır meselenin icabına. aksi takdirde benim gibi aciz bir vatandaş bu tip olaylara bodoslama dalan medya patronlarının iktidara gelmesini istedikleri aday yönetimle ekonomik mutabakata vardığını ve bu mutabakat üzerinden devlet bütçesi miktarlı borçlarını 30-40 yıl öteleyebilmek için zemin hazırladıklarını düşünmeye devam edecek. sizin o yalan dolan dümen dalavere endeksli zikredilmiş bağlılık yeminlerinizi sikeyim ben. lan bak sanki küfürsüz bitirsem çok şık duracaktı, mı ne?
fazla abartılmış olaydır. hala da abartılmaya çalışılmaktadır. bu tip küçük olaylar siyasi gündeme endeksli olarak büyütülüp küçültülebilmektedir. yine de bir kaç tespit ile olayı ele alalım:

piyeste başörtüsü yere bırakılmış böylece islamiyet'in bizi geri bıraktığı vurgusu yapılmıştır. 80 yıldır yapılıyor zaten bu, yeni değil, büyütmeye gerek yok. sanayi devrimi hakkında 2 laf etmeyenler bizi hacı hocalar geri bıraktı diye yıllardır karalama kampanyası yapıyor, halkın tercihleri ise ortada. geçtim.

olayı sadece bir sanat eseri, bir tiyatro oyunu olarak yorumlayan sanatseverler için yarın bir oyun(!) gereği şapka yere atılıp sarık takılır ve bu piyesin adı da karanlıktan aydınlığa olursa aynı ılımlı, anlayışlı, sanatsal yaklaşımı sergileyecekler mi merak ediyorum, sanmıyorum. demek ki sanatsever olmakla ideolojik düşünmek bazen aynı gibi görünebiliyor.

tekrarlıyorum, olay gereğinden çok abartılıyor ancaaak orada yere bırakılan başörtüsü değil, sıkmabaştır, kedidir kedi, sanattır bu, abartmayalım, cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça basında provakatif ve hep aynı kesimi(!) rencide eden haberler artmamaktadır diyenlere bir adet cumhuriyet gazetesi, bir adet de şapka hediye ediyorum. amaç karanlıktan aydınlığa çıkalım.

(bkz: soldan soldan geliyorlar tahsin)
(bkz: avrupa yakası)

(bkz: geldikleri gibi giderler)
(bkz: mustafa kemal atatürk)
yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi çerçevesinde son 10 gündür gündem oluşturma çabası içinde olan çevrelerin, şekil a2b de görüldüğü üzere, ikinci aşaması başörtüsünü ağızlara atıp çiğneme eylemi olan, yere atılarak çiğnenmesi eylemi ile start verilerek başlatılmak istenen 3. tesettür faciası(!)dır. bir takım inanç özgürlüğünü inanmamak olarak tercih etmiş insanın başkalarının inanç özgürlüklerinin de sınırlarını kendileri tespit ederek, inzibat çavuşu gibi "hooops hemşerim yanlış inanıyorsun" şeklinde veya direk "yassah hemşerim yassah" şeklinde dışa vurmak istedikleri olaydır.

örtünme eyleminin simgesi olan bir bez parçasının horum horum hortlattığı irtica nedense hep hortlamak için en uygun zaman olan herhangi bir seçim öncesini beklemektedir. sıradaki tesettür faciası(!) ne olacak merakla beklemekteyiz.

(bkz: edeb ya hu)
türbanı putlaştıran türbanı herşeyin üstünde tutan zavallı insancıklara verilmiş iyi bir cevaptır. aferim tebrik ederim. şimdi oturup ağlayın hep beraber türbanımı ezdiler saygısızlık ettiler dinime küfrettiler diye...
bakıyorum da geçen gün hürriyet'in tesettürlü haberine, çocuğun sağlığını s.kine takmadan o hemşireler tesettürlü değildi diyerek saldıranlar, aynı hataya düşmüşler. çiğnenmesi denmeyen, yere bırakılması denen haber.

linki iyi okuyun, üstelik milletvekili bile benimle hem fikir. vallaha bravo..

ama pardon. ben şimdi büyük konuşmayayım, birazdan vakit.com, zaman.com.tr linkleri yağar başımıza. peşin peşin özür dilerim.
eğer söz konusu olay piyeste geçen olay ise son derece terbiyesizce tepkiler verilen hadisedir. türbanlar çiğnenmemiş, sadece çağdaşlaşmanın sembolü olarak açılmıştır. normalde böyle bir gösteri olması ise son derece rahatsızlık vericidir. milyonlarca insanın inandığı bir dine ve bu dine inanan kadınların bir kısmının sembolüne bu şekilde hakaret etmenin tek amacı onları kışkırtmak olabilir ve ayrılıkçı zihniyetin yapacağı iştir.
bayrak yakmak, çiğnemek kadar şerefsizce ve manasız bir davranış.

Ülkeyi bu tarz hassas konularda böyle aptalca davranarak kaosa sürüklemek isteyen beyinsizlerin eylemidir bunlar.

Başörtüsünün kamusal alanda kullanılmasına karşı olmamıza rağmen, bazı ahmakların gazı ile "laiklik" sloganları altında, ellere şarap alınıpta sahilde "şerefe" diyerek yapılan şov ve provoke amaçlı, manasız gösterilere de karşıyız.

Bu işler cenaze namazında en önde namaz kılmak ile, başörtüsünü yere atıp çiğnemekler, gaza gelip sahillerde şarap içmek ile olmuyor maalesef.

Ama onlar da haklı. Nerede güvenecek bir lider ve onun altında birleşmiş bir siyasi parti.

Sen devam et oynamaya birader...
piyes, milli eğitim bakanlığınca onaylanan ve önerilen bir piyestir. üstelik sahnede, cumhuriyet'in kuruluşuna dair bir oyun sergilenirken; kimsenin ayağa kalkıp s..rn gidin diye bağırmaya hakkı yoktur. şahıs, piyesi anlamak istediği yerden anlamıştır. * kimse başörtüsünü ezmemiştir; başörtüsü usulca yere bırakılmıştır. ortada bir değil bir kaç saygısızlık var evet, ama piyesi oynayanlarda değil; asmak, kesmek, kelle uçurmak mantığında olanlar var ya, onlarda...
başörtüsünü yapanın emeğine, başörtüsünü takanın inanç özgürlüğüne karşı saygısızlıktır.
duzce ilinin kaynasli ilcesinin akp ilce baskaninin "huleayn nooluyo layn!" diyerek alkışladigi olay olmasi itibariyle ilgi ceken olaydir. ilce baskaninin cahil oldugu ve insanlarin hakaret etmeden goruslerini anlatabileceklerini gozardi etmesi cahilliktir. ama elestiren sozluk yazarlarinin tipatip ayni tarz ile karsi cikmalari, isi elestriye degil sidik yarisina dondurur.* *
bazılarının pek ilerici(olmadı bu?) emellerinde kutsal adledilen, ata-dede mirasımız şeyleri kullanmalarını gayet normal karşılayanların "abaareyyy. koşun koşun, vurun kahpelere!" şeklinde cingar çıkarmalarına neden olan olaydır.

okuyun biraz. okuyun da kuran'da "örtünün" dendiğini görün. örtünmekle kapanmanın ne kadar farklı emellere hizmet ettiğini kavrayın.

ata/dede miraslarımızla arap kültürü farklarını anlayın. maşa olmanın ne merem bir şey olduğunu kavrayın.

yapılan sanata karşı saygılı olun. sanatçıların kişilik haklarına "şerefsizlik yapma!" diye saldırmayın.

tabii; boşa konuşuyoruz biz; o ayrı.

edit: kapanmak yanlış oldu biraz. ninja kıyafetleri giymek, çarşafa dolanmak, mumyalanmak desek daha doğru.
hıncını bir bez parçasından çıkarabilecek kadar gerici, pardon bunlar ilericiydi di mi? he bird e çağdaş ve laik (!) olanların ırkçılık, aşağılayıcılık barındıran eylemi.

El insaf be ! bir bez parçası sizin çağdaş, laik, ilerici ve sözde atatürkçü düşüncelerinizi yaymaya engel oluyorsa vah sizin halinize ki ne vah !

dolap beygiri gibi aynı eksen etrafında umarsızca döneceğinize muhasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmek için bilim okuyun, sanat yapın, çalışın ! kişilik haklarına saygısızlık yapmayın ! bizim atamız böyle mi yapmış ?
ülkedeki her başörtülüyü annanem/babannem/zübeyde hanım fikrinde olduğunu zannedenlerin varlığını kanıtlayan bir olaydır.
"Kılık-Kıyafet Devrimi ve Kurtuluş Savaşı'nın anlatıldığı piyeste 4 kız öğrenci senaryo gereği başörtülerini çıkararak yere bıraktı. Bunun üzerine konuklar arasında yeralan AK Parti Kaynaşlı ilçe Başkanı Birol Şahin, ayağa fırlayarak tepki gösterdi.

Piyese tepki gösteren Şahin, sahnede sunumu yapan öğretmen Fatma Aktaş'a dönerek, Şerefsizlik yapma dedi. Bu sırada bazı öğretmenler ve siyasi parti yöneticileri AK Parti'li Şahin'e tepki gösterince Şahin bu kez salondakilerle tartışmaya başladı. Salondakilerin kendisine yönelik alkışlı protestosuna tepki gösteren Şahin, DSP ilçe başkanıyla da tartıştı."

yanlış aksettirilmiş haberdir. haberde yazan aynen bu iken, belki kasıtlı belki de dalgınlıkla provokatif şekilde açılan başlıktır. haberde anlatılan ile başlık tanımlamasının alakası yoktur. ayrıca, görüldüğü gibi asıl sorun, bir piyesi izlerken dahi ilkel saldırganlık dürtülerini kontrol edemeyip öğretmenin üzerine yürüyenlerdedir. onu da söylemek lazım.

not: link verilmiş bak orda. bir tıklamak lazım. tıklamadan, esip gürlememek lazım. komik olmamak lazım.

hepsi olur tabi, lazım.
(bkz: tiyatroyu yargılamak)

bu memleket adam olmaz. sanat eseri, ne amaçla olursa olsun, siyasi, dini ve bu gibi kaygılarla incelenemez. o zaman sanat eseri olmaktan çıkar. sizin yazarınız kitap yazar, kitabı yargılarsınız, tiyatrocunuz oyun sahneler, oyunu yargılarsınız. yapmayın bunları artık. bu memlekette bizim tek eksiğimiz, bu sanat anlayışı olmayışı işte. ne tiyatroya gider bu millet, ne resimle ilgilenir. zanaat ağır basmış, sanat yok denecek kadar azdır. o yüzden, sanat nedir onu da bilmiyorsunuz. nasıl değerlendirilir onu da bilmiyorsunuz.
"ülkede baş örtmenin artık sadece bir iman/inanç için olmadığını, siyasete alet edildiğini görmeyenlerin olduğunu gördüğümüz haberdir." diyeceğim, formata aykırı olacak.

o zaman; "insanları, başını kapatan bünyelerin bu kapatış şekillerini dahi kategorize etmeye çalışanlar ile çalışmayanlar diye kategorize etmeye çalışanların varlığını gösteren haberdir." diğeceğim; bu da olamayacak.

olayların sarpa sarmasına neden olan bir olaydır.

(bkz: sidik yarıştırmak)
saçma protesto.
evet sıkmabaş olayının karşıtı ya da laikliğin savunucusu olmak çok güzel fakat bunun başkalarının inançlarına tü kaka diyerek savunulmayacağı da birilerine anlatılmalı..
oyunu yazan bayan öğretmenin, Türk kadınının -başörtüsü ya da herhangi biR şey ile- toplumdan soyutlanıp haklarının alınmasını eleştirdiği için AKP'li ilçe başkanı tarafından 'şerefsizlik yapmakla' suçlandığı olay. ancak olayın üstüne ehemmiyetle gidilmeli, olay kapanana kadar eleştirilmemelidir ki sonra olayın 'yalan haber' olduğu anlaşıldığında kimilerini tekrardan sevindirmeyelim.
(bkz: saygısızlık)

tabi baş örtüsünü gözümüze inatla sokanların yaptığından farklı değildir.
başörtüsü ile sıkmabaşın farkını görmeyenlerin, görmezden gelenlerin sağdan-soldan, yukarıdan-aşağıdan -sözüm ona farklı açılardan- yaklaşması ile, konuyu çarpıtması ile pek çok şeyin sarpa sarmasına sebep olabilecek bir olaydır.
verdiği mesaj ne olursa olsun 'aha bak başörtümü attım, artık karanlıktan aydınlığa yürüyebiliriz.' olan piyestir. çiğneseydi de tam olsaydı dedirtir insana.