bugün

liderlerin dini simge, manevi bir yansıma olarak görüldüğü, sınırsız yeraltı zenginliği ile eknonominin kısmen rahat sayıldığı ve
burdan gelen gelirin askeri yığınağa dönüştürülüp halkın kafasına demir yumruk olarak indirildiği ve ülkenin baskıcı yönetimin malı sayıldığı ülkeler barındırırdı arap yarımadası.

tunus makus kadere dur dedi geçen günlerde ve baskıcı rejimlerinde bir sonu olduğunu gösterdi tüm dünyaya. zaten tarih tekerrürden ibaret değil miydi?! zamanında da topraklarının etrafını devasa surlarla çeviren liderler kimsenin kıllarına zarar veremeyeceğini düşünmekteydi. fatih sultan mehmed in konstantinapolis i fethi ve fetih sırasında yıkılmaz denilen surların dökülen toplarla aşılması derebeylik sisteminin ve dolaylı etkileriyle bir çağın sonunu getirmişti. aradan yüzyıllar geçti tunuslular bu fetihten feyz aldı mı almadı mı bilinmez tarih yine tekerrür etti.

geçtiğimiz on yıllar sağ blok'un tüm dünyada yükselişine tanıklık ettiğimiz bir dönem oldu. ukrayna'nın turuncu devrimi kezzap atılmışa benzeyen bir devlet başkanı bir devrim lideri suratıyla son buldu. istisnai durumlara bile hayat yoktu. derken en yakın halini de bizatihi yaşadığımız sağ blok aldığı dev devlet desteği ve iktidarlarını güçlendirmesiyle faşizan yönetimlere dönüşmeye başladı.
* sanat eserine 'ucube' tez yıkılmasını emretmek, ardından organize olmamış spontane gerçekleşmiş ve sadece ıslıklamadan ibaret olan bir tepki karşısında mekanı terkedip, 'top benim olüm, oynatmam sizi' deyip ağlamak, gençlerimizi koruyacağız temasıyla alkol ile bağlantı yaşını 24 e yükseltip, silah satın alma ve ruhsat alma yaşını 18 e çeken amaçlı, baskıcı, sosyal hayata olumsuz yönde etki eden davranışlar normal hale geldi. gençleri içkiden koruyalım da tüm ülke vatandaşını mermiyle baş başa bırakalım demenin absürdlüğü türk komedi sektörüne örnek olmalı. yoksa devlet eliyle çelik yelek falan mı icat edildi/üretildiği. yeni bir gizli güç kaynağı olarak mı kullanıcağız bunu yoksa?! çin falan gibin. gerçi çin; bir amerika değil. gözü yükseğe dikmek lazım.

baskıcı yönetimler ister asker eliyle olsun, iser şeyh şıh altın/petrol gücüyle, isterse yetmez ama evetle, geldikleri biçim ne olursa olsun gidişleri çantalarına attıkları bir kaç kilo altın, mücevher, elmas, pırlanta değerli taş ve portatif kullanım için kenidlerine sunulan onurları ve yüzleri oluyor.

her baskı rejiminin sonu bir halk ayaklanması, bir devrim olacaktır, o güne kadar yapılanlar yapanların yanına hardır.