bugün

Her duşa girdiğimde bilim, sanattan tutun da felsefeye kadar kendi kendime yaptığım ve kazandığım tartışmalardır.

Bazen tartışma o kadar uzar ki yarım saate kadar duşun altında kalırım. Bir de öyle edebi öyle güzel bir dil kullanırım ki ben bile kendime şaşarım. Sanırım içimdeki aydın kişilik sadece suyu görünce ortaya çıkıyor.
Lawrence krauss gibi ünlü fizikçilerle tartışma yapmaktır. Güya bir panel var ve ben de katılımcıyım,olayın metafizik boyutunu ele alıyorum ve krauss beni küçümsüyor.
bazı gecelerde istemsizce kendimle yaptığım ama kazanamadığım tartışmalardır.

uzun uzun tartışır, kritik eder sonra da yenilirim kendime. hoş, tartıştığım kişi ben olduğum için aslında yenilmiş sayılmıyorum,tartışmayı kazanan yine ben olduğum için.. gerçi bu da tartışma konusu. hangi taraf gerçek ben,hangi taraf öbürü.

en iyisi bu konuyu da banyoda tartışmak.
sanat konusunda falan olmasa da şarkı söylemekten ziyade bunu daha çok yaparım. hatta kendimi kızdırırsam ağlar, çok fazla kızdırırsam yumruk da atarım. sonra kendime sakin olmamı söylerim ama ne fayda diğer ben asla kabul etmez bağırıp çağırmaya başlar.
uyku öncesi veya uyanmaya yakın bir anda yarı uyanık bir şekilde yapılan tartışmalar da en ilgincidir. bir çok probleme çözüm bulduğum anlardır.
Benim hayatımın her anı bu tartışmalar ile doludur. Yolda yürürken bile, hep aklımda bir tartışma vardır.

Bundan dolayı unutkanlık ve dalgınlık sorunum var.
sadece banyo değil, hayatımın yalnız kaldığım her anımda vardır bu tartışma. hatta yalnız kalmayı o kadar çok severim ki bu yüzden. çünkü yalnız olmadığım zamanlar hep kaybederim karşımdaki insanlara karşı. haklı olsam bile öyle bir akıcı ve hiç susmadan konuşurlar ki, bu konuşmanın sonunda kendimi haklı olduğum halde özür dilerken bulurum. daha sonra yalnız kaldığımda veya yolda yürürken veya banyo yaparken o anı tekrar tekrar yaşarım.. ama bu sefer tabii ki her şey benim istediğim gibi. tamamen benim istediğim gibi tartışma başlar. ilk önce onun konuşmasına hak verir ve karşısında oturur büyük bir sabır ve anlayışla onu dinlerim. o tamamen her şeyi anlatıp düşüncelerini paylaştıktan sonra sıra bana gelir ve kendisine konuşma başlamadan önce, beni bölmemesini ve sakince dinlemesini söylerim. daha sonra başlarım, içimdeki bütün her şeyi öyle güzel kelimeler kullanarak, öyle akıcı bir şekilde anlatırım ki ahhh ahh, ben bile kendime hayran kalırım. daha sonra tarihten ve edebiyattan örnekler verir bazı güzel cümleler eklerim. hatta haksız ve suçlu olsam bile bunu o kadar güzel açıklar ve özür dilerim ki görmeniz lazım, o an karşıdaki kişi benim ne kadar anlayışlı ve derin düşünceli birisi olduğumu fark edip bana daha çok ilgi duyar. daha sonra beni bu şekilde suçladığı için özür bile diler hatta. bu kişiyle dost olurum hemen, hatta gittiği bazı yerlere beni de çağırır ve arkadaşlarıyla tanıştırır. benim ne kadar bilgili ve düşünceli birisi olduğumdan arkadaşlarına bahsettiği için hepsi bana fikir danışır, düşüncelerimi merak eder. onlarla güzel bir yere oturur sıcak bir şeyler içerken ben de kendilerine hayat hakkındaki düşüncelerimi aktarır, kendi düşüncelerini sorar ve yorumlarım. düşüncelerimi o kadar beğenirler ki bana hayran kalırlar. beni çok yakın bir dostları olarak görüp, daha çok vakit geçirmek isterler. hatta bana küçük sürprizler bile yaparlar zaman zaman. ama ne olursa olsun her zaman birbirimize karşı anlayışlı ve sakin bir şekilde davranıp anlamaya çalışırız.

tabii daha sonra yalnızlığımdan sıyrılıp insanların veya arkadaş çevremin arasına karıştığımda hiçte böyle olmuyor, haklı olduğum konularda bile konuşmayı, kendimi savunmayı pek beceremediğimden hep alttan alan ve yapıcı olmaya çalışan tarafta buluyorum kendimi. her olayda sanki kesinlikle suçlu olan taraf benmişim gibi hatayı kendimde arayıp daha hiç kimse sorgulamadan hemen etkili bir savunma hazırlıyorum kendime. tabi bu etkili savunmamı bile hayal ettiğim gibi yapamayıp yine haklı olduğum halde haksız durumlara düşüyor ve yaptığım her şeyde yanlış anlaşılıyor-yorumlanıyorum.
Durumumuz yoktu okuyamadım.
genellikle kendimle konuştuğum yerdir düşündüklerini hayatına katabilirsen etkisini görürsün.
iç sesin en somut şekilde ortaya çıkmasıdır.

nice bilimadamları, fizikciler, felsefeciler bu duşlarda alt edilir.
Ulan haykırdım görünce resmen. Bir ben yapmıyormuşum demek ki valla şuan nasıl mutluyum çocuklar gibi şenim.
bir de bunun jest ve mimikler eklenmiş hali vardır ki düşman başına!
Sıcak suyla birlikte bünyeye dolan rahatlamanın bir sonucudur. Özgüven yükselir, Diksiyon değişir ve tartışma başlar.
Sessiz ortamdan olsa gerek kendi içinizde bir çok felsefi sorular sorulur ve yanıt arama başlanır. Çelişkili fikirlerden arınma adına iç ses ile tartışma kaçınılmaz elbet.
Sonrasında bornoz ile meyve suyunuzu yudumlayarak kutladığınız tartışmadır.
nezaketin doruk yaptığı tartışmalardır. acaba bizim millet vekilleri de duşun altında mı şu anayasayı tartışsalar diye akıldan bir an geçer.
https://youtu.be/okQJPUTQMqA
ooo favorimdir.
Geçen yine referandum tartışıyoruz içimdeki hıyarla. Bir o ortaya sürüyor tezlerini ben çürütüyorum; bir ben manevra yapıyorum o salvolar yapıyor. Müthiş üst düzey, kaliteli bir ortam oluştu banyoda. Tam içimdekini alt edecektim ki içerden babamın "lan babanın barajı mı var.çık ulan artık" bağırışıyla tartışmamız yarıda kaldı.
kazanırsan üzüleceğin kaybedersen gene üzüleceğin tartışmadır. kendini yendiğine mi sevineceksin yoksa hayali tartışmayı bile kaybettiğine mi üzüleceksin. tam bir çıkmaz sokak.
(bkz: kavgadan korkanlara tavsiyeler)

ilk önce burada bir kazanmaya çalışın kazanamazsanız kazanana kadar 1 2 ay çabalayın, sonraki evre street fighter v De oynayıp, kazanın sonra smackdown oynayıp kazanın bu aşama da bittiyse, artık tek yapmanız gereken sokak dövüşleri.

Evet 619 sokakta birebirdir, bul bir direk vur adama direk.
Güzel bir terapi yöntemidir.

Gün içerisinde içine attıklarını ortaya döker kurtulursun.
Banyoya, rahatlayıp gevşemeye girmiş bünyelerin, umurunda olmayan kazanmadır.
Suya, köpüğe, şampuanın kokusuna filan odaklanır, avaz avaz şarkı söyler, duşun altında öylece baston gibi durur, suyun keyfini çıkarır.
Tartışma nedir yahu!
nedense burada yaşanan monologun aynısı gece yataktayken de yaşanır ama banyodaki kadar zevk vermez. hayatımdaki pişmanlıkların yarısı buradaki monologlarda saklıdır.
Tartışmada dozunu kaçırıp sinirlenip sabunu sıkıyor, şampuana hakaret ediyorsanız müthiştir.

Amcam duş başlığını nasıl kırdın diye soruyor. Tartışarak desem poposuyla güler.
güncel Önemli Başlıklar