bugün

bir nevi hayatı kendi doğrularınla yaşamak ve hayatın gerçeklerini kendi doğruların zan'netmek, zannettiklerinle hükmetmek ve sürdürmektir ilişkilerini. dolayısıyla akliselim, er kişi olmayan insan davranışı yada dışavurumu olarak da tanımlanabilecek durum olur bu.
yasamın can alıcı noktalarından birini kacırmıs insan kişisi davranısı.
en küçük çaplısından en büyük çaplısına bütün sorunların en büyük nedenlerinden birisi.
başkalarının dinine saygısızlık, insanların dış görünüşlerine, cinsiyetlerine.. bunlar hep saygısızlık örnekleridir. verdiğim örnekler dikkatinizi çekmiştir. sözlükte türban, dindarlar, karı*larla ilgili baslıklar, penguene benzetilenler.. böyle başlıkları görüyoruz. peki düsünce, din, cinseyet, ırk gibi özelliklere duyulmayan saygının kaynağı ne? türban takan birine söylenen sözler veya dinine bağlı birini aşağılamak, kadınların cinsiyetleri öne sürülerek söylenen laflar, insanların dış görünüşleriyle dalga geçmek, sizi yükseltiyor mu? söyleyin bana sizce bunlar bir insanın yapabileceği seyler mi ? bu saygısızlıkta neyin nesi! bazıları kendini kim veya ne sanıyor ki bu şekilde konuşma hakkını buluyor kendisinde. fikir belirtmek en doğal haktır, buna bir şey demiyorum zaten, ama fikir belirtirken karşı tarafı ezemessiniz, işte bu saygısızlıktır.

sözlükte saygısızlığın boyutu çok ciddidir. başkalarını ezerek üstün olmaya çalışmayın, kendiniz çalışarak saygınlıkla onların üstüne çıkın.
(bkz: saygı)
saymak; yani bir deyişle bir şeyin varoluşunu kabullenmek, ve bu varoluşun şeyden talep edeceklerini şeyin eyleyebileceğini bilmek, ki bu vareden (giz diyelim) gizin de var olduğunu ve 'ortak ana' oluşunu anlamış olmak veya bu bilince farkında olmadan sahip olmak durumunda şeyin kendinde ortaya çıkan hissin; sayılabilecek onlarca nedenden ötürü ortaya çıkmaması durumunda gösterdiği anlayış, davranış veya eylemin karşılığı olan kelime.

(bkz: çok canım sıkılıyor öğretmenim)
saygının olmama hali.
en temel anlatımla, varlığını kabul etmeme ya da görmeme durumudur.
evrendeki en kırılgan konudur galiba, zira bıçak sırtındadır. çünkü en saygılıyım diyen dahi saygısızlık yapmıştır hayatında.
Bu durum ona bakan kişiyle de alakalıdır biraz, zira saygısızlık çizgisinin çoğunu, hakkı gaspedilen çizer. eğer ki sabırlı, mantıklı, sakin bir adam saygısızlıktan bahsetmeye başladıysa, artık karşısındakinin (bile) düşünmeye başlaması gerekmektedir. eğer saygısızlık durumu devam ediyorsa, buna maruz kalan kişi, maruz bırakanın anlamasını sağlayacaktır yakında, ve (eminim) bu hiç hoş bir şekilde olmayacaktır.
behzat ç."deki ercümentçözer"in bir numaralı takıntısı. sebebini henüz anlayabilmiş değilim.çocuklukla falan ilgilidir muhtemelen.
ilerleyen bölümlerde anlatır belki.

edit: "bi daha bana saygısızlık etme" cümlesi o kadar kalıplaştı ki, saygısızlık deyince aklıma sadece bu geliyor vallaha.
şu günlerde insanların değerlerine sık sık yapılan, onları küçük görme; onlara hakaret etme; onlarla alay etme vaziyeti. insanlar birbirlerinin kalbini kırıp, birbirlerini sinirlendirip duruyor karşılıklı olarak. peki amaç ne? "amaç yok! o başlattı." vay be! savunmaya bak. apışıp kaldım. ben de mi saldırma eğilimi gösteriyorum yoksa şuan? saygısızlara, saygısızlık yapmak üzere miyim neyim? vah beni! efendim, eşref-i mahlûkata yakışmayan davranışlar bunlar, basbayağı kendinizi konuşup anlaşabilen varlık niteliğinizden saptırıyorsunuz. basbayağı bunu yapıyorsunuz. yahu, böyle bir tutum sergilerken ben sizi nasıl kaale alayım? ben nasıl saygı duyayım? eh işte, aynı saygısızlık yolunu seçersem; demin söylediğim karşılıklı kalp kırma olayına ironik bir şekilde dahil olmuş olurum. çoğu kişi de bu düşünceler içerisinde dahil oluyor. ve sonu getirilemeyecek bir soruna dönüşüyor saygısızlık. tartışıp mantık yoluyla olayları değerlendirerek çözüme varma yolunu seçmemekte, biraz da bu alay edilen değerlere gereksiz bir sımsıkı bağlanmışlık rol oynuyor. bu sımsıkı bağlanılan değerlere biz kısaca dogma diyoruz. insanlar akıllarını birazcık havalandırmadıkça daha çok böyle vakalarla karşı karşıya kalacağız. hele de en beteri, saygısızlığın bir mizah normu hâline gelmesine... saygısızlık yoluyla mizah-eleştiri yaptıkları sanrısı içinde olanların zat-ı şahaneleri kara-mizah konusunda en yetkin isimlerden olan aziz nesin'in kitaplarını yalayıp yutması ve yanlışlarını fark etmesi başta gelen temennimdir.
kendinden büyük birini ayağına çağırmaktır, örnek ile destekleyelim; ranzanın tepesinde yaşamını sürdüren insan evladının telefonu çalar, gelen telefonda bir takım emirler alır, sinirlenir, tam of puf derken, mutfak kapısının sesini duyar ve babanın en nefret ettiği olay gerçekleşir, ranzanın ikinci katındaki insan evladı avazı çıktığı kadar baba diye bağırır, baba bir hışım bir sinir kokusu ile odaya girer, ya düdüklü tencere kapancakmış, ben inmiyim şimdi denir, hiç mi utanmam yok bilmiyorum, babanın kızdığı olay neden ev içinde birbirimizi bağırarak çağırıyormuşuz, ya ne olacağıdı, gerçi ben bazı zaman mesaj atıyorum, bak naptım saygısız davranmamış oldum, sonra düşününce koca adama git mutfağa demek dokundu ve düşündüm taşındım, kendi menfaatimiz için karşı taraftan bir şey istemek saygısızlıktır.
ramazan ayında oruçlu kimseleri zerre umursamayıp mini mini şeyler giyerek sokağa çıkan kızın yaptığıdır. o sanar ki hak sahibi her daim odur ve oruç tutan insanın hakkı falan onun istediğini giyebilme hakkının yanında önemsenmeyecek kadar küçüktür.
zamanımızda büyüğün küçüğe, küçüğün de büyüğüne karşı bünyesinde barınmayan hededir. eğitim şarttır. aynı zamanda ilişkiyi bozacak 3 şey arasında mutlaka yer alır.
ülkemizde tanımının tam olarak anlaşılamadığı düşünülen eylem.
ercüment çözer'in ayar olduğu durum.
Hani oyunda bir seviyemiz olur ya. Bu da öyledir hal ve davranışlarımızı göre seviye atlarız. Eğer seviyemizi yükseltemeyip diğer insanları düşünmeden hareketler yapıyorsak o zaman saygısız oluruz.
saygılı olmak beklentilerini karşılamama durumudur.
Bir insanın, özelikle başka bir insana karşı onun tarafından kabul görmeyeceği şekilde davranmaktır.
Günümüzde bir çok insanın diliyle, eliyle, fikriyle başka insanlara karşı gayet doğal bir halde yaptığı eylemdir.
bu ülkedeki maalesef en çok rastlanılan durum. yurdumun eğitim düzeyi yerlerde sürünen, kıt düşünceli insanı net saygısızdır. çok dindar olabilirsiniz veyahut ateist olabilirsiniz. yaftayı yersiniz hemen. insanlar tek tik prototip robot gibi olsa nasıl olurdu dünya bre akıl yoksunu tahammülsüz? sıyrıl artık şu at gözlüğünden.

bir diğer sorun alay. insanları görüşleri veya hayata bakış açıları yüzünden aşağılamak ve alay etmek. bir ateist sözde kendisinin aydın olduğunu, bilim ve fenin ışığında bir şeyler yaptığını filan düşünür. düşünmekle kalır ama saygısızca dindar insanlarla alay eder. ama sanane yarraam sana giren çıkan mı var sen bulmuşun işte kendine göre doğru olanı denilesi bir durumdur bu. bir dindar niye dine zorlar bir başkasını mesela. dinde zorlama yoktur değil mi ya da.

eğlenmek için bulunmuştur muhtemelen futbol. birbirini bıçaklamak için mi. bende sıkı bir futbol tutkunuyum ama holiganizm yüzünden ne çocuklar babasız büyüyor belki. bir örnek bu mesela.

farklılıklara saygı duyun. böyle çıkar karanlıklar aydınlığa.
insanlar arasındaki iletişimi olumsuz etkileyendir. sevmek/ sevmemek haktır ama saygı huzurlu bir toplum açısından, ortada bir suç, cana/ mala saldırı olmadığı sürece, zorunludur.
bir kişiye, bulunulan kültürün ve/veya toplumun ahlaki, manevi ya da toplumsal değerlerine aykırı biçimde davranma sonucu ortaya çıkan, nahoş etkileşim. şiddetle kaçınınız.
(bkz: sol frame)
insanların kendi çapını ortaya koyan davranış. çevresel etkiler falan filan.
günümüzde evliliklerin bitmesinin başlıca sebebidir.
Diz boyudur ve bazı insanimsilar için de gereklidir.

Ulan ne pislik ne vasat insanlar var dünyada. Onlara neyin saygısını gösterip de insan yerine koyucam.
Yapana karşı asla toleransım olmamıştır. Cezasını da veriyorum.
güncel Önemli Başlıklar