bugün

Ruhunuz duymuyor olsa da vardır böyleleri. Kıyafete ayıracak ekstra bütçeleri olmadığı gibi bütçe ne demektir bilmeden yıllarca karın tokluğuna ite kalka yaşamış ailelerin birer gerçeğidir. Onlar için bazen sevinç başka şehirlerden akrabaların ya da kendinden büyük ve hali vakti yerinde komşu çocuklarının verdiği eski kıyafetin kendilerine tam ölçü gelmesidir.

Şimdi içinizden bazılarınız da eski artık giymediği eski kıyafetlerini bir başkasına verirken iki kere düşünsün. Asıl adamlık, eski kıyafeti ona layık görmekle olmuyor. Kendinize alıyor gibi en yenisini alıp, bir garibanın ihtiyacını gideriyorsanız adamsınız.
bizim mahallede bir ayşe vardı . komşumuzun kızı kendisi . şu an lise okuyor olması lazım . bizim küçükleri bir çantaya koyar ona verirdi annem . bir gün üstünde benim artık istemediğim hatta varlığını bile unuttuğum kazağımı gördüm . anneme çok pis kızdım beyler . dedim sen nasıl verirsin benim malımı bilmem ne . dedi kızım seni soğuktan koruyacak tonla kazağın var , bir kazağında onu soğuktan korusun istedim . ayşeyi ne zaman görsem duygulanıyorum . lan diyorum kendi kendime bu kızın neden hiç yeni bir şeyleri olmuyor ? yeni bir kitabı bile olmuyor bazen . bir insanı nasıl eskilerle eskitebiliyor lan hayat ? duygulandım yine .
yıllarca kız olmama rağmen abimin kıyafetleriyle dolaşan bir insan olarak beni duygulandıran bir başlık.
maddi olanaksızlıklar içinde büyümüş çocuktur. ona verilen eski kıyafetlerle mutlu olmaktadır. yağmuru içeri geçiren delik bir ayakkabı giymektense. eski ama sağlam bir ayakkabı giymek daha iyidir. diye düşünür.
zamanında mandalina kabuklarını sobanın üstünde yakmış,sobanın yanında leğende yıkanmış, en ucuz oyuncak olan tasolarla oynamış, tahtadan silah yapıp mahallede oyun arkadaşlarını kovalamış, annesi "döverim seni eve gel" diyene kadar sokaklarda gezmiş, sırf oyun uğruna yemek yemeyi bile unutmuş, tüm saklambaç oyunlarında evin ayakkabılığına saklanmış , eve ancak akşam ezanıyla annesinin atacağını söylediği terlik kışkıtmasıyla girmiş, muhtemelen çok kardeşi olduğu için pek ders çalışmaya zamanı ve yeri olmamış, ödevini hep okulda başka bir arkadaşından geçirmiş, okul kitaplarını da bir üst sınıfta okuyan fatma abladan geri vermek şartıyla almış insandır.
hakkında uzun uzun yazılabilecek insandır. Hayatı boyunca unutmaz başkasının kıyafetleri ile büyüdüğünü. Ne zaman kıyafet çekmecesini açsa aklına o eski anılar gelir. Başkasının kıyafetini giyerken hep bir burukluk hissetmiştir. Ailesinin maddi durumu iyi değildir, sadece kıyafet konusunda değil diğer birçok konu da sıkıntısı vardır.
Eskiden giydigimde nasil utanirdim... Hele komsumun bana yeni almis gibi vermesi zoruma giderdi, neyse ki gecti o gunler yirtik ayakkabinla gulunmek kadar zor sey yoktur hele bide utangacsan.
kalabalık bir aileye sahip olduğumdan çocukluk kıyafelerimin bir kısmı yaşça büyük olanlara aitti ve onlardan bana gelenlerle benden sonraki kuşak da bayağı geçinmişlerdir. hatta geçen küçük kuzenimin üzerinde gördüğüm montun benim yani dolaylı yoldan ablamın olduğu konusunda şüphelerim var.
Cocukken fazla sorun olmuyor. Ergenlikte utanc kaynagi. Yas oturup karakter kuvvetlenince onemsiz. Simdi bile arkadaslarimin elbisesini giyerim. Onlara dar gelen olursa ben alirim, bana olmayani onlara veririm. Babam omrunde takim elbise gormemis adam. Benim ne haddime babam o vaziyette yetisip beni yetistirmisken begenmemezlik yapmak. O magazalar var hepsi ajitasyon diyen kokos abla bi ara anadolu yoresini gezsin. Hala lastik ayakkabi giyen cocullar var. Adam demis eski kiyafetle buyuyen bu kokos da hemen atlamis. Sinirimi bozdu kokos.
bir paket sigara parasına ayakkabı alınıp 1 sene giyilebilmektedir. ben kokoş olduğum halde alıp giyorum mesela. hergün bi kenara 1 tl koysan 10 günde alırsın fakir edebiyatı yapmaya gerek yok.
Benimdir. 2 ablam oldugu icin hep saklamislar ben giymisim.

Sonra onlara boy faki attim artik onlar giyinsin dedim.
araştırmalar gösteriyor ki, ileride de asla yeni kıyafetleri rahat rahat giyemez. yahut bir kıyafeti ancak başkasının üzerinde beğenir.
abi/abla sonrası giyiliyorsa ve para sınırlı ise, yaş da küçükse sıkıntı değil. ama yardım amaçlı veriliyorsa hem de o elbiseye mecbursanız pek ses edemezsiniz.

giymek zorunda kalanın belli bir tarzı yoktur. zaman gelir bol bir gömlekle gezerken, zaman gelir dar bir pantolona sığmaya çalışır. polo gömlek giyersin ama eski görünümlü, bazen küçük ve çıkmayan ama görünür bir leke var diye verilen takım elbise. demode olan onun olabilir. dünya kadar paraları var ve gayet rüküşler, peh...

yaşınız 30'a geliyorsa ve hala giymek zorundaysanız artık durumu umursamazsınız; hele hayatı pek de sevmiyorsanız. 36 beden pantolon giyen size, ısrarla 28-30 beden pantolon veren akrabanıza yine de ara sıra küfredersiniz. ama belki, ileride çocuğum giymesin diye kendi kendinize düşünebilirsiniz.

sonu mevlana'ya bağlayayım:

ne insanlar gördüm üzerinde elbise yoktu; ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu !

bir de pollyanna çekip kaderciliğimi mi pekiştireyim? 25000'lik çantalarıyla, 3000'lik ayakkabılarıyla boy gösterenlere hiç mi bir şey denmez? bir şeyler desek de neye yarar?
maddi durumu kötü olan insandır. eğer kafasına çok takarsa ilerde bu konuda özgüven sıkıntıları yaşayabilir.
halk ekmek kuyruğunda elinde poşetle ve fişle ekmek alan insandır. Eskiyi bulamayanlar da var. Şükür..
güncel Önemli Başlıklar